Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, ABD Başkanı Biden'ın Afgan mültecilere ilişkin açıklamalarına çok sert tepki gösterdi. "Sanki Türkiye, Amerika'nın 51. eyaleti" diyen Davutoğlu, Biden'ın söz konusu ifadeleri California'ya söyleyebileceğini ancak Türkiye'ye söyleyemeyeceğini belirtti.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Yönetim Kurulu Toplantısı'nın açılışında konuştu. Gündemde yer alan konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, orman yangınları konusunda yapılan yayınlar ve söylemler konusunda uyarılarda bulundu.
ABD'DEN 'İRAN ÜZERİNDEN TÜRKİYE'YE GİDEBİLİRSİNİZ' AÇIKLAMASI
ABD Dışişleri Bakanlığı Pazartesi günkü açıklamasında ABD ile bağlantılı olduğu için Taliban’ın hedef alabileceği ancak Special Immigrant Visa (SIV) programına girememiş binlerce Afganın ABD’ye mülteci olarak yerleşme şansına sahip olacağını açıklamıştı. Programa dahil olan Afganlar başvurularının işlenmesi için gereken 12 ile 14 ay boyunca beklemek için kendi başlarına üçüncü bir ülkeye gitmeleri gerekebilecekti. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, Washington yönetiminin potansiyel göç konusunda Afganistan’ın komşu ülkeleriyle görüştüğünü belirterek, Pakistan’ın Afganistan ile olan sınırlarının açık kalmasının önemli olduğunu, diğer göçmenlerin ise İran üzerinden Türkiye’ye gidebileceklerini açıklamıştı.
'TÜRKİYE'YE SAYGISIZLIK'
Bu açıklamaya tepki gösteren Davutoğlu, "Türkiye, Amerika'nın 51. eyaleti değil. Empoze ile geleceksiniz Türkiye'den vize alacaksınız diye Afganlara sesleniyor. Bunu Washington'da Biden, California'ya söyleyebilir de bize söyleyemez. İnsani görevimizi yaptığımıza bütün dünya şahit. Ama başka bir ülkenin kendisiyle iş birliği yaptığı unsurları kurtarmak için Türkiye'yi istasyon olarak kullanması ve Türkiye'ye danışmadan empoze ederek sanki kendi ulusal sınırları içinde bir bölgeymiş gibi gidin ve oradan vize alın demesi açık bir şekilde Türkiye'ye saygısızlıktır" dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Bir ekoloji, bir çevre yok oluyor. Hepimizin üzerine millet olarak üzerimize düşen görev güçlü bir doğa bilincini herkese vermektir. Böyle bir mekan bilincini ben Toroslar'da gördüm.
RTÜK dün bir karar yayınlıyor. Buradan açık bir şekilde bunu protesto ediyorum.
Bizim halkımız kendisine şeffaf bir şekilde anlatıldığında gereğini yapar.
THK Başkanı pişkince düğünde olduğunu söylüyor.
Krizi yönetecek kişi kendisine güvenecek. Acaba böyle bir krizi bunların içinde kimler biliyor?
Cumhurbaşkanlığı filosuna uçak almak yerine yangın için uçak alacaktınız.
AFAD NE HALE GELDİ?
AFAD Türkiye'deki en başarılı kurumlardan biriydi. İsrail'e Lübnan'a uçak gönderirdik. Nereye gitti bu AFAD ne hale geldi. Yakınlarınızla doldurursanız, yetkin olmayan insanlarla doldurursanız olacağı bu.
Orman Bakanı kendi hatalarını görmeyip yerel yönetimlere yükleniyor.
Kriz başladığı anda krizin birinci yönetici makamı Cumhurbaşkanı'nın kendisidir. Bir kişiyi görevlendirir. 'Bana ve millete hesabı sen vereceksin' der.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay benim dönemimde AFAD Başkanı'ydı. Soruyorum kendisine hangi krizi böyle yönettiniz?
Kriz yönetiminin yüzde 75'i psikolojidir.
