Mutlu mağdurlar

Annemlerin köyüydü, Saçmalı Pınar. Düzce ovasının güneyinde Karduz yaylasının eteklerinde insanı da tabiatı da güzel bir köy.

Mehmet Ali dedemden Saçmalı Pınar’ın eski hallerini çok dinledim.

Bir Osman Ağa varmış köyde. Hatırlı bir adam.

Sonradan yoksullaşmış.

Dedem diyor ki, “Pontulunun bir dizinde 1 lira kadar bir yamacuk vardı.”

“Osman Ağa, şehre indiğinde, eşraftan birinin yazıhanesinde ya da dükkanında oturması icap ettiğinde bacak bacak üstüne atardı, dizindeki yamayı gizlemek için.”

Bu çok zor bir haldir. İnsanların sana acıdıklarını düşünürsün, kendi iyi günlerin hatırına gelir, için acır.

“Allah kimseyi gördüğünden geri bırakmasın” duası bu hallere dairdir.

Bir kaza olur, bir afat olur, başına bir iş gelir, fakir düşersin.

Böyle insanlara zaman zaman rastlarız.

Bu salgın döneminde, iki senedir, yoksullaşanlar, gördüğünden geri kalanlar olmuş mudur?

Tamam, enflasyon sebebiyle her gün biraz yoksullaşıyoruz. Hepimizin dolar karşısında değeri düşüyor.

Gerçi bazı meslek erbabı ‘işini biliyor’muş, kirli ‘baba’lardan dolar molar buluyormuş, fakirleşmek ne kelime zenginleşiyormuş.

Ben istisna sanıyordum. Halbuki bunlar bir familyaymış.

Paraları çoğalırken haysiyetleri azalan, hatta tükenen meslekdaşlar familyası.

Benim dediğim, iki senedir iş yapamadıkları için dükkanını kapatan, dükkanının kirasını ödemekte zorluk çeken, geliri azalan, bu yüzden evini, arabasını satan insanlar.

Olmuş mudur?

Olmuştur. Hem de çok.

Devlet kimine üç bin kimine beş bin hibe edecekmiş.

Yazarımız Mehmet Ali Verçin dün yazdı, daha fazlası yapılabilirmiş. Hala da yapılabilir diyor.

Doğru söylüyor.

Onların hiç olmazsa satacak arabaları, evleri var.

Ya hiçbir şeyi olmayanlar? Ya işsizler?

Türkiye’de 10 milyon civarında işsiz olduğu söyleniyor.

Devleti kollamaya çalışan istatistiklere göre 4 milyon civarında.

Bir kısmı henüz baba evinde. Yük olduklarını hissediyorlar ama dertleri ev içinde.

Ya evli, çoluk çocuk sahibi olanlar?

Onlar ne yapıyor?

“Tok açın halinden anlamaz” lafı da doğru laf.

Anlamak için idrakini açsan bile kendi başına gelmediği için eksik anlarsın.

Doğalgazın kesilir. Elektriğin kesilir. Suyun kesilir.

“Haline şükret eskiden doğal gaz mı vardı?” denilir mi onlara?

Utanmazsan denilir. Allah’tan sakınmazsan denilir.

Kahveye gidersin, kahveciye “Bana bir çay getir” diyemezsin, cebinde yok çay parası.

Biri ısmarlar mı? Belki ısmarlar.

Borcun olur, ödeyemezsin. Artık borç alacak kimse de yoktur, daha önce istedin, istemeye utanırsın.

Böyleleri var mıdır?

Vardır ama sen bilemezsin. Çünkü uzaksın. Çünkü yukarılardasın.

Bilmeye uğraşsan bile bilemezsin, çünkü onların bilinebileceği yerlerden uzaktasın.

Çünkü yukarılardasın.

İnsanların aylarca, yıllarca bu yoksullukları çektiğine inanacak yerlerin tükenmiştir.

İşsiz yok, iş beğenmiyorlar diyesin gelir. Hatta dersin.

Doğru iş beğenmeyenler de var.

Ve iş beğenmeyenleri öne sürerek zifiri bir yoksulluğun içinde yaşamaya çalışanları harcarsın.

Yokluktan intihar eden olmuş mudur?

Olabilir. Maalesef her devirde olabilir.

Fakat, intiharda siyasi kasıt aramak her devirde olmaz.

Bunlara ilaveten, onca yokluğa ilaveten, bazı mutlu mağdurlar var.

Bulunmaz hint kumaşları.

Bir iyi işleri var, devlet bir vazife vermiş.

Sonra herhalde çok boş vakitleri olduğu için, avare avare ortalıkta gezmesinler diye, bir vazife daha vermiş.

Bilmem nerenin yönetim kurulu üyesi, bilmem nerenin danışmanı, bilmem nerenin yandan çarkı...

60 bin lira maaş alan da var, 70-80 alan da.

İşe yaramayan biri için iyi para.

İşsizlik istatistiklerine de girmezler, güzel insanlar.

Ama çok hak ediyorlar. Olmazsalar olmazdık, minnettarız onlara, böyle fedakarlıklara katlandıkları için!

Hey gidi Osman Ağa, sen bunları bilmezsin.

YORUMLAR (34)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
34 Yorum