Şehir hastanelerinde davet usulü ihale

Son yazımda davet usulü yapılan ihalelerin serencamını yazdım.

Avrupa Birliği (AB) kamu alımları mevzuatına uyum sağlamak amacıyla çıkartılan Kamu İhale Kanununda 200 civarında değişiklik yapıldı. Sonuçta adrese teslim ihalelerin önü açıldı.

Böyle olunca da idarelerin elleri rahatladı ve bu usulü sıklıkla kullanmaya başladılar.

2011 yılında toplam ihaleler içerisindeki davet usulünün payı % 5’in altındaydı. 2021 yılında % 23,2’ye çıktı.

Bir kere de parasal olarak söyleyeyim.

2011 yılında davet usulüyle yapılan ihalelerin tutarı 4,5 milyar TL iken, 2021 yılında 75 milyara ulaştı.

Değerli okur dile kolay 15 katlık bir artıştan bahsediyoruz.

Bu trene atlayan yolculardan bir tanesi de şehir hastaneleridir.

İsterseniz bu yolcuyu daha yakından tanıyalım.

Nasıl mı?

Gelin başlayalım.

ÖNCELİKLE DAVET/PAZARLIK USULÜNÜ HATIRLAYALIM

Kanunun ilk halinde düzenlenen “pazarlık usulüne” göre “doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen durumlarda ve idare tarafından öngörülmeyen olayların ortaya çıkması halinde pazarlık usulüne göre en az üç istekli davet ediliyordu.” (md. 21/b).

Değerli okur doğal afetlerin ve salgın hastalıkların ne olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi?

Depremlere, sellere, su taşkınlarına, toprak kaymalarına, kaya düşmelerine, çığlara, fırtınalara, hortumlara, volkanlara, yangınlara falan doğal afet diyoruz. Burada tartışılacak bir durum yok.

Salgın hastalıkların ne olduğunu da koronavirüs salgını öğretti dünya âleme.

Salgın döneminde ihtiyaç duyulan aşıların, ventilatörlerin ve sağlık tesislerinin uzun süreli ihale yöntemleriyle satın alınmasını da beklemiyoruz zaten, değil mi?

Düzenlemenin ikinci kısmında “idare tarafından öngörülmeyen olayların ortaya çıkması halinden” bahsedilmektedir. İdarece öngörülemeyen hal nedir?

2018 yılına kadar bu gerekçe gösterilerek davet usulü ihale yapıldı.

Köprülerin, yolların nesini öngöremediniz de ihalelerini davet usulüyle yapıyorsunuz diye kamuoyunda homurtular yükseldi.

Değerli okur AB düzenlemeleri tam olarak üstlenilseydi “idarelerce öngörülemeyen olaylar” (events unforeseeable by the contracting authority) meselesi mesele olmaktan çıkacaktı.

AB’de idareler son derece istisnai bu yönteme başvurduklarında özel bir rapor hazırlamak zorundalar.

Bu raporda ihalenin konusu, pazarlık yöntemine başvurulmasının ve davet edilen şirketlerin seçilmelerinin gerekçeleri ayrıntılı biçimde açıklanmaktadır. Yani bu raporlardan, idarelerin hangi gerekçelerle davet usulüne başvurduklarını ve davet edilen şirketlerin belirlenme yöntemlerini açıkça görmek ve anlamak mümkündür.

Değerli okur ders kitabında buna şeffaflık ve hesap verebilirlik deniyor. Bizdeki ihale makamlarının tam da sevmediği bir mekanizmadır bu.

2018 yılında davet yöntemini kullanmak için kanunda bir değişiklik yapıldı ve denildi ki “yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerektiği idarece belirlenen hallerde” ihaleler pazarlık usulüyle yapılır.

Benim okumalarım çerçevesinde, “yapım tekniği açısından özellik arz eden yapı” gerekçesiyle davet usulüyle ihale yapılan bir örneğe ben rastlamadım. Bu tam da yerli ve milli bir Ankara standardıdır.

“Can ve mal güvenliğinin ivedilikle sağlanması gereken” doğal afetler ve salgın hastalıklar Kanunda zaten yer alıyordu. Üstüne benzer bir düzenlemeye Kanunda yeniden yer verilmesi izaha muhtaçtır.

Değerli okur yine benim okumalarım çerçevesinde bu izahatı yapacak kapasitem inanın yok. Değişikliğin gerekçesinde de bir açıklama yok. Gerekçede uygulamaya açıklık getirilmesinin istenildiğini öğreniyoruz. (Nasıl bir belirlilikse artık.)

Yetkililer bu konuda bir izahat yaparlarsa biz de öğreniriz gerçekten.

Bu bilgiler burada dursun. Davetli ihale yönteminin treninin yeni yolcusu şehir hastanelerine yakından bakalım.

ŞEHİR HASTANELERİ

Şehir hastanelerini düzenleyen kanun maddesi 2005 yılında çıkartıldı. 2009 yılından itibaren de peyderpey ihaleye çıkıldı.

Başlangıçta 42 bin kapasiteli 31 hastanenin yapılması öngörülüyordu. 21 projenin ihalesi yapıldı.

Şanlıurfa Şehir Hastanesinin sözleşmesi iptal edildi. Diğer iki projenin akıbeti ne oldu bilmiyoruz.

