İşler ✔ şeklinde açılıyor

Herkesin dilinde “bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözü sakız gibi çiğneniyor. Aslında bunu söyleyenlerin hepsi aynı şeyi söylemiyor.

Her bir kişinin algı ve bilinç dünyası, kendisine, herkesten farklı bir gelecek tasavvur ediyor; iyimserler her şeyin daha iyi olabileceğini, kötümserler ise daha kötü olabileceğine inanıyor.

Bazıları bir grip salgının bile dünyada işbirliği olmaksızın çözülemeyeceğinin görüldüğünü ve uluslararası işbirliği ve şeffaflığın artması gerektiğine inanırken; başkaları, bu salgında kimsenin kimseye yardım etmediğinin görüldüğünü ve herkesin bu tip salgın ve sorunlar için tek başına hazırlık yapması gerektiğini iddia edebilir.

İyimserler küresel işbirliği kurumlarının daha da geliştirilmesini önerirken, diğerleri, güçlü ulusal hazırlıkları. Bu iki uç görüş arasında kalan binlerce “gri teori” var ve kimsenin kolaylıkla görüşünü değiştirmesi beklenmiyor.

Aslında, hiç kimse bundan sonra ne olacağını tam olarak bilmiyor ve bütün öngörüler kehanete benzer öznel kanaatlerden ibaret. Muhtemelen benimkiler de öyledir.

İŞLER NİÇİN AÇILACAK?

Ekonomik faaliyetler, gerçek ve tüzel kişilerin yatırım ve tüketim harcamalarıyla artar. Peki, gerçek ve tüzel kişilerin harcayacak parası, iştahı ve niyeti var mı?

Birinci taraf, hükümet: BDDK’nın yayınladığı verilere göre bankalar, son iki ayda, Hazine’nin ilave 73 Milyar TL’lik DİBS’ini (Devlet iç borçlanma senetleri) satın almışlar. (440 milyar TL olan menkul kıymetler stoku 513 milyar TL’ye yükselmiş. Üstelik bu dönemde TCMB bankalardan 40 milyar TL’lik menkul kıymet almış.)

Hazine bu dönemde tahsil etmesi gereken bazı vergileri ertelediği için gelirleri azalmıştı; borçlanma hem ertelenen alacakları telafi etmek ve ek harcamaları finanse etmek için yapıldı; bu borçlanma yetmez ve ilave talepler olursa kaynak yaratma mekanizmaları oluşturuldu, sorun yok. Yani Hazine’de harcayacak para var.

İkinci harcama grubu gerçek ve tüzel kişiler: BDDK verilerine göre bankaların son iki ay içinde TL mevduatları 180 Milyar TL arttı, bu o kadar yüksek bir orandır ki, yıllığa indirgediğimizde %100’ü bulmaktadır.

Elbette bu mevduat ve katılım hesaplarının kaynağı verilen krediler ve TCMB’nin satın aldığı menkul kıymetlerdir.

TL krediler de son iki ay içinde net olarak 200 milyar TL civarında artmış, yılık artış hızı %90’ın üzerine çıkmaktadır. Yani harcama yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerde de her türlü harcama faaliyetini sürdürmeye yetecek kadar para var. Her harcama, başkasının geliri olduğu için bir harcama-gelir çevrimi oluşacak.

CAN ÇIKAR HUY ÇIKMAZ

Bu para sahiplerinin bir kısmının döviz ya da altın alması fark etmez, Ahmet ile Mehmet’in döviz alış verişi yapması toplam harcama potansiyelini değiştirmez. Yine de paranın olması aynı ölçüde harcama yapılacağı anlamına gelmeyebilir, elbette.

İnsan bilincinin metafizik merkezi, yani kişinin değerleme ve seçim yapan karar merkezinin rasyonelliği herkeste aynı şekilde çalışmaz: Neredeyse herkesin harcama gerekçesi farklıdır.

Çünkü tüketme arzusu ve risk iştahı kararlarının hepsi menfaat ve yarar güdüsüyle ya da objektif verilerle oluşmaz; bazen reel verilerden daha çok, kişisel mizaç ve sosyal algılar daha tesirli olabiliyor.

Bir diğer olgu, içeride ya da ihracat pazarlarında Mayıs ayı sonuna kadar oluşacak imalat açığının, yılın ikinci yarısında, telafi edilmeye çalışılacağıdır.

İnsanın en kolay tahmin edilen davranışları, alışkanlıklarıdır. Sadece travma yaşayan insanlar karar alma alışkanlıklarını değiştirir, yoksa can çıkar huy çıkmaz. Bana sorarsanız, başta harcama kararları olmak üzere her konuda “nerdeyse” her şey eskisi gibi olacak.

RİSKLER

Benim analizim doğruysa bu yıl enflasyon %7,4’e inmez hatta tek haneyi bile göremez. Yabancıların elinde, nakit, hisse senedi ve TL tahvil olmak üzere 300 milyar TL var ve bu yabancılar çıkmaya çalışacak.

Yönetimin aklına gelen parlak fikirler kafa karıştırmaya devam edecek.

Bu ve saymadığım pek çok diğer riske rağmen, hazirandan itibaren, en az üç beş ay, işler, her ay üstüne koyarak ve iyileşerek açılacak. Ancak altı ay sonrası için, kırıntı derecesinde bile bir iyimserliğim yok.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum