Kapalısın!

Lafı çokça edilir. 66’ya bağlamak dersin, biraz dolaşık işler, numaralı işler için söylersin.

Bildiğiniz, iskambille oynanan 66 oyunu. Eski kuşak hala oynar, gençler o kadar değil. Bizim Follu’nun kahvesinde Tuluğun Fahrettin’le İrfan veya Dişçinin Sabri oynarsa oynar.

Bütün oyunlar gibi zekâ oyunu.

Şans da lazım. Şans olmayınca zekânın imanı gevrer.

Kart sayısı az. Oyuncu sayısı da az. 2 kişi 24 kartla oynuyor. 66 puana ulaşan eli kazanıyor.

Şu anda oyunu tarif edecek değilim. Tarifleri internette var. Merak eden baksın.

Benim ilgimi çeken, oyunculardan birinin elindeki kağıtlara bakıp, rakip oyuncunun kağıtlarına dair bir tahmin yaptıktan sonra rakibine “Kapalısın” demesi masadaki kâğıt destesini kapatıp rakibinin kâğıt çekmesine izin vermemesi ve ondan sonra olanlar.

Gözümün önüne de daha çok Salif’in İsmail’in kocaman eliyle kâğıt destesini avuçlayıp kenara sertçe koyup Sabri’nin gözüne doğan gibi bakarak “Gapalısın! Ver bi maça!” demesi canlanıyor.

‘Kapalısın’ demek, elindeki kartların 66 sayı almana yeteceğinden emin olmak anlamına geliyor.

Yerde çekilmemiş ve artık çekilemeyecek olan kartlar var. Onların ne olduğunu bilmiyorsun.

Rakibinin elindeki kartları da bilmiyorsun.

Kendi elindekileri biliyorsun. Elindekine göre tahmin yürütüyorsun.

Rakibinin elinde senin tahmin ettiğinden bir fazla koz olabilir. Yerde olmasını umduğun bir koz belki rakibinin elindedir.

Ya da senin istediğin (‘Ver’ dediğin) kâğıt rakibinin elinde olmayabilir. Mesela koz kupa, senin elinde sinek ası var. Fakat rakibinin elinde hiç sinek yok.

Rakibin, 9’lu kozla senin sinek beyini alır.

Yani yanılabilirsin. Ama bazen riski göze alırsın. Çıkmayaydı o kâğıt elinde, yerde çıkaydı!

Benim zihnimi 66 oyununa götüren, Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması. Birlikte yargılanan isimlere de 18’er yıl ağır hapis cezası verilmesi.

Uzun zaman iddianamesi hazırlanamamıştı. Bir ara casusluktan muhakeme edilmiş arada tahliye kararı verilmiş. Casusluktan bir netice alınamamış Gezi olaylarını organize etmekten tutuklanmış.

Hem de Gezi hadiselerinden senelerce sonra.

Tahliye mi edecekler acaba?

Ya da bir ceza tayin edip yattığına mahsup ederler. Avrupa’nın dediği de olur bizim devlet ricali de bir iş yapmış olur.

Öyle olmadı.

Bu kadar tereddütlü bir yargı sürecinden sonra hiç de tereddüt kaldırmayacak bir ceza verildi.

Ağırlaştırılmış müebbet.

Kapital ceza bu.

Eskiden idam vardı. İdam kalktı, bu geldi.

Yani, mevzuatta yerini bulsan asacaksın adamı.

Bu kadar muhtelefün fih bir yargılama sürecinde bu kadar belli belirsiz iddiaların arasında bu kadar delil tartışmasının yapıldığı adeta delil kıtlığı çekildiği bir muhakemede bu kadar ağır ve kesin ceza.

Bir garabet var.

Siyaset yargıya mı müdahale etti acaba?

Yok canım! Bizim siyaset yargıya hiç müdahale etmez. Solcular ederdi, sağcılar etmez. Pir ü paktırlar.

Değildirler. Bizim solcularımız da sağcılarımız da -dindar ve dindar olmayan sağcılar dahil- elinde müdahale etme imkânı olduğu zaman yargıya, paraya, ranta, arsaya müdahale ederler.

Bu imtiyaza dini kılıf bulma yetenekleri de fevkalade gelişmiştir.

Hiçbir şey öğrenmediysek bu kadarını öğrendik.

Ya Trump küplere binince? Merkel kaş göz işaretiyle rica edince?

Bizim yargı bağımsız ve çok anlayışlı. Siyaset hiçbir şey demeden durumu anlar, tahliyeyse tahliye, mahkumiyetse mahkûmiyet, beraatsa beraat.

O kadar inceldiler mi bizimkiler?

Ne bileyim ben. Eğer müdahale yoksa incelmişlerdir. Varsa incelmemişlerdir.

Manzara dibine kadar siyasi.

Seçim yakın.

Ve Kavala kararı siyaset açısından sert bir çıkış.

Sanki “Kapalısın!” diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Devlet Bey de yanı başında.

“Kapalısın.”

Yeni bir evredeyiz.

Seçime kadar hava sert eseceğe benziyor.

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum