Kapanan tekkeler-Kapanmayan tekkeler

Bir asra yaklaşıyoruz; 94 yıl oldu, tekkeler kapanalı…

Hayretle şunu soranlar olabilir: Tekkeler kapandı mı?

Çünkü günlük hayatta tekkelere, tarikatlara atıfların ardı arkası kesilmiyor. Kendini şeyh sananlar, mürşid ilan edenler. Mürid geçinenler, dervişlik taslayanlar. Sakallar, sarıklar, ileri geri laflar, iddialar…

Tekkeler, zaviyeler, dergâhlar…kanunla kapatıldı. “İnkılâp kanunu” olduğu için Anayasa’da yürürlükleri teyid ediliyor.

Peki öyle de, nedir bu şeyhler, dervişler, müridler, müntesipler vs.?

Öyleleri var ki, devletin kimi kurumlarında kümelendikleri söyleniyor. Öyleleri de var ki, ciddi bir iktisadî güce ulaşmışlar. Siyaseti, ekonomiyi, sosyal hayatı, hatta eğitimi etkileyen tekkeler mi var zamanımızda?

“Var” desek, kanun müsaade etmiyor.

“Yok” desek, hakikat bırakmıyor.

Nedir öyleyse?

Tekkeler resmen kapandı, kanun böyle diyor. Kanun ancak görünen, fiziken var olan şeyleri engelleyebilir, kapatabilir, men edebilir. Bu anlamda tekkeler kapandı, birçok tekke yapısı harab oldu. Olmayanların da içi boşaldı. Zamanla tamir edilenler çeşitli maksatlarla kullanıldı.

Tekkeler, dergâhlar binaya indirgenebilir mi?

“Kurum olarak da kapatıldı” diyecekler. Tekkelerin kurum yapısı da ortadan kaldırılmış olabilir, fakat bu konuda binaların kapatılması kadar rahat konuşamıyoruz.

Geldik esasa: Tekkeler toplumun hangi ihtiyacına cevap veriyordu? Eğer halk nezdinde bir yeri yoksa, zaten kendiliklerinden kapanır giderlerdi. İşte o cevap verdikleri şey ne ise, o ortadan kalkmış olabilir mi?

Bugünkü durum ortadan kalkmadığını gösteriyor. O yüzden etrafta tekkelerle, dergâhlarla, tarikatlarla ilgili bir sürü şey dolaşıyor. Tekkeler kapanmadan önceye göre Türkiye’de daha fazla şeyh var desek, haddinden fazla mürid var desek…

Yanlış bir şey söylemiş olmayız!

Esasen çok doğru bir şey de söylemiş olmayız!

Kapanık tekkelerin ürettiği müridler ne kadar mürid, şeyhler ne kadar şeyh?

Bugünkü tarikatlar ne kadar tarikat, tasavvuf nereye kadar tasavvuf?

Tekkeler kapandığında şeyh olanlar -hani keramet gibi bir şey olsa da- bugünün şeyhleri ile bir araya gelselerdi ne olurdu? Bana sorarsanız, “bizim bu tekkelerle, bu tarikatlar bir alâkamız yoktur” deyip savuşurlardı.

Ya bugünün şeyh geçinenleri hani yine kerameten 1924 yılına götürülse idi, zamanın tekkelerinin kapısından geçebilirler miydi?

Estağfurullah! (Elbette sözümüz halis niyetlilere değil.)

Bazıları diyor ki “tekkeler zaten kapanmıştı.” Tekkeler o kapanmış halleriyle bile bugünün tekkeleri ile kıyas kabul etmez mevkideydi. Bugünün tekkeleri “cumhuriyet tekkeleri” olarak kabul edilse yeri var. Bütün varlıklarını tekkelerin kapatılmasın borçlu olan tekkeler bunlar! Bunlar cumhuriyet tekkesi olması, bir şekilde ortadan kaldırılmaz mı?

Tekkeler kapatıldığında hayatta olan şeyhlerin isimleri sayılsa, içlerinden ne şairler, ne musikişinaslar, ne mütefekkirler çıkar.

Ya bugünün şeyhleri? Şiirleriyle tanınan bir şeyh hatırlıyor musunuz? Musıkî üstadı bir şeyh var mı? Ya fikirleriyle kitleleri etkileyen bir şeyh biliyor musunuz?

Bilenler haber versin, bigâne kalmayalım!

YORUMLAR (73)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
73 Yorum