Şehir hastaneleri konusunda kandırılıyoruz!
Bir önceki Sağlık Bakanı, gider ayak bir açıklama yaptı (6/7/2024).
Bakan “şehir hastanelerinin bütçeye yükü 322 milyar avroydu, biz bu yükü 27,5 milyar avroya indirdik demişti.”
“Eksik ve hatalı işler nedeniyle işletme sürelerini ortalamada 18 yıla düşürdüklerini” açıklamıştı.
2024 Eylülünde yayımlanan Sayıştay’ın 2023 yılı raporunda bu konuda bir şey okuyamadık.
Bakanın söylediği yük azaltımı belki 2024 yılının ilk aylarında yapılmıştır diye düşünüyordum.
Yakınlarda Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı 2024 yılı raporu yayımlandı.
Bu konuda yine bir şey göremedik.
Bu nedenle yazının başlığı birisi bizi kandırıyor tadında oldu.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
BAKANIN BAŞINI YAKTILAR
Son yıllarda Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı denetim raporları hemen hemen şehir hastaneleri raporu gibi.
Denetçi arkadaşlar, şehir hastanelerindeki usulsüzlükleri yazmalara doyamıyorlar.
Buna karşın, yetkililer de önlem almak için milim adım atmıyorlar.
Bir duyuma göre, önceki Sağlık Bakanı “benim başımı şehir hastaneleri yedi” demiş.
Covid değil, yeni doğan çetesi değil, sahte ilaçlar değil, yurt dışına kaçan doktorlarımız değil, sağlıkta şiddet değil.
Bakanın başını, şehir hastanelerinde yaşanan usulsüzlüklerle uğraşmak yakmış.
Şaka gibi.
Usulsüzlük derken ne mi demek istiyorum?
Devam edelim.
USULSÜZLÜKLER
Sayıştay denetim raporu bilenler için yeni bir şey söylemiyor aslında.
Bilmeyenler için raporun üzerinden beraber geçelim isterseniz.
Toplam yatırım bedeli hesaplaması yapılmamış ve eksik yapılan işlere de kira ödenmiş.
Şirket sözleşme konusu makine ve teçhizatı sunmamış. Ama Bakanlık bedelini ödemiş.
Sözleşme imzalanmadan yer temini yapılmış. Ancak geciken inşaat sürelerinde bu usulsüzlük dikkate alınmamış.
Şirketler, sözleşmelerde belirtilenlerin üzerinde ticari alan yaratmış.
Yani şirketler bir tür hastane değil, AVM inşa etmişler.
Bakanlık, 2021 yılında “bu tür sorunları çözeceğiz” demişti. 2025 yılı itibariyle bu konularda da milim adım atılmamış.
Sayıştay, “KÖİ Modeli ile işletilen şehir hastanelerinde Görevli Şirketlerin yer teslimi yapılmadan inşaat işlerine başlamalarına rağmen yatırım ve işletme dönemlerine ilişkin revizyonların yapılmadığı görülmüştür” diyor.
Yazının girişinde belirttim. Önceki Bakan, “inşaat işlerindeki gecikmeler nedeniyle işletme sürelerini 18 yıla indirdik” demişti.
Sayıştay “o iş de olmadı nur yüzlüm” diyor.
Şirketlere yatırım döneminde KDV istisnası teşviki getirilmiş. Bu teşvik karşılığında işletme süresinden ve/veya kiradan indirim yapılması gerekiyormuş.
Noldi?
Olmadı tabii ki.
Etlik Şehir Hastanesinde şirketin sunması gereken ekipmanı, Sağlık Bakanlığı kendisi tedarik etmişti.
Bakanlık coşmuş. Kendi sağladığı ekipmanın karşılığında, işletmeciye bedel ödemiş.
KÖİ Modeli ile işletilen bazı şehir hastanelerinde çamaşır, yemek, laboratuvar, görüntüleme ve sterilizasyon hizmetleri için kullanılan alanlarda işletmelerin birim fiyat tekliflerine dahil olmasına rağmen ısıtma ve soğutma için kullanılan enerji tüketim giderleri tahsil edilmemiş.
Ağanın pardon, Bakanlığın eli tutulmaz.
Konya Karatay Şehir Hastanesinde işletmeci sözleşmede belirlenen yer ve bahçe hizmetlerini sunmamış.
Nasıl olsa Bakanlık her şeyi hoş görüyor.Niye sunsun ki?
Sözleşmelere göre şehir hastanelerindeki ticari alanlardaki faaliyetlerin fiyatlarının, piyasa rayiç bedellerine göre Bakanlık tarafından belirlenmesi gerekiyor.
Bakanlık kafanıza göre takılın demiş.
Hasta ve hasta yakınları şehir hastanelerinde yiyip içecekler ya.
Tam bir “hasta yatakta” durumu olmuş.
Şehir hastanelerini normalde Bakanlık işletiyor.
Bu nedenle belirli alanların ve depoların Bakanlığın tasarrufunda olması gerekiyor.
İşletmeciler, Bakanlığa ait bu alanlarından tırtık yapmışlar.
Ticari faaliyetlere ilişkin tüm maliyetler, risk ve sorumluluklar şirketler tarafından üstlenilecektir.
Bu da olmamış.
Şirketler, iklimlendirme, elektrik, su ve doğalgaz gibi giderlerini Sağlık Bakanlığına ödetmiş.
Şirketler, tedarik etmek zorunda oldukları tesis ve ekipmanı eksik ve kusurlu sunmuş.
Kıyamam.
Değerli Bakanlığımız da biricik şirketlerine kıyamamış ve yine hoş görmüş.
Bu eksikliklere ve kusurlara rağmen, biricik şirketlerine yaptığı ödemeleri eksiltmeden ve aksatmadan yapmış.
Peki, bu usulsüzlükler karşısında ne yapacağız?
Yok öyle el koyarız, kamulaştırırız ve devletleştiriz gibi hukuk dışına çıkmak.
Kamulaştırma ve devletleştirme anayasal kavramlardır.
Bedelini ödemeden hiçbir şey yapamazsınız.
Çok söyledim, ama yapılacağı bir daha söyleyeyim.
PERFORMANS DENETİMİ
Değerli okur Sayıştay raporundan aktardığım ve sizi ayrıntıda boğmamak için aktarmadığım diğer usulsüzlüklerin yaptırımı performans denetimidir.
Sayıştay diyor ki “işletmecilerin performans izlemesinde kullanılan ve yazılı ihtar, fesih gibi sözleşme haklarının kullanılmasında limit olarak yer alan azami hata puanı limitlerinin bazı şehir hastaneleri sözleşmelerinde belirlenmediği görülmüştür.”
Belirleyeceğiz ve uygulayacağız be gülüm.
Anlaşıldığı kadarıyla, önceki Bakan bunu yapmaya niyetlenmiş.
Duyumlarım doğruysa, şirketler en üst seviyeden Bakanın başını yakmışlar.
İyi pazarlar.
