Manyetik toplum

Mıknatıs, acayip bir şeydir. Daha okula gitmezken mıknatıs diye bir şeyin var olduğunu, demiri çektiğini ama tahtayı çekmediğini işittiğimde tuhafıma gitmişti. 

Sonra gördüm. Gerçekten çekiyordu demiri. Ama bakırı, alüminyumu çekmiyordu.  

Yaklaştırıyorsun demire. Az yaklaştırırsan, demir parçasının yerinden kımıldayası geliyor, biraz depreniyor. 

Daha yaklaştır. 

Demir parçası gelip mıknatısa yapışıyor. 

Hele demir tozlarında denersen, demir kıymıkları önce diken gibi dikeliyor, sonra mıknatısın kutuplarına doğru uçuyor. 

Evet, kutupları var. Biri ötekini çekiyor. Aynı kutup aynı kutbu itiyor. La havle vela kuvvete illa billah! 

Mıknatısı ortasından astığınızda bir ucunun kuzeyi öteki ucunun güneyi göstermesi de acayip. 

Bunlar bilimsel olarak izah edilebilen şeyler.  

İzah edilince acayipliği kalkıyor mu ortadan? 

Kalkmıyor. 

Ben, izahtan sonra da mıknatısla ilgili özellikleri olağanüstü bulmaya devam ediyorum. 

Hoş, alıştığımız, alelade zannettiğimiz bir sürü şey de aslında olağanüstü. 

‘Toplum kutuplaşıyor’ denildiği zaman tamam, gergin, asabi insan toplulukları geliyor gözümün önüne. 

Ama bir taraftan da nal şeklindeki mıknatısın N ve S kutuplarında yoğunlaşmış demir tozları geliyor. 

Şöyle düşünelim. 

Toplum az kutuplaştığı zaman, N ve S kutuplarındaki demir tozu miktarı azdır. 

Toplumun önemli bir kısmı kutupların çekim alanının uzağındadır. 

Kutuplar onları da çeker ama bulundukları yerden, hayatın normal akışından koparacak kadar değil. 

Sağlıklı durum, kutuplardaki manyetik gücün makul seviyede olduğu durumdur. 

Makul seviyeyi bilebilir miyiz? 

Makul seviye, mesela ABD’de, Cumhuriyetçiler’in ve Trump yandaşlarının kongreyi basacak derecede manyetize olmadığı durumdur. 

Toplum tabii ki kendi kendine kutuplaşmaz. 

Elektromıknatısı bilirsiniz. Demirin etrafına kablo sararsın, kabloya elektrik verirsin. Demir mıknatıs olur. Etraftaki demir tozlarını çeker. 

Daha çok elektrik verirsin, daha çok çeker. 

Siyasetçiler de öyle yapıyor. 

Elektriğin şiddetini arttırıyorlar. 

Hangi taraf daha çok arttırıyor diye bir soru sorulabilir. 

Arttırma vasıtaları daha çok olan, daha çok arttırıyor. 

Elektriğin şiddetini arttırmak hayatın olağan akışını etkiliyor. 

İnsanları zıt kutuplara doğru çekiyor. 

Böylece, kutup başlarında daha fazla demir tozu birikiyor. 

Demir tozu dediğim, sizsiniz, biziz. 

Yani, daha fazla manyetik insan. 

Tabii, manyetik alan sağlıklı bir alan değil. 

İnsanın kafasının, kalbinin ayarını bozuyor. 

Normal şartlarda umursamayacağınız bir şeyi umursuyorsunuz. 

Normal şartlarda yanlış bulacağınız bir şeyi doğru buluyorsunuz. Savunuyorsunuz. 

Doğru bulabileceğiniz bir şeyin yanlış olduğunu ispat etmek için çırpınıyorsunuz. 

Sırf manyetize olduğunuz için. 

Mesela, yolsuzluğu savunabiliyorsunuz. 

Tabii yapılanın yolsuzluk sayılmayacağına dair bir tez geliştirerek. 

Ya da, ‘eskiden de yapılıyordu’ gibi tuhaf bir ‘hafifletici sebep’e müracaat ederek. 

Hukuk fakültesine ilahiyatçı dekan atanmış. Normaal. 

Birisini rektör yapmak için rektör olma şartları değiştirilmiş. Rektör atandıktan sonra tekrar kanun eski haline getirilmiş. Bu da normal. 

İrfan Fidan, süratle Yargıtay üyesi yapılmış ve Yargıtay’da tek bir dosyanın kapağını açmadan Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanmış. 

Hepsi normal. 

Manyetik alanın sebep olduğu deformasyon öteki kutbu da etkiliyor tabii. 

İyi şeyleri göremiyorsun. 

Tamam, yanlışa yanlış de. Ama manyetizma yüzünden doğruya da yanlış diyorsun. 

Bunun siyasete faydası ne? 

Tabanını aktif ve gergin tutmak. 

Zararı ne? 

Normal, manyetize olmamış insanların kıtlığı. Sonunda, ne yapacağı belli olmayan anormal, manyetik bir toplum elde etmek. 

‘Manyetik’le ‘manyak’ arasında bir ilişki var mı? 

Yok, sadece ses benzerliği. 

 

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum