Kur ve faiz yarışlarının mağlubu halk olacaktır
Son üç yıldır ekonomide yapılan yanlışları tartışmaktan helak olduk.
Geçmişte yapılan hataların niteliklerini kılcal damarlarına kadar analize tabi tuttuktan sonra yapılması veya yapılmaması gerekenler hakkında, oluşmuş bilgi birikimi ve akli yargılarımızla, çıkarımlar yapmak işimizin bir parçası.
Konu bazında üretilen yargıları her yerde, her zaman ve her konuda doğru olabilecek tümel ilkelere dönüştürmeye çalışmak şimdiye kadar bir işe yaramadı.
Hükümet son üç yılda, para politikalarında, kambiyo uygulamalarında, kredilendirmede, dış ticaret rejiminde ve bazı maliye politikalarında kimseyi dinlemedi ve yanlışlar yaptı; mesela, tek bir yılda Türkiye’nin finans hesabından kırk milyar dolar çıktı.
Yanlışların yanlış olduğunu, akleden herkes ve hayatın kendisi teyit edince fatura, ilgili bakan ve TCMB başkanına kesildi.
Bu makamlara yeni atananlar, geçmişteki yanlışların yanlış olduğunu, piyasaların anladığı ve kabullendiği bir üslupla teyit ettiler; yetmedi, piyasa doğrularının doğru olduğunu da teslim ettiler; yetmedi, yanlışların yanlış ve doğruların doğru olduğunu aldıkları kararlar, uygulamalar ve söylemlerle, cesurca, sahiplendiler.
ALDATILAN YATIRIMCILAR
Uluslarası sermayenin uzmanları ve onların yurtiçindeki danışmanları, tabir caizse, Türkiye’nin akıllandığını ve bundan sonra hata yapmayacağına inandı.
Türkiye’de çok yüksek kazanç potansiyeli olduğuna dair raporlar yayınladı vs.
Sonuçta uluslararası sermaye döviz getirip TL’ye çevirdi. Bir kısmı Hazine tahvili aldı, bir kısmı mevduata yatırdı ve küçük bir kısmı da hisse senedi aldı.
Türkiye’nin parlak ekonomik geleceğinden nemalanmak istedi.
Naci Ağbal hükümetin itibarını küresel düzeyde artırmış bir yıldız gibi olmuştu. Hem iktidar hem de muhalefetin önemli bir kesimi bu başarıyı onaylıyorlardı.
Derken cumayı cumartesiye bağlayan gece Sayın Ağbal’ın görevden alındığı ve yerine faiz sebep enflasyon sonuçtur diye yazmış olan Sayın Kavcıoğlu’nun atandığı açıklandı.
Ve ekonomi camiası şoka girdi.
Herkes birbirine soruyordu, niçin?
Türkiye’nin yararına çalışan başarılı ve inandırıcı bu bürokrat niçin görevinden alındı?
Hiç kimse bilmiyordu.
Bu satırların yazıldığı ana kadar da herhangi bir açıklama yapılmadı
Geçmişte yazdığım ve bazı Ak Partililerin sadece muhaliflerle değil aynı zamanda başarılı olma ihtimali olan bürokrat ve siyasetçi arkadaşlarıyla da mücadele ettiklerine dair öngörülerimi yazdığımı hatırladım. (21 Ocak 2021)
Berat Albayrak’ın bile ayağını kaydırabilen bu “kuyu kazıcıları”nın kimseye acımayacakları çok açıktı.
YENİ TCMB BAŞKANI NE YAPABİLİR?
Birincisi “değişen şey politikalar değil şahıslardır”, “Naci Ağbal döneminde tasarlanmış politikalar ve verilmiş sözler aynen devam edecektir,” diyebilirler.
Bazı para sahipleri, %19 olan faizler %20’ye yükseltilirse belki bu sözleri ciddiye alabilir.
Para kaybetmeye her zaman hazırlıklı olan yabancılar, bu defa, kandırıldıkları ve aptal yerine konduklarını düşündüklerinden çok kızgınlar; ne yapılırsa yapılsın geri dönmezler. Bir arkadaşım durum şöyle izah etti: “Para kaybetmek iğne batması gibi, acır ama geçer; kandırılmak, ustura yarası gibi… Hiç iyileşmez…”
İkincisi hiçbir şey söylemeden, zamanla, her şeyin kendiliğinden normale dönmesi beklenebilir; ancak bu süre 18 ay sürebilir ve bu süre içinde yurtdışına çıkacak para kalmayabilir.
Üçüncüsü, Nurettin Canikli’nin “100 baz puan yeterliyken, faizleri, 200 baz puan arttırdığı için görevden alındı” görüşüne geçerlilik kazandırmak için Nisan toplantısında faizler, 100 baz puan indirilebilir.
Yılsonu enflasyonunun %13’ün artına inemeyeceğini iddia etmiştim.
Ak Parti’nin bütün cesur yürekleri bir araya gelse Nisan ayında faizleri indirmeye güçleri yetmez, bana sorarsanız.
Benim gibi düşünenleri yanlışlamak için faiz indirimine gitmeleri onlar için hiç de iyi olmaz.
Bu hükümet er ya da geç yerini bir başkasına bırakacaktır. Gelecekte, tarihçiler, Ağbal’ın görevden alınmasını bir dönüm noktası olarak değerlendireceklerdir, bu olay o kadar önemlidir.