Şu an sözleşmesi yürürlükte bulunan 18 şehir hastanesi bulunmaktadır. Bu sözleşmelere göre özel sektör şehir hastanelerini yapacak ve karşılığında 25 yıl işletecek. Yapım süresi ise 3 yıl.

Karşılığında Sağlık Bakanlığı bu şirketlere işletme süresi boyunca kullanım (kira) ve hizmet bedeli ödeyecek.

Bugün itibariyle 13 hastane işletmedir. 3 yıllık yapım süresi şartına rağmen 5 hastanenin inşaatı halen devam ediyor.

(Değerli okur temeli 22 Ekim, 2013’de atılan Etlik Şehir hastanesinin bir yetkilisi o vakit “Etlik Entegre Sağlık Kampüsünün dünyanın en büyük sağlık merkezi olacağını belirterek, Ankara ABD’nin Ohio eyaletine bağlı Cleveland gibi yurtdışından hasta kabul eden merkez haline gelecek. Türkiye’nin Cleveland’ı olacak’’ demişti. (Hastane o kadar büyükmüş ki 9 yıldır Ohio’dan Ankara’ya gelememiş. Çünkü inşaatı halen devam ediyor.)

KÖİ yöntemiyle yapılan bu hastanelerin ihaleleri açık eksiltme usulüyle yapılırdı. Sağlık Bakanlığı ihalelerin ilanını, doküman alan ve teklif veren şirketlerin isimlerini ve ihale sonuçlarını resmi internet sitesinde yayımlardı.

Biz bağımsız araştırmacılar da ihale süreçlerini oradan takip edebilir ve sizlerle paylaşabilirdik. Sizlerin bu konuları öğrenmeniz yetkilileri rahatsız etmiş olmalı ki bu bilgiler internet sayfasından çıkartıldı.

Sağlık Bakanlığının 2020 yılı bütçesi görüşülürken Sağlık Bakanı konuşmasında dedi ki: “Bundan sonra şehir hastanelerini KÖİ yöntemiyle değil, bütçe kaynaklarıyla inşa edeceğiz.” Yani Bakanlık şehir hastanelerinde KÖİ modelinden, geleneksel tedarik yöntemine döndü.

Geleneksel tedarik yönteminde ihaleler Kamu İhale Kanununa tabidir.

ŞEHİR HASTANELERİNDE DAVETİYE USULÜ

Bildiniz. Şehir hastanelerinin ihaleleri de davet usulüyle yapılmaya başlandı.

Antalya, Aydın, Denizli, Diyarbakır, Ordu, Sakarya, Samsun, Trabzon ve Şanlıurfa şehir hastanelerinin ihaleleri davet usulüyle yapıldı.

(Rize ve Sancaktepe hastanelerinin ihaleleri yapılacak. Bilin bakalım hangi yöntemle? Bildiniz. Davet usulü.)

Peki, bu hastanelerinin inşası bakanlık tarafından öngörülemez miydi?

Sağlık Bakanlığı şehir hastanelerine ilişkin bilgileri resmi sitesinden kaldırabilir. Ancak arşiv unutmaz.

10 yıl öncesinden biliyoruz ki bu hastaneler bakanlığın şehir hastanesi portföyünde yer alıyordu. Yani bakanlık için 10 yıldır öngörülmeyen bir durum yoktu.

Peki, davet usulü ihale salgın nedeniyle tercih edilmiş olabilir mi?

Salgın Mart, 2020’de ortaya çıktı. Şehir Hastaneleri’nin ihaleleri Mart, 2021’den itibaren davet usulüyle yapılmaya başlandı. Hatta 2 hastanenin ihalesi hala yapılmadı. Ortada can ve mal sağlığı açısından bir vahim bir durum olsaydı, salgınla birlikte bu şehir hastanelerinin inşaatlarına acilen başlanırdı.

Geriye kalıyor tek bir gerekçe. Şehir Hastaneleri’nin “yapım işi özellik arz ediyor.”

Daha önce de söylemiştim. KÖİ yöntemiyle yapılan hastanelerin tedariki ihaleyle yapılıyor ve şirketler yarışıyordu.

3 bin 660 yataklı Bilkent, 3 bin 556 yataklı Etlik ve 2 bin 682 yataklı Başakşehir Çam ve Sakura gibi devasa şehir hastanelerinin yapım işleri “özellik” arz etmiyor da; 750 yataklı Diyarbakır ve 900’ar yataklı Ordu ve Trabzon şehir hastanelerinin yapım işleri mi özellik arz ediyor Allah Aşkına? Aklımızla dalga geçmeyin lütfen.

Hadi diyelim bu hastanelerin yapım işleri özellik arz ediyor. Bu durumda ihaleye kimleri davet edersiniz?

Değerli okur siz de her şeyi biliyorsunuz. Tabii ki şehir hastanelerinin inşaatlarında tecrübesi bulunanlar davet edilir.

Bu ihalelerin ilanları yayımlanmadığından, davet edilen şirketlerin isimlerini bilmiyoruz. Ancak, kazananları biliyoruz.

Tek bir istisna dışında, KÖİ şehir hastanelerini işleten şirketler bu ihalelerin kazananları arasında yok.

Kazananlar arasında tabii ki havalimanı, yol ve köprü müteahhitleri var.

Partili memurlar gelin sizlere bir hoca nasihati vereyim. Ücretsiz hem de.

Gün gelecek devran dönecek, olan yine size olacak.

İyi pazarlar.

YORUMLAR (24)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
24 Yorum