Yine Ankara, yine şiir

Nerede olduğumu söyleyesim var.

Niye ister insan bunu? Ve ne zaman?

Bilirsiniz. Alışılmadık bir yerdeyse. Çok fiyakalı bir yerdeyse veya çok fiyakasız bir yerdeyse. Herkesin olamayacağı bir yerdeyse.

Merzifon’dayım. Merzifon’un eski mahallesinde, Taşhan’ın içindeyim. Güzel bir mekan. Sakin.

Oğlum İsmail’le beraberim. Babamı ve kız kardeşlerimi Samsun’a bıraktık. Oğlum bana destek olmak için geldi. Yol uzun, yardımcı şoför ihtiyacı da var.

Ne yazacağımı biliyorum.

Birkaç haftadır kitap kıtlığından şiire dair yazamamıştım.

Hafta başında Ankara’da Fatih Kitabevi’nden Ali Sali’nin şiir kitaplarını aldım. Re Mektupları ve Fatma Begüm’ün Saba Defteri. (Hece)

Orada, değerli dostum Ali Karaçalı’nın ve eşi Bahar Hanım’ın korona illetine yakalandığını öğrendim. Ali Hastaneye yatmış. Üzüldüm. Hastalık etrafımızda dolaşıyor. Allah şifa versin. İnşallah kolay atlatır.

Ali Sali’yle arkadaşlığımız Balıkesir’den Ankara’ya kadar uzanır. Birazı da İstanbul’a taşar.

Yani bu kitaplarla, Merzifon’da bir han avlusunda olmama rağmen, Ankara’nın şiirli günlerine dönebilirim.

Aynı evin aynı odasındaydık Ali’yle.

Demetevler, 8. Cadde, 9/25. Tecip Tosun’un “Ev de evmiş hani” dediği kadar var.

Yoksa “Balkon da balkonmuş” mu diyordu?

Süleyman Özdil, Üzeyir Sali, Cemal Şakar, Hüseyin Bektaş, bir ara Ramazan Dikmen, bir başka ara Fehmi Usta, bir başka ara Vahdet Sürücü , ben ve Ali (eyvah, Faruk’un soyadını unuttum. Unutturmasaydı, o gün bu gündür yok ortalıkta.)

Odamızda, az önce Re Mektupları’nda okuduğum şiirleri birlikte mütalaa ettiğimizi hatırlıyorum.

Ali, evdeki öteki şairlerden daha kapalı, daha sırlı.

Tabii ki bu kadar kalem erbabının arasında sır yaşamaz.

Belki bilinir de, ortalığa dökülmez.

Ama ne güzel, baksanıza, Re Mektupları nasıl başlıyor.

Burası şiir değil ama şiir kadar kayda değer.

“İki cihanda da birlikte olmayı istediğim, bana olan tahammülüne minnetimi karşılayamayacağını bildiğim, ama elimden de başka bir şey gelmediğini bildiğini bildiğim rahime’ye sonsuz sevgi ve hürmetle.”

Arif olan anlamıştır şimdi, söylemediğimiz sırlardan birini; kitabın adındaki Re’nin neye delalet ettiğini.

Sırf bu sözlerinden dolayı şaire ve şiirine saygı duyulabilir.

“gurbetimin sen/sılamın sen olduğu okuna defterimden/defterimde senden gayrısı/yer almaya”

Bu, girişteki atfın şiircesi olmalı.

“dokunma yıkılsın gözlerime yeni dualar edineyim/yeni tevbeler esenlesin beni adınla bürüneyim/hürmettir ki beklemek ibadet bilinir”

Herhalde "Re” mektubundan bir alıntı.

“saçımın mahremliği senden kaynaklanır”

Devam edeyim:

“mektubundu beni yurt kapılarına uğratan/şehrin havasını acıtan bu dalgın bakışın/yüreğimi kaldırmalı sesin kayalara vurmalı/beni bu kar dizlerimi çözmeden getirmeli sana/eteklerine bulaşmadan girmeli bu resme çamur”

Bir başka yerde:

“seni getirmiyorsa hasret/neye yarar kemiklerin arasında/gezinen ağrı”

Kitabın sonuna kadar, kitabın asıl sahibine matuf Re Mektupları.

Alıntılanacak başka mısralar da var. Fakat burada durayım. Durmazsam, saygıdeğer bir acının, bir matemin kitabına yer kalmayacak.

Evet, Fatma Begüm’ün, Ali ile Rahime’nin, kısacık hayatı bir melek nezafetiyle geçen sabi kızlarının matem kitabı.

“sen gidince biz de birden/anlayıverdik büyüdüğümüzü/hiçbir anlamı kalmadı hatmi çiçeklerinin/evdeki sessizliğin de/öyle senin bıraktığın gibi/diz çökmüş bekliyor evin sessizliği”

Selamlıyorum, kardeşim Ali’nin “toprak incinmedi gelişinden/arz titredi/titredi kadim kelimeler/nefesinde zambaklar/yüzünde nilüfer çiçekleri/melekler hazırladı gelişine toprağı” mısralarıyla ifadeye takat getirdiği temiz acısını.

Okudukça, bana da bulaşıyor acı.

Kesti nefesimi, durdurdu kalemimi.

Halbuki, daha çok bilirim ben Ali’yi. Mesela kaybolmuş şiirlerini. Hatta jandarmanın elinden aldığı şiirlerini. Hadramut’u. Göçdü kervan kaldık dağlar başında’yı.

Beni mazur görün, bugün bu kadar yetsin.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum