Kaşıktaki yumurta: Türkiye

Ortaokuldayken 23 Nisan gibi bayramlarda “kaşıkta yumurta” yarışmaları yapılırdı. Bu eğlenceli yarışmada, yarışmacıların ağzına bir yemek kaşığı ve bu kaşığın içine de çiğ bir yumurta konulurdu; yarışmayı kazanmak için hem yumurtayı düşürmemek hem de bitiş çizgisine en önce gelmek gerekiyordu.

Bütün antrenmanlara rağmen, okulumuzun toprak sahasında, tören günü bu yarışmayı kazasız bitirmek mümkün olmazdı. Ya yarışmacıların ayağı yere takılır, ya birbirlerine çarpar ya da seyircilerden gelen sesler dikkatlerini dağıttığı için bu yumurtalar düşerdi; sonuçta bitiş noktasına sağlam yumurtayla ulaşmak, neredeyse mümkün olmazdı.

G 20 ülkeleri veya akranımız diğer ülkelerle mukayese edildiğinde, müflis Arjantin’e en yakın ülke, yani örneğimizde kaşıktaki yumurta olarak Türkiye gösteriliyor. Bütün veriler de sanki bu algıyı teyit etmek yönünde ilerliyor; henüz bir Arjantin olmamış, fakat görünüm olarak Arjantin olma yolunda ilerleyen bir ülke.

Son yıllarda, Türkiye’nin ekonomi yönetimi, işte bu kadar kırılgan bir ekonomik yapıyı yönetmeye çalışıyor.

YABANCI SERMAYENİN EN ZARARLISI: FİNANSAL YABANCI SERMAYE YABANCI SERMAYE

Uygulanan çelişkili politikaların nihai çıktısı olarak TCMB rezervleri son bir ayda 19 milyar dolar azaldı; veriler, bu azalışın devam edeceğini gösteriyor.

Yabancıların 300 milyarı aşan tutarda, TL cinsi varlıkları var. Mevcut uygulamalar devam ederse hepsi bir yıl içinde çıkabilir.

Hiç umulmadık zamanlarda ülkemizi terk edip ekonomizmi alt üst etmeye çalışan bir yabancı sermaye istemiyoruz, çıkıp gitsinler denilebilir.

Böyle bir niyet varsa önce para temin edilir, sonra da çıkışlar zamana yayılarak yönetilir. Öyle görülüyor ki ne niyet var ne de hazırlık.

Hazırlık adına, para değiş tokuşu anlamına gelen, SWAP yapacak merkez bankası aranıyor. Amerikan merkez bankası FED, bizimle SWAP yapmayı kabul etse bile, bu, bir işe yaramaz.

Çünkü dış borçlar SWAP parasıyla ödenmez. SWAP bir işlem kolaylığı ve itibar göstergesidir, kredi değil.

ARJANTİNLEŞMEKTE MİYİZ?

Döngü karşıtı bir süreç başlatılamazsa, mecburen IMF’ye gidilecek. Bazıları “Ne güzel, hem ucuz hem de uzun vadeli para bulacağız; üstelik IMF’nin kefil olduğu, derlenip toparlanacağımız bir ekonomik programımız da olacak” diye düşünebilir.

Herkesin aklına, 2001 yılında Kemal Derviş’in tasarladığı ve rahmetli Kemal Unakıtan ile Ali Babacan ikilisinin yürüttüğü başarılı program geliyor. Yanılıyorlar. Bu defa şartlar değişik.

2001 yılında bazı siyasi sebeplerden dolayı, Türkiye batılıların gözdesiydi; Arjantin ise haşarı çocuğu. Bize davrandıkları kadar Arjantin’e müsamahakâr davranmamışlardı ve sonunda Arjantin batmıştı.

Geçen yıl Arjantin IMF’ye gidince, en büyük destekçileri Trump’tı ve bu sayede, bir dediklerini iki etmediler; İstedikleri 50 milyar doları, fazla uzatmadan verdiler.

Peki, Arjantin kurtuldu mu, daha doğrusu düze çıktı mı?

Maalesef, işler daha da kötüye gitti; programın başladığı gün bir dolar 25 Peso’ydu, şimdi 66 Peso. 2018’de %22 olan faizler bir ara %83’e kadar yükseldi, şimdi %38.

Yapılan genel seçimi, parayı alan parti kaybetti. Seçimi kazananlar da hem IMF’yi hem de seçimi kaybeden partiyi her bakımdan suçlayarak, bu borcu asla ödemeyeceklerini beyan ettiler.

Şimdi hem Arjantin, hem IMF, hem de bütün dünya Arjantin’in ne olacağını merak ediyor.

Görüldüğü gibi, IMF her finansal sıkıntının ilacı değil; IMF’den para alan her ülke, her zaman düze çıkacak diye bir garanti de yok.

Bu olgu gözler önünde olduğu için Türkiye müracaat etmekten, muhtemelen, IMF’de yüksek miktarda fon vermekten kaçınacaktır. Konunun siyasi boyutu da en az bu kadar netameli.

Faiz indirimleri konusunda TCMB ve bankalara karşı sürdürülen özensiz basınç yerine, cari fazla vermeye odaklanılsaydı; bugün, IMF asla gündeme gelmeyecekti.

Olmadı.

Şimdi bütün dünya kaşıktaki yumurtanın ne zaman düşeceğini merak ediyor.

Türkiye’nin tökezlese de, başkasına çarpsa da, koşmak zorunda kalsa da yumurtayı düşürmeyeceği bir kaşık imal etme veya kırılmayacak bir yumurta temin etme umutları her geçen gün azalıyor.

IMF’nin Türkiye masası uzmanları, birkaç değişik kurtarma senaryosu çalışmaya başlamışlardır, eminim.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum