Bay Kemal de çok yalan söylüyor be!

Gün başına düşen siyasi yalan sayısında, büyük bir patlama yaşanıyor. Bu kadar kuyruklu yalanla kuru iftirayı, bir arada hiç görmemiştim.

İBB’nin Adana’ya yolladığı cenaze aracında, uyuşturucu yakalanmış. İmamoğlu’nun başkanlık odasında, pudra şekerci büro elemanı yakalanmış gibi ayağa kaldırdılar ortalığı.

Fakat yaygarayı basar basmaz ellerinde patlamasın mı! Araç da tutuklanan sürücüleri de AK Parti döneminde ihaleyi alan taşeronunmuş. Taşeronsa Yeni Şafak ailesinden.

Kadıköy’de bir ev, havaya uçtu. Ölüler var. Dakika bir, doğal gaz patlaması dendi. Valiliğin işaretiyle oklar, İBB’ye çevrildi.

Ancak o da ne! İGDAŞ açıkladı, evde doğal gaz bağlantısı bile yokmuş. Soruşturmaya terörle mücadele bakmaya başladı.

Kılıçdaroğlu ABD’ye gitti. Yeni Şafak, firari FETÖ sanığı Aykan Erdemir tarafından karşılandığını yazdı. Görüş alış verişi için ABD’ye gittiğini söylemişti ya; Kılıçdaroğlu’nun Erdemir’le ne görüşeceği merak konusu olmuş. Böyle imalarla, sözüm ona çamur atıyordu Yeni Şafak ve dava arkadaşı mecralar.
Trajikomiktir ki, onu bile beceremediler yine. Yüzlerine, gözlerine bulaştı. Meğer karşılama fotoğrafındaki kişi, CHP’li Mert Arıkan olmasın mı!

Her dedikleri mi yalan çıkar! Artık çıkıyor.

Sanırım, dezenformasyon yasası Meclis’ten geçmeden son desteksiz atışlarını yapıyorlar.

Fakat bu panik ve telaş, çok hata yaptırır. Demedi demesinler...

Her yalan, er veya geç bir bumerang gibi döner, sahibini vurur. Ve döngü, çok hızlanmışa benziyor. Yatsıya kalmadan, gün dahi batmadan sönüyor artık yalancıların mumları.

‘Sahi bir pudra şekerci büro elemanı vardı, hani bir parti genel merkezinde peydah olmuştu, CHP miydi orası, ne oldu ona’ soruları sordurmak; kime yarar? Sordurana mı? Atılan yalan, ürkütüp uyandırdığı gerçeğe değdi mi?

Ya da Aksaray’da, tarlasına kenevir eken uyuşturucu çiftçisi şu meclis üyesi... CHP’li olmadığı için mi dilsiz şeytan kesildi, kara propaganda bandosu?

O kenevir çiftçisiyle CHP, uzaktan ah bir ilişkilendirilebilse haftalarca onla yatıp kalkacaktık. Devlet ve milli güvenlik meselesi haline getirilecekti. AK Partiliymiş Allah’tan; hiç değilse kafamız, yaygara davulu gibi şişirilmekten kurtuldu. Lafını bile etmiyorlar.

Eminim, baronların aile albümünü aralamak dahi istemez zifos atma şampiyonları. Yüzlerine çarpılacak fotoğraflar, Bay Kemal’in değil ya, o bakımdan.

Örtülen şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz skandallarından hangisi; CHP’ye bağlı kurumlarla kurslarda patlasa yayