Ya kazanımlarımızı kaybedersek?

Söze “Ben başörtüsüne karşı değilim” cümlesiyle başlayıp bir sürü laftan sonra “Ama kamusal alan” “Ama siyasi simge” “Ama mahalle baskısı” “Ama laiklik” “Ama çağdaşlık” diye bitirenlerden illallah etmiştik zamanında.

Bir kuşak okul önlerinde direndiğiyle kaldı. Kadın kuşağıydı bu kuşak.

Üzüldük. Yaralandık.

Neydi o ikna odaları?

Neydi, eşlerinin başörtüsü öne sürülerek medyada sürekli çekiştirilen, vesayet kurumuna, askeriyeye şikayet edilen siyasetçiler?

Erkeklerimiz de sınavı kaybetti. Özellikle ellerinde imkan olanlar, güç olanlar.

Sorunu çözmek için AK Parti’nin bazı teşebbüsleri oldu. “411 el kaosa kalktı” manşeti o günlerin hatırasıdır.

Sonra çözüldü sorun.

Alıştık da sorunun çözülmüş olmasına. Başörtülü kadınlar kamusal ya da kamusal olmayan bütün alanlarda çalışabiliyor, okumaksa okuyabiliyor.

Demek ki o kadar korkulacak bir şey yokmuş.

Demek ki toplumu boşu boşuna germişler senelerce.

Şimdi, başörtüsü karşıtları bile rahat etti.

Yani makul karşıtlar. Artık nasıl oluyorsa.

Bu bir başarı.

Evvela zulmü göğüsleyen, zulme maruz kalan kuşağın başarısıdır bu.

Siyasi kısmı da AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aittir.

Bir gün her şey unutulsa, devir değişse, başörtüsü yasağının nihayet bulması hatırlanır.

Gayrı insani, bireyin özgürlüğünü hiçe sayan, saygısızca, utanılacak bir yasaktı bu.

Bitti.

‘Kazanım’ kelimesi bu sıralar çok kullanılıyor.

Eğer ‘kazanım’ diye bir şey varsa, bütün toplum için en önemlisi bu gayrı insani yasağın tarihe karışmasıdır.

Karıştı mı tarihe? Yok mu artık? Olmayacak mı?

Yok mudur bir masanın başında başörtülü bir kadın görünce canı sıkılanlar, diş bileyenler?

Hele bir devran değişsin görürsünüz gününüzü diye içlerinden mırıldananlar?

İnsanlar çeşit çeşit.

Olmaz dediğimiz bir sürü şey oluyor. Bu da olabilir.

Allah kötüye fırsat vermesin.

Mütedeyyin insanların bu özgürlüğe halel gelmesinden korkmaları tabiidir.

“Kazanımlarımızı kaybederiz” kaygısı tamamen karşılıksız değildir.

Mütedeyyin olmayan, kendi halinde, ama herkesin dinine, özgürlüğüne saygısı olan insanlar da kendilerini yeniden böyle ilkel bir tartışmanın, kutuplaşmanın içinde bulmak istemezler her halde.

Ki bu insanlar arasında özgürlükler adına yasağa karşı çıkanlar da var.

Senelerce gerildik gerildik de ne geçti elimize?

Şimdi de eski gerilimlerin ivmesiyle tersine geriliyoruz.

Halbuki herkesin fikrini, ideolojisini, inancını, kimliğini başkalarının başına kakmadan, başkalarına parmak sallamadan yaşayabileceği bir vasata erişmemiz lazım.

Devlet niye vatandaşlarının bir kısmını diğer kısmıyla kavga ettirsin ki? Saçmalık değil mi bu?

Saçmalık ama ben faydasını görüyorum. Bizimkileri bizim tarafta kutuplaşma sayesinde tutuyorum.

Sen faydasını görüyorsun ama memleket yıpranıyor.

Daha önceleri, ‘laik yaşam biçimi’ni (bu tabiri pek tutmuyorum, ama ifade böyleydi) benimseyenlerin bir endişeleri vardı. “İktidar yaşam biçimimize müdahale ediyor.”

Ona benzer bir endişe bu, “Ya kazanımlarımızı kaybedersek” endişesi.

Siyasetin bu endişeye hitap etmesi lazım.

Deva Partisi lideri Babacan’ın “Neredeyse her milli bayramda Türkiye’nin dindar insanları adeta bir sınava çekiliyor. Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayanlar yıllarca yanlış anladıkları laiklik kavramının arkasına sığındılar. Bu zihniyete pabuç bırakmayız” sözleri bu endişeye bir ölçüde hitap ediyor.

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu da aynı hassasiyeti zaman zaman dile getiriyor.

Fakat, ‘kazanımları kaybetme’ endişesi taşıyanların bilinçlerindeki özne Deva ya da Gelecek, hele Saadet değildir.

Keza İYİ Parti de değildir.

Tevarüs edilmiş bir ‘mazi’ye dayanır bu endişeler.

Gösterilen adres CHP’dir. Bu yüzden CHP bu endişeler karşısında duyarlı olmak, bu endişelere daha çok hitap etmek durumundadır.

Yasağın ortadan kalkması sadece bir kesimin ‘kazanım’ı olarak görülmese iyi olur. Türkiye’nin üzerinden bir yük kalktı. Yani herkesin ‘kazanım’ı.

Bu gerçeğin kabul edilmesi bütün toplum kesimleri için faydalıdır.

YORUMLAR (102)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
102 Yorum