Vurgun, vurunca vuruyor
27 yıl devlet memurluğu yaptım.
Büyük unvanlarım olmadı, ama çok büyük unvanlılarla aynı toplantı masasının etrafında oturdum.
Hem yurt içinde, hem de yurt dışında.
Liyakatsizliğin, kuralsızlığın ve dahi kurumsuzluğun bu kadar hâkim olduğu bir döneme şahit olmadım.
Eskiden bu köşede yazdım. “Cezasızlık suç işlemeyi özendiriyor.” (11.05.2023)
Cezasızlığa inanıyorsanız, suç işleme yaratıcılığınız sonsuza kadar gider.
Birilerinin cebine haram paralar giriyor.
Bugünlerde o paraları şatafatlı iftar sofralarında harcayacaklar.
Harcayacaklar da arkalarında yaşanacak bir ortam bırakmıyorlar.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
VURGUN
Köşemin eski okurlarına tekrar olacak.
Ama yine de yeniden yazacağım.
EPDK diye bir kurum var.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu.
Vurguncular bilmeyebilir kurumun ilk ismi “Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu” idi.
Kuruluş kanununu yazan ekibin içindeydim.
Hatta bir adım daha atıp, “Elektrik Piyasası Uygulama El Kitabını” yazan ekibin içersinde de yer aldım. (Nisan, 2003)
Zaman içerisinde piyasaya vurguncular hâkim oldu maalesef.
Sadece elektrik piyasasına mı?
Bütün enerji piyasasına.
Ulaştırmadan sağlığa, eğitimden adalete.
Ama ben 10 yazıdır bir alana yoğunlaştım.
Depolamalı elektrik ön lisansındaki büyük vurgunu yaza yaza bitiremiyorum.
Hatırlatayım.
EPDK 19 Kasım, 2022’de cumayı cumartesiye bağlayan gece yarısı bir yönetmelik değişikliği yaptı.
Konu depolamalı elektrik ön lisans tahsisiydi.
Şaka gibi bir iş yaptılar.
Batarya ön lisansı başvurusu yapanlara, rüzgâr ve güneş enerjisi üretimi lisansı da vereceklerini açıkladılar.
Yönetmelik değişikliğinde çok önemli bir detay vardı.
Bu değişikliği sadece EPDK ile iş birliği içerisinde bulunanlar biliyordu.
Yenilenebilir elektrik üretimi ön lisansı alabilmek için asgari sermaye ve teminat mektubu şartı vardı.
O gece bu şart geçici olarak kaldırıldı.
O şartların o gece kaldırılacağını içeriden bilenler gece yarısı bilgisayarlarının başında bekliyorlardı.
Önemli bir kısmının ne yeterince sermayeleri vardı, ne teminat mektupları ne de çalışanı.
Bunlar yüzlerce, binlerce megavat ön lisans başvurusunda bulundular ve aldılar.
Enerji Ajansının haberine göre “6 Ayda 250 Bin Megavattan Fazla Depolamalı GES ve RES Yatırımı Başvurusu Yapıldı.” (22.05.2023)
Tahsis yöntemi “erken gelen oturur” idi.
EPDK içeriden haberli ve önden gelen çantacılarına ve işbirlikçilerine 32 bin megavat üzerinde ön lisans verdi.
Hem de bedavaya.
Bakanlığın uyguladığı YEKA yarışmalarına benzer bir ihale sistemi benimsenseydi, devletimizin cebine dört milyar doların üzerinde para girecekti.
4.000.000.000 dolar.
Asgari ücrete, memura ve emekliye zam söz konusu olunca ekonomik program diyen Sayın Bakan Mehmet Şimşek Hazinemizin bu 4 milyar dolara hiç mi ihtiyacı yoktu.
EPDK bu paranın devletin cebi yerine, şatafatlı iftar sofralarına, çakarlı lüks arabalara, villalara ve benzeri harcamalara gitmesine tercih etti.
30 yılda ekonomiye yüklenen yük 129 milyar dolar.
Vurgun ise 56,7 milyar dolar.
Ne gam.
Cumhuriyet savcılarımız sosyal medyadan gözaltı avına çıkmışlar.
Alın size vurgun, diye haftalardır yazıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi vurgun konusunda TBMM’ye araştırma önergesi verdi.
Ne gam.
TBMM Başkanı “demokratik anayasa” derdinde.
Sanki bu ülkede anayasaya uyan bir yargı sistemi var.
Değerli okur suya bir taş atıp kaçalım ve kendi işimize bakalım.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
TEİAŞ
Açık ismiyle, “Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi.”
Elektrik İletim Sistemi İşleticisi.
Elektrik piyasasının omurgası.
Elektriği iletemez iseniz, üretiminizin hemen hemen bir anlamı bulunmamaktadır.
Öyle ya ülke genelinde yüksek gerilim ağı kuracaksınız.
Bu tür bir ağ yatırımı emek, para ve zaman işidir.
TEİAŞ piyasa oyuncularını bilgilendirmek için her sene iletim sistemi için takip eden beş ve on yıllık bağlanabilir bölgesel üretim tesisi kapasitelerini açıklamaktadır
2022 Mayısında bir açıklama yaptı ve Bölgesel bağlanabilir kapasite çalışmasında ilk beş yıl için 18 bin 986MW, ikinci beş yıl için ilave olarak 7 bin 134MW bağlanabilir kapasite hesaplanmıştır. Ayrıca kapasite hesaplanamayan bölgelerde kalan 63 il için beş ve on yıllık olmak üzere toplam 17 bin 576MWbağlanabilir kapasite açıklanmaktadır.
Toplamda 43 bin 696 MW iletim kapasitesinden bahsediyoruz.
Bu açıklamadan 6 ay sonra EPDK 32 binin üzerinde depolamalı elektrik ön lisans tahsisi yaptı.
Planının neredeyse % 75’i kadar.
TEİAŞ’ın açıkladığı kapasite yatırımını yapacak bütçesi, zamanı ve emeği var mı?
EPDK’nın umurunda değil.
Ayrıca plan da plan mı belli değil.
Neden mi?
Devam edelim.
ARZ GÜVENLİĞİ
Ben defalarca yazdım. EPDK da ikrar etti.
Arz güvenliğini ve çeşitliliğini belirleme yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına aittir.
Depolamalı elektrik ön lisansı için yüz binlerce megavatlık başvuru varken, EPDK neden 32 bin megavatta durdu inanın hala bilmiyorum ve anlamıyorum.
Neden 30 bin değil neden 35 bin değil?
Neden 18 bin megavat rüzgâr neden 14 bin megavat güneş?
Bilen yok.
Ancak ülkede 32 bin megavat rüzgar ve güneş enerjisi ön lisansı verirken “arz güvenliği ve çeşitliliğine” bizzat karar vermiştir.
Hani yetki Bakanlık’taydı?
Bitmedi.
TEİAŞ’ da bu arz güvenliği ve çeşitliliği konusunda kural getiriyor.
2022 Planında yapmadığı bir şeyi bu planda yapıyor.
Ne mi?
TEİAŞ 2022 Planında kaynak dağılımı yapmadı ve sadece bölgesel kapasite belirledi.
2024 Planında ise kaynak dağılımı yapıyor.
Adeta EPDK’ya racon kesiyor.
TEİAŞ 2024 yılında açıkladığı 5 ve 10 Yıllık Bağlanabilir Bölgesel Üretim Tesisi Kapasiteleri (2024-2028, 2029-2033) Planında diyor ki “Sistem ataletini ve esnekliğini artırabilmek adına yeni konvansiyonel santral kurulumuna ve mevcut konvansiyonel santrallerin güç artışına engel olmamak için aşağıdaki tabloda yer alan kapasiteler açıklanmaktadır. Söz konusu kapasite sadece doğalgaz, kömür, hidrolik, jeotermal, biyokütle vb. döner kütle içeren santrallerin (konvansiyonel santral) bağlantısı için ayrılmıştır.”
Yani diyor ki bana gelecek 10 yıl rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımı için gelmeyin.
EPDK Fatih Altaylı ve benim hakkımda yaptığı basın açıklamasında rüzgâr ve güneş enerjisinin yerli ve milli olduğunu haykırıyordu ve neredeyse bizleri vatan haini ilan ediyordu.
Merak ediyorum, EPDK’nın kudretli başkanının, “güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımı on yıl boyunca gelmeyin” diyen TEİAŞ’a bir diyeceği var mıdır acaba?
Kuzum sahiden bu arz güvenliği ve çeşitliliği yetkisi kimdedir?
Yazının başında kurumlar ve kurallar yerle yeksan oldu demiştim ya.
Bu yazıda anlattıklarım tam da bunun bir örneğidir.
Tabii ki devam edeceğim.
İyi pazarlar.
