Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü hamlesi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “helalleşme” kavramını ilk olarak Karar TV’de gündeme getirmiş şöyle demişti:

“Bizim muhafazakar dünyayla helalleşmemiz lazım, eksiğimiz var, hatalarımız oldu, dindar kesimle oturup konuşamadık, dertlerini dinlemedik, Ankara’da oturduk durduk. Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapma politikası izledik. Şimdi bu yıkılıyor, karşılıklı bir güven de oluşmaya başladı. Ama belli bir zaman dilimine ihtiyaç var.” (6 Kasım 2021)

Sayın Kılıçdaroğlu bu sözlerini havada bırakmadı, bir hafta sonra 13 Kasım 2021’de sosyal medya hesabından yayınladığı video ile “helalleşme yolculuğuna” çıktığını duyurmuş, bu ülkenin makus talihini değiştirmek, bu ülkeyi barıştırmak arzusunda olduğunu söylemişti:

“Türkiye yaralı insanların ülkesi. O kadar ağır yaralarımız var ki ruhlarımız acı çekiyor. O kadar incinmişiz ki hiçbirimizi geleceğe bakamıyoruz, geçmişe takıldık kaldık. İktidarlar hep değişiyor ama bu ülkenin makus talihi hiç değişmiyor. Her iktidara gelen bu yaraları kullandı, istismar etti daha da derinleştirdi. Tarihimizde de bunu en çok AK Parti hükümeti yaptı. Bu ülkenin artık iyileşmeye, şifa bulmaya ihtiyacı var. Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar var. Uzun süredir önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum. Ne pahasına olursa olsun, yaralarımızı iyileştirmek için geçmişte yapılan hatalarını sorumluluğunu alarak ve bunlar için birbirimizden helallik istemeliyiz.”

Sayın Kılıçdaroğlu ülkemizin acı çektiği, hafızalarımızda derin izler bırakan, inceden inceye kanamaya devam eden yaralı alanları şöyle saymıştı:

“28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp, helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. Roboski, Sivas, Kahramanmaraş mağdurları ile helalleşeceğiz. Diyarbakır hapishanesi mahkumları ile, Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklarla, mahkemelerde süründürülen askerlerimiz ve aileleri ile…..”

***

27 Şubat 2022 tarihinde CHP İstanbul’da “Helalleşme Buluşması” gerçekleştirdi. Sayın Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada “Birkaç ay önce hem şahsi hem ana muhalefet lideri olarak kurumsal, hem de geleceğin iktidarı olarak yöneteceğimiz devlet adına helalleşme dedim. Ahdim var, bu ülkeyi barıştıracağım, inşallah bu ahdim, benim mirasım olacak. Sonra keyifle ülkemin barışına, gelişimine bakacağım” demişti.

Nitekim bu sözlerini söylemde bırakmadı.

Kemalist, ulusalcı kesimin gösterdiği sert tepkilere de… AK Parti iktidarının “helalleşme” siyasetini yıpratmaya, değersizleştirmeye yönelik yürüttüğü propagandalara da aldırış etmeden çıktığı helalleşme yolculuğunda emin adımlarla yürümeye devam ediyor.

Mavi Marmara’da hayatını kaybeden Çetin Topçuoğlu’nun ailesini ziyaret etti.

Balyoz Davası’nda dört yıl tutuklu yargılanan ve daha sonra beraat eden Tümamiral Deniz Kutluk’un kapısını çaldı.

28 Şubat sürecinde öğretmenlik mesleğinden atılan Sultan Kara ve ailesini evinde ziyaret etti.

Genç bir avukat olan 1993 doğumlu başörtülü Sevgi Kılıç’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesinden CHP Parti Meclis’ine girdiğini, ve elbette bu durumdan AK Partili kimi siyasetçilerin niyet okuyuculuğuna kalkıştığını da hatırlamakta fayda var. Cumhurbaşkanı Erdoğan Sevgi Kılıç için “vitrin mankeni” nitelemesi yapmış CHP’yi samimiyetsizlikle suçlamıştı.

