Dolarım olsa bozdururdum

Fala inanma, falsız da kalma’ diye bir atasözü var. Bu da, atalarımızın değişik durumlara göre, o anda ne icap ediyorsa onu gözeterek atasözü üretebildiklerine kanıt olarak gösterilebilir.

İhtiyatı elden bırakmamış ecdadımız. ‘Fala inanma’ demiş.

Fakat, biraz da nefsine uymuş. Kitapta yeri olmadığını bile bile, ‘falsız da kalma’ demiş.

Bu lafın analizine girecek değilim. Atalarımız, benim şimdiye kadarki tecrübelerimden anladığıma göre, zeki, işini bilen insanlarmış.

Benim, güncel ‘aforizma’m, ‘komplo teorisine inanma, komplosuz da kalma.’

Doların üzerindeki semboller hakkında sayısız hikayeler var, işitmişsinizdir.

Piramit. Bir görüşe göre Masonik bir sembol. Göz de öyle. Kartalın ayağındaki 13 ok, Yahudilerin 13 kabilesi. (Okları kendim saymadım, dolardaki sembolizmi anlatan metinlerde okudum.)

In God We Trust: Tanrı’ya güveniyoruz. Hristiyanlıktan kaynaklanan art niyetsiz bir söz olarak da görülebilir.

Kartalın kanadındaki tüyler 33 tane. Bunu da Masonluğun derecelerine yoranlar çok.

Terazi? İlluminati.

New World Order? Belki Amerika’nın kendi düzeni. Ama belki de Osmanlı geleneğindeki Nizam-ı Alem’in yerine Amerikalıların koyduğu bir şey.

George Bush’un, Körfez savaşı sırasında bu lafı çok kullandığını dikkate aldığımızda, böyle sembollere ekstra anlamlar yüklemenin tamamen boş bir uğraş olmadığı fikrine ulaşabilirsiniz.

Ama, sonuçta, cebinde dolar taşıyan bir Amerikalı için, bunlar fazla bir şey ifade etmez. Dolar işte. Gider bir kahve içer, hesabı ödersiniz, gider ayağınıza bir pabuç alırsınız, parasını verirsiniz.

FETÖ’cülerin örgüt teşkilatlanmasındaki 1 dolarlık banknotların da dolar teorilerine yeni bir boyut kattığını düşünebiliriz.

Bugünlerde, dolar, aldı başını gidiyor.

Dikkatimi çekiyor.

Bazıları, doları, bir kahramanı izler gibi izliyor.

Sanki, memlekette muhalefet kalmamış, sivil toplum kalmamış, tek umut dolar!

Bazıları, bir düşmanı izler gibi…

Memleketimize musallat olmuş bir baş belası.

Doların üzerindeki şekil ve yazılarla ilgili sembolizmi takip ederek, bu bakışın, kimilerinde ‘kurtarıcı’ kimilerinde ise ‘ifsat edici’ çağrışımı yaptığı söylenebilir.

Yani, kiminin ‘mesih’i, kiminin ‘deccal’i.

Bu iki figüre, yani ‘mesih’le ‘deccal’e, bir de ‘Godot’yu eklemek isterim.

Yani, Amerika’nın doları, bazılarının Godot’su…

Evet, insanları tatmin edecek kadar sembolizm var.

Fakat, dedim ya, komploya inanma, komplosuz da kalma…

Komploları, hem gerçekler hakkında ipuçları veren hem de hayal dünyamızın zenginliğini gösteren tüketim malzemeleri olarak kullanmaya devam edebiliriz.

İşin gerçek olan, hayatı doğrudan etkileyen tarafını ihmal etmemek kaydıyla.

Ekonomi, hassas iştir.

Ben anlamam. Ben anca kendi hanemi kör topal idare ediyorum.

Şu kadarına aklım erer: Ekonomi, ilk başta parayla pulla alakası yok gibi görülen birçok şeyle alakalıdır.

Ecnebilerin, memleketimize, son zamanlarda daha bir kem gözle baktıkları ortada.

İçeride de, pek çok sıkıntıya maruz kaldık. Bütün türleriyle bize musallat olan terör, bu sıkıntıların sadece bir boyutunu temsil ediyor.

Bunlar, parayla pulla alakası yokmuş gibi görünen ekonomik meseleler.

Buna bir de üretimi, sanayii, ticareti, turizmi, ihracatı, ithalatı, istihdamı, büyümeyi, yani doğrudan ekonomiyle ilgili olan kavramları ekleyelim.

Hatta, ‘para’nın kendisini.

Dolar bozdurmak, hadisenin sadece bir yönüyle ilgilidir, ama gerçekçidir.

Benim, dolarım, eurom veya sterlinim olsaydı bozdururdum.

Bozdurmak, kişisel olarak kendi lehime olmayabilirdi ama, karınca kararınca bir ‘yerli tavır’ olurdu.

Bütün bunları dikkate alan, sorunun bütün boyutlarına hitap eden, gerçek, etkili adımlara ihtiyacımız var.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum