Tehlikeli bir ısrar
Berat Albayrak ekonomi bakanlığından affını isteyince yerine Lütfü Elvan tayin edilmişti.
Aynı günlerde Naci Ağbal da Merkez Bankası’nın (MB) başına getirildi.
Bu iki değişiklik piyasalarda müspet etki yaptı.
Türkiye’ye yabancı para girişi fark edilir biçimde arttı. Borsa yükseldi.
Ağbal’ın uyguladığı para politikası doları da zapt etti.
O günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu müspet etkinin altını çizmişti.
Birkaç ay sonra Ağbal’ı görevden aldı. Yerine, köşe yazılarında MB’nin faiz politikasını sık sık eleştiren ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarla savunduğu enflasyon-faiz bağıntısına dair teoriye uygun cümleler kuran Şafak Kavcıoğlu’nu tayin etti.
Dolar birden yükseldi.
Bu öngörülebilir bir şeydi. Piyasa Ağbal’a itimat etmişti. Kavcıoğlu ise piyasa gerçekleriyle bağdaşmayan bir politikanın işaretlerini veriyordu.
Kavcıoğlu bir süre Ağbal’ın arttırdığı faizle idare etti. Faizleri düşürmemekle yetindi.
Ancak ‘yukarı’dan ‘indir’ sinyali geliyordu.
Kavcıoğlu sinyali aldı ve daha önce faizin enflasyondan yüksek kalacağını söylemesine rağmen ‘çekirdek enflasyon’u baz alıp faizi indirdi.
Dolar yine fırladı.
Son olarak bir akşam Kavcıoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü ve görüşmenin akabinde iki MB bürokratı görevden alındı.
Dolar sürekli bizim yetkililerimizi takip ediyor. Bunu da gördü ve yeniden yükseldi.
‘Dış güçler’ diyebilirsiniz ama ne oluyorsa hep içeride oluyor! İç güçler yapıyor.
Dün, ‘bu hengamede Para Politikası Kurulu (PPK) faizi düşürmez herhalde’ diye düşünüyordum. Çünkü piyasa gergin.
Tabii ki benim ne düşündüğümün anlamı yok. İktisatçılar bilir.
Pat! Diye iki puan daha düşürdüler faizi.
‘Çekirdek’ dedikleri enflasyonun da altına indirdiler.
Haydii! Dolar bir daha sıçradı. Dolarla beraber Euro ve Sterlin.
“Böyle yorumluyorsun, öyleyse faizcisin.”
Haşa! Bence de faiz ‘sıfır’ olsun. Hatta ‘sıfır’ bile olmasın. Adı batsın faizin.
Fakat lafla batmıyor. Kanunla da batmıyor.
Yönettiğin ekonomi faizle yatıp kalkıyor.
MB faizi düşürüyor ama faiz MB’yi dinlemiyor. Piyasadaki faiz MB’nin belirlediği nispetten yüksek seyretmeye devam ediyor.
Enflasyon, bu kararlardan sonra Merkez Bankası’nı muhatap alır mı?
Sen enflasyonu kaale almazsan enflasyon da seni kaale almaz.
Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Merkez Bankası’nı ziyaret etmesine mi kızdı?
Madem sen orayı ziyaret ediyorsun al sana faiz!
Şeref Oğuz görüşlerine kıymet verdiğim bir ekonomi yazarıdır.
Dün, Merkez Bankası’nın faizi indirme kararını yorumlarken PPK masasını poker masasına benzetti.
Yani bir bakıma, PPK muhalefetin ‘rest’ini gördü.
Normalde deneme yanılma yoluyla anlaşılabilecek bir şey. Naci Ağbal’ı getirince piyasa düzeliyor. Faizi indirince bozuluyor.
Merkez Bankası’na sinyal verince banka da bu sinyali alınca yine bozuluyor.
Birkaç defa art arda tecrübe ettik bunu.
Belli ki tekrar yapınca tekrar bozulacak.
Belki de ‘teori’ doğru, bizim aklımız ermiyor.
Veya biz doğru yapıyoruz ama piyasa cahil, hangi teorinin doğru olduğunu anlayamıyor.
Piyasa anlasın diye biz teorimizde ısrar ediyoruz.
Yıllar önce Kefken’de rahmetli Raşit Gödek’in kahvesinde iri yarı bir ihtiyar görmüştüm.
Kısa kollu gömlek giymiş. Sağ kolu kötü bir şekilde patlak. Yara izleri duruyor.
Sorduk, kolun niye öyle oldu diye.
Pehlivanmış bizim amca. “Pelevanlıktan oldu” dedi. “Kandıra’ya elektrik yeni gelmişti. Biz o zaman genciz, elektriğin ne olduğundan haberimiz yok. Ampul patlamış, yeni ampul aldım değiştireceğim. Sandalyenin üzerine çıktım. Değiştirirken elim duya değmiş. Fırlattı attı kolumu. Ben kızdım tabii. Şu kadarcık şey benim gibi pehlivanı nasıl savurur? Tekrar duyu tuttum. Gene fırlattı. İyice kafam bozuldu. Bu sefer daha kuvvetli tuttum, bırakmamacasına. Kolum patladı, sandalyeden yere düştüm soluğu hastanede aldım.”
Pehlivan amcanın ısrarına benzer bir ısrar mı, teori ısrarı?