***

CHP lideri Kılıçdaroğlu 3 Ekim pazartesi günü helalleşme siyasetinde kıymetli bir adım daha attı. Dindar kesim için hala endişe konusu olan başörtüsü meselesini sonsuza kadar kapatacak bir çözüm önerisinde bulunan Kılıçdaroğlu özetle şöyle dedi:

“Bu ülkenin yaraları var. Bu yaraları kapatmak cesaret istiyor, cüret istiyor, gönül istiyor, gözü peklik istiyor, siyaseten büyük yürek istiyor, bazen oy kaybetmeyi göze almak gerekiyor. Bu yaralardan biri de başörtüsü mevzusu. Artık bu meseleyi sonsuza kadar kapatmanın, toplum olarak aşmanın, geride bırakmanın zamanı. Konuyu, devlet ciddiyetiyle çözme ve siyasetçilerin iki dudağının arasından çıkarma zamanı. Evrensel hukuk ilkeleriyle uyum içinde bir kanuni çerçeve oluşturduk. CHP grubu eksiksiz, amasız, fakatsız ve yüreklice bu kanunun arkasında duracaktır. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkarıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız, bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız.”

Öncelikli olarak kendi adıma gönülden tebrik ettiğimi bir kez de buradan ifade etmek isterim.

***

İktidar cenahının mutlu olması gerekirdi, tuhaftır ki memnun olmadılar, sevinmediler.

Ama ben en çok AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin’in tepkisini yadırgadım. Ve itiraf etmeliyim ki hakkaniyet ölçüsünü aşan “Başörtüsü yasağı CHP’ye rağmen çözüldü. Onca yıl milyonlarca kadının hayatını mahvettikten sonra ya hakiki özür dileyin ya da sükut edin” sözlerini okuduğumda üzüldüm, şaşırdım.

Başörtüsü yasağı CHP’ye rağmen mi çözüldü sahiden de? AK Parti 2011 yılında Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin verdiği destekle başörtüsü sorunu çözmedi mi?

Hakiki özrün ölçüsü nedir? CHP değişmesin, CHP eski CHP olarak kalsın mı mesela?

Eski CHP olarak kalması daha mı iyi?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık “CHP başörtüsü ve inanç özgürlüğü ile alakalı sicilini temize çekmek istiyor. Oy tabanını genişletme hamlelerini elinden geldiğince yapmaya çalışıyor” demiş. Sayın Yanık bunun ne mahzuru var? Bir siyasi partinin oy tabanını genişletmek için hamleler yapmasından daha doğal ne olabilir? AK Parti oy tabanını genişletmek için hamleler yapmıyor mu?

Tenezzül etmiyor mu?

Hakkını teslim etmemiz gerekiyor ki Türkiye başörtüsü yasağı ayıbını geride bıraktıysa, başörtüsü artık sorun değilse CHP’nin katkısı büyüktür. AK Parti iktidarı başörtüsü sorununu Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin desteği ile çözdü.

Kılıçdaroğlu’nun başörtüsünü yasal güvenceye kavuşturacak “kanun teklifi” elbette ki devrim niteliğinde değil ama başörtüsü meselesini sonsuza kadar kapatacak ve daha da önemlisi siyasi rant olmaktan çıkaracak kıymetli bir adımdır.

Hele de AK Parti iktidarının her seçimde “CHP gelecek başörtüsü yasakları geri gelecek” propagandası yaptığı ve bu propagandanın az sayıda bile olsa karşılık bulduğu bir konjonktürde CHP’nin AK Parti’ye hodri meydan diyerek attığı bu adım çok kıymetlidir.

CHP kadınların giyim kuşamını, siyasetin istismar alanından çıkartacak kanun tekliflerini dün TBMM’ye verdi.

Şimdi sıra AK Parti’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da. Umarım CHP’nin bu önerisi karşısında kapı duvar olmazlar.

CHP’nin geçmişte başörtüsü yasakları konusunda ayıplı geçmişini sayıp dökmek, CHP samimi değil propagandası yapmak yerine TBMM’ye verilen kanun teklifine sahip çıkmaları gerekiyor.

Evet, CHP liderinin önerisi bir samimiyet turnusolu. CHP verdiği teklifle samimiyet sınavını geçti. Şimdi sıra AK Partili siyasetçilerde ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da…

YORUMLAR (104)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
104 Yorum