Eğitimde kamu harcaması
Malum, “imamın dediğini yap, yaptığını yapma” diye bir deyişimiz bulunmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı “kendi çocuklarını yurt dışında okuttular, milletin çocuğu perişan oldu” demişti.
Sonradan öğrendik ki dört çocuğunu da yurt dışında okutmuş.
Anayasaya göre laik olan bu ülkede, eğitimi Sünni esaslı hale getirmeye çalışan bir Milli Eğitim Bakanı var.
Hemen hemen bütün devlet okullarını “İmam Hatip” yapmayı kafasına koymuş.
Daha yakınlarda, “şunu gördük ki dünyada İmam Hatip tarzında bir model yok. Ben diyorum ki bunu neden biz marka haline getirmiyoruz” dedi. (6/9/2025)
Bakanın sözünün dumanı tütmeden, değerli gazeteci İsmail Arı haberi verdi. (Birgün, 21/9/2025)
Bakanın çocuğu, kızlara ve erkeklere karma biçimde eğitim veren özel bir okulda okuyormuş.
“Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı” durumu.
Sadece bunlar mı?
Dahası var.
Gelin bir bakalım.
AKİT,VAKİT, NAKİT
2021 Kasımında, Fatih Altaylı Habertürk’teyken KÖİ projelerini konuşmak için beni programına davet etti.
Hep söylerim.
Altyapıda önceliklendirme çok önemlidir.
“Anakara’da yaşadığım bölgede doğru düzgün devlet okulu yok” dedim.
Akit isimli paçavranın o dönemki Ankara temsilcisi ve Milli Eğitim Bakanlığından bir yetkili beni aradı ve “nerede oturduğumu” sordu.
Temsilciyi anlarım da Bakanlıktan arayan yetkilinin bu paçavranın talimatıyla beni aramasını anlayamam.
Yaşadığım yeri söyledim.
Bakanlığın partili memurları, bu paçavranın yöneticisine yaşadığım bölgedeki okulların listesini vermiş.
Zavallılar!
İnsan olarak ben utandım, bunlar utanmıyorlar.
Paçavranın yöneticisi beni yalancılıkla suçlayarak, “evinin bahçesine mi okul yapılsın profesör” diye bir yazı yazdı ve Bakanlıktan eline verilen bir okul listesi paylaştı.
Değerli okur, İslamiyet adına racon kesen bu kesimin yalandan ve yolsuzluktan milim korkusu yok maalesef.
Gerçekten yok.
Akit’in okul listesini aşağıdaki tabloda gösteriyorum.
Kendi evimle bu okullar arasındaki mesafeleri ve süreleri Google haritadan çıkardım.
Tablodan da görüleceği gibi 22 bin 562 yüz nüfuslu Yaşamkent’teki evime en yakın okulların yürüyüş mesafesi sırasıyla 29, 22 ve 26 dakikadır.
Bunlar Akgül Ulusoy Anaokulu ve İlkokulu, Muzaffer Bahri Kutluözen Ortaokulu ve Adalet Nizamoğlu Anadolu Lisesidir.
Yani 22 bin nüfusa 1 anaokulu, 1 ilkokul, 1 ortaokul ve 1 lise düşüyor.
Değerli okur daha da önemlisi bu okullar MEB bütçesinden yapılmadı.
Akgül Ulusoy ve Muzaffer Bahri Kutluözen okulları tamamen hayırseverler tarafından yaptırıldı.
Süleyman Şah Anadolu Lisesi” olarak açılan okulun adı da kısa bir süre sonra okula olan desteklerinden dolayı “Adalet Nizamoğlu Anadolu Lisesi” ismini aldı.
Veliler bu okullara kayıt parası ödüyorlar. Kırtasiye ve temizlik parası ödüyorlar. Yeri geliyor, sınıflara bilgisayar, printer ve projektör alıyorlar.
Servis ve yemek ücretini zaten ödüyorlar.
Ankara’da yıllık okul servisi ücretleri 0-3 kilometre arası 21 bin 745 liradan başlıyor. 10-15 kilometre arası tarife ise 33 bin 210 lira. 15 kilometreden uzak okul servisleri içinse kilometre başına ücret ekleniyor.
Hayatım boyunca devlet okullarında okudum. Devlet yurdunda kaldım.
Babamın okula bağış yaptığını hatırlamam.
Okuduğum okullara hep yürüyerek gittim geldim.
Servis ücreti nedir bilmedim.
Öğlen yemeğini yemek için evimize yürüyerek gelirdim.
Yemek ücreti nedir onu da duymadım.
1970’li yıllarda bunları yaşayan birisi olarak; 2025 yılında Türkiye’nin Başkenti Ankara’da 22 bin nüfuslu bir bölgeye devlete ait 1 anaokulunu, 1 ilkokulu, 1 ortaokulu ve 1 liseyi yeterli göreceğim.
Öyle mi?
Peki, imam hatipleri dünyaya model olarak sunmayı düşleyen Bakan eğitime ne kadar kaynak ayırıyor.
Gelin bir bakalım.

EĞİTİM HARCAMALARI
Üyesi olduğumuz İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üye ülkelerin eğitim harcamalarını yayımlamaktadır.
Eğitime yönelik kamu harcamaları, kamu kuruluşlarının eğitim kurumlarına yaptığı doğrudan harcamalar ile hanelere verilen ve eğitim kurumları tarafından yönetilen eğitimle ilgili devlet yardımlarını içermektedir..
Kamu kuruluşları, eğitim bakanlıkları dışındaki bakanlıkları, yerel ve bölgesel yönetimleri ve diğer kamu kurumlarını içermektedir.
Harcamalar, okullara, üniversitelere ve eğitim hizmetleri sunan veya destekleyen diğer kamu ve özel kurumlara yapılan harcamaları kapsamaktadır.
Bu gösterge, GSYİH’nin yüzdesi olarak gösterilmektedir.
Grafikte OECD ülkelerinin eğitime yaptıkları kamu harcamalarını gösteriyorum.
Türkiye bu göstergede Macaristan ve İrlanda’dan sonra OECD’nin en kötüsü durumundadır.
Türkiye öğrencilerine bir öğün ücretsiz yemek ikram edememektedir.
Sonrada imam hatipler dünyaya rol model olacakmış.
Eğitimde son derece başarılı olan Finlandiyalı yetkililer “Finlandiya’nın en büyük yatırımı kendi çocuklarımızdır” diyorlar.
Beton değil yani.
İyi pazarlar.
Geçen haftaki “çocuk yoksulluğu” başlıklı yazımda paylaştığım verileri, ismimi anmadan kendi haberiymiş gibi paylaşan Halk TV’nin ana haberini sunan arkadaş, sana da iyi pazarlar.
Hatırlatayım emek hırsızlığı kötü bir şeydir.
“Ece arkadaş, emek hırsızlığı çocuk yoksulluğu ateşine dökülen benzindir.”

