İslam Hukuk Mahkemeleri
Herkesin, çok değil 5-6 yıl önceki hukuki uygulamalara geri dönülmesini kazanç sayacağı ve hukukun üstünlüğü kavramının adeta unutulduğu bir dönemde; bir zamanlar erdemi önceleyen bir hukuk düzeninde, Kadı’ların merhamet ve erdemle yoğrulmuş kararları bize ne anlatır? Timur Kuran ve Jared Rubin, 2016 yılında, “Güçsüzlerin Finansal Gücü” olarak tercüme edebileceğimiz “The Financial Power of Powerless”* başlıklı müthiş bir makale yayınladılar.
Makale 1602 - 1799 yılları arasında İstanbul İslam Mahkemelerinden derlenmiş kayıtlara dayanıyor. Bu dönemde, Mahkemelerin kararlaştırdığı ortalama reel faiz oranı %19 olarak hesaplanmış. (Konut kredileri bu iki yüzyılda da düşükmüş: %3,3 - %5,7)
Not I: Makalede, İslami finansal ürünlere uygulanan vade farkı, kira ve karpayı oranları da faiz olarak niteleniyor. Bir İslam mahkemesinin Müslümanlar arasındaki faizli bir işlemi bakması caiz ve mümkün değil; Mahkemelerin bakabileceği İslami finansal sözleşmeler İCARE (Leasing), MURABAHA (Finansman Desteği) ve İSTİĞLAL (Sale and Leasback yani Sat ve Geri
Kirala) ve benzerleridir; bunu da belirtiyorlar.
Not II: Müslümanlar dışındaki kesimlerin, tabi oldukları dine veya ülke hukukuna göre çalışan mahkemeleri vardı. İşlerinin çoğunu bu mahkemelerde çözerlerdi. Ancak, karşı tarafın Müslüman olduğu durumlarda veya taraflardan birinin müracaatı halinde, İslam mahkemelerine gelmek zorunluydu.
Bu makalede, sosyal statüler ile ödenen faiz oranları arasındaki ilişkiyi sorgulanmaktır.
Bu çalışmada üç sosyal grubun işlemleri analiz ediliyor: Din, Müslüman-Gayrimüslim; Cinsiyet, Erkek-Kadın ve Sosyal Statü, Seçkin-Normal.
ÖNCE KAPİTALİST AMERİKA’YI ANLAMALIYIZ
Bugün Amerika’da ekonomik ve sosyal statüsü düşük alt gelir gruplarına uygulanan faiz oranları büyük bir sosyal tahribat yaratmış durumda ve nasıl çözüleceği bilinmiyor. Mesela kredi kartı faiz oranları ortalaması %18’dir ve bu oran bazı eyaletlerde % 100’ü geçiyor. Nakit çekme faiz oranları %24 fakat yaklaşık 12 milyon kişi nakit çekme kredilerine (day pay loans) %391 ile %521 oranında faiz ödüyormuş.
İyi düzenlenmemiş ve denetlenmeyen “Vahşi Kapitalizm” gelir dağılımını her gün biraz daha bozuyor.
Çünkü finansal durumu iyi olanlar krediye kolay ulaşabiliyor, ucuza borçlanabiliyor ve bunu fırsata çevirebiliyorken; zayıflar daha da eziliyor.
Bu döngü zenginleri daha zengin; orta-alt ve alt sınıflarıysa, göreli olarak fakirleştiriyor. Son dönemlerde sıkça söz edilen “etik finans” ve “yeşil finans” kavramları bu gidişata bir itiraz niteliği taşıyor.
SONRA ANTİKAPİTALİST OSMANLI İSLAM MAHKEMELERİNİ
Osmanlı’daki İslam mahkemelerinin konuyu nasıl ele aldıkları inceleyen makaleye dönersek, göreceğiz ki, herkes aynı oranda faiz/kar payı ödememektedir.
1.Müslümanlar gayrimüslimlere göre %1,9 daha yüksek faiz/kar payı ödüyor. (Müslümanların İstanbul nüfusu içindeki oranı %58, Hristiyanların %35 ve Yahudilerin %6)
2.Erkekler kadınlara göre %3,4 daha yüksek faiz/kar payı ödüyor. (Mahkeme kayıtlarına göre 232 vakada, bir taraf kadın, oran %18,9)
3.Seçkinler de normal kişilere göre %2,3 daha yüksek faiz/kar payı ödüyor. (Seçkinlik unvanları: Bey, Ağa, El Hacc, Efendi, Çelebi, Çavuş ve Hatun)
Ek İstatistik: Makaledeki diğer istatistiklere göre mahkemelerin desteklediği “dezavantajlı” gruplar, güçlülere karşı %12 ile %26 arasında daha az faiz/kar payı ödemişler.
Çoğu, aynı zamanda bilim adamı, filozof, edebiyatçı da olan bu Kadı’lar, mahkemelerin özerkliği sayesinde “sosyal ahlakı” önceleyen kararlar alırlardı. Mahkemeler körü körüne eşitlik yolunu tercih etmez, güçlerini zayıf ve yoksulların lehine kullanırlardı.
Her geçen gün güçlenen kapitalizm ve onun en gaddar ürünü modern devlet; döngü karşıtı bir felsefi ve hukuki uygulama olan İslam Hukukunu, fazla uzun olmayan bir sürede, köklerinden kazıyarak tarihten sildi; iki asırdır elimizde bir metin, bir tarih ve bir umutla yaşıyoruz.
* The Financial Power of the Powerless: Socio-Economic Status and Interest Rates under Partial Rule of Law
Timur Kuran Jared Rubin March 2016 ERID Working Paper Number 175