'KRİZ ANINDA AĞIZDAN ÇIKAN HER SÖZÜN KARŞILIĞI VARDIR'
Her yapılan açıklama halkta şüphe uyandırıyor. Böyle bir kriz anında ağızdan çıkan her sözün karşılığı vardır. İçişleri Bakanı başlarda bir sabotaj ihtimali görmüyoruz deyip, Cumhurbaşkanı bir sabotaj ihtimali var dediğinde, ve bazı siteler sabotaj ihtimali için belli adresler gönderdiğinde, provokatif siteler yayın yaptığında bir anda orman yangınları toplumsal yangına dönüşür.
Eğer devlet ol devlettir ki bir sabotaj ihtimali varsa arkasında araştırır, bulur, cezasını verir ve ilan eder. Ama kendi sorumluluklarından kaçmak için bir saldırıyla karşı karşıyayız diyebilmek adına bunu yapıyorsanız bu yanlıştır. Tabloyu net söyleyeyim eğer varsa bir sabotaj bunu açıklayın. Elinize verilerle açıklayın ve en şiddetli şekilde cezalandırın. Her bir börtü böceğin, her bir ağacın hakkını hukukunu sorarak cezalandırın. Ama elinizde delil yoksa dikkatli bir dil kullanın, bakın yüreklerimiz yanıyor. Bir anda küçük bir alevden toplumsal patlamalar olabilecek durumlar oluyor. Konya'da 7 kardeşimizin aynı günlerde katledilmesi hemen bir sürü bağlantıları beraberinde getiriyor. Dikkatli olmak gerekiyor. Her bir vatandaşımızın canı kıymetli.
'ABD 3. ÜLKELERİ SAYARKEN TÜRKİYE'Yİ DE SAYDI'
Dün utanç duyduğumuz bir gelişme yaşandı biz de hükümeti ABD açıklama yaptı. Afgan mülteciler konusu Türkiye'de tartışılırken biz de daha ilk andan itibaren hükümeti uyardık. Dedim ki Afgan mültecileri diğer mülteciler gibi görmeyin. Afganistan'da hükümetin düşeceğini gören Amerikan yanlısı Amerika'yla iş birliği yapmış unsurlar kendilerini Afganistan dışına çıkarmaya çalışıyor. Tedbiri ABD'yle İran'la konuşun dedim. Bizimkiler onlarla konuşmadan neden İran'da kalmıyor da Türkiye'ye geliyor diye. İran'a dönüp niye bunlar 2900 km geçip geliyor diye sormadılar. Amerikalılarla bizimkiler konuşma cesareti kendilerinde bulmadan Amerika açıklama yaptı. Dedi ki Afganistan'da bizimle iş birliği yapanlar onlara teminat verecek şekilde biz onları alacağız 3. ülkeler üzerinden vize vereceğiz. 3. ülkeleri sayarken Türkiye'yi de saydı. Sanki Türkiye, Amerika'nın 51. eyaleti. Utanın ya!
'TÜRK EGEMENLİĞİNE AÇIK BİR MÜDAHALEDİR'
Amerikan karşıtlığı hamasi bir şekilde yapan o Çin muhiplerine de sesleniyorum. Herkesi Amerikan yanlısı ilan eden, utanın! Türkiye, Amerika'nın 51. eyaleti değil. Empoze ile geleceksiniz Türkiye'den vize alacaksınız diye Afganlara sesleniyor. Bunu Washington'da Biden, California'ya söyleyebilir de bize söyleyemez. İnsani görevimizi yaptığımıza bütün dünya şahit. Ama başka bir ülkenin kendisiyle iş birliği yaptığı unsurları kurtarmak için Türkiye'yi istasyon olarak kullanması ve Türkiye'ye danışmadan empoze ederek sanki kendi ulusal sınırları içinde bir bölgeymiş gibi gidin ve oradan vize alın demesi açık bir şekilde Türkiye'ye saygısızlıktır. Türk egemenliğine açık bir müdahaledir.
