Çok yıkayalım az gezelim

İlk koronavirüsü vakası 2019’un 31 Aralık’ında Çin’in Vuhan kentinde tespit edildi.

Yani 2020’ye koronayla birlikte girdik.

Bugün Mart’ın 13’ü. Demek ki 2,5 ay olmuş koronayla tanışalı.

Şu anda korona’nın dünyada ulaşmadığı çok az yer kaldı.

İtalya’da hayat felç oldu.

İran’da da salgın İtalya kadar yaygın. Fakat hayat İtalya’daki kadar etkilenmedi.

İtalyanların canı daha tatlıymış diyebilir miyiz bu duruma bakıp?

Ya da İran, ulaşımı durdurmak, sokağa çıkmayı kısıtlamak gibi sıkı tedbirlere başvurmakta ağır davranıyor.

Vebanın 1300’lü yıllarda Orta Asya’da ortaya çıktığı söyleniyor.

Bana çok inandırıcı gelmedi. Çünkü İslami kaynaklarda vebadan bahsediliyor.

Özellikle Hz. Ömer’in Şam’ı fethe giden orduyu Şam’da veba hastalığı olduğu haberini alınca yolundan çevirmesi meşhurdur.

Rivayete göre, Ebu Ubeyde B. Cerrah Hz. Ömer’e “Ey Ömer, Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?” diye sordu.

Hz. Ömer, “Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebu Ubeyde!” dedi ve devam etti.

“Evet, Allah’ın kaderinden Allah’ın kaderine kaçıyoruz.”

Sonra, aynı mecliste Abdurrahman İbn Avf, Peygamberimiz’in “Bir yerde veba olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde veba ortaya çıkarsa, siz de oradaysanız, oradan dışarı çıkmayınız” hadisini rivayet ediyor.

“Bize bir şey olmaz” mantığının (ya da mantıksızlığının) tam zıddı.

İnternette, korona virüsünün yayılma seyrini yorumlarken işin içine din, mezhep karıştıranları görünce bin dört yüz yılda ne kadar gerilemişiz diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Yine de, 14. Yüzyılda Avrupa’yı kasıp kavuran vebanın kaynağı Asya.

Veba’nın Avrupa’ya geçmesine Altın Orda Hanı Canibeg sebep olmuş.

1347’de Karadeniz’in kuzeyinde Samsun’un hemen hemen tam karşısına denk gelen Kefe’yi kuşatırken ordusunda veba salgını baş göstermiş.

Canibeg, vebadan ölenlerin cesetlerini mancınıkla Kefe kalesinin içine atmış. Böylece veba Kefe ahalisine bulaşmış.

Bazıları bu hadiseyi bir virüsün silah olarak kullanıldığı ilk vaka olarak kaydediyor.

Kefe’deki Cenevizli denizciler Kefe’den kaçmışlar. Böylece hastalığı Avrupa’ya taşımışlar.

Hastalık 1347’de Sicilya’ya, 1348’de Cenova ve Venedik’e ulaşmış. Sonra Kuzey İtalya’ya, sonra bütün Avrupa’ya.

Cenevizliler iyi denizciler. Çok geziyorlar.

Demek ki gezmek her zaman iyi bir şey değil.

Muhtemelen Cenevizliler aracılığıyla hastalık 1347’de İskenderiye’de de görülmüş. Ardından bütün doğu Akdeniz, bütün Suriye.

Mekke’ye 1349’da ulaşmış.

Salgın sırasında Avrupa’nın nüfusunun yarıya indiği söyleniyor. 100 bin nüfuslu Paris’in yarısı ölmüş. Floransa’nın nüfusu 120 binden 50 bine düşmüş.

14. Yüzyılda insanlar şimdiki kadar gezmiyordu.

Yine de hastalık birkaç yıl içinde bilinen dünyanın tamamına ulaştı.

Şimdi çok hızlıyız.

Virüslere uçak seyahati yaptırabiliyoruz.

Virüsümüzle birlikte sabah Pekin’de, akşam Roma’da veya New York’ta olabiliyoruz.

Korona virüsü de çok sinsi.

14 gün gizleniyor, belirti vermiyor.

Sağlam olduğumuzu zannedip, hastalığı bütün bir mahalleye bulaştırıp veya eğer bakansak bütün kabineye bulaştırıp, ondan sonra yatağa düşebilir, sonunda da kurtulur ya da ölebiliriz.

Futbolcuysak bütün takıma, seyirciysek bütün stadyuma...

Allah’tan korona vebayı yapan yerisina pestis kadar öldürücü değil.

Çocuklar grip gibi, nezle gibi geçirip kurtuluyor.

Gençler de nispeten kolay atlatıyor.

Yaşı 60’ın üzerinde olanlar için risk ciddi.

Şimdilik Türkiye’de korona virüsünden hasta olan bir kişi var. İnşallah fazla artmaz.

Fakat korona virüsü bir başka hastalığımızı ortaya çıkarttı.

Kolonyanın fiyatı birden bire yükseldi.

Mikrobun yayılma hızını azaltan maskelerin, dezenfektanların fiyatları da yükseldi.

Bazı yerlerde vatandaş marketlere akın edip makarna raflarını boşalttılar, yağları adeta yağmaladılar.

Biz de böylece milletimizin en azından bir kısmının bencil, fırsatçı, terbiyesiz olduğunu görmüş olduk.

Boşuna aramayın, eğer bir kere bulaşmışsa, bencillik, fırsatçılık, terbiyesizlik virüsünün ilacı yok.

Türkiye’nin özellikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın koronayla mücadelede başarılı olduğunu muhalefet bile teslim etti.

Öyleyse, Sağlık Bakanı’nın ve hekimlerin açıklamalarına riayet etmeye devam.

Yani?

Çok yıkayalım, az gezelim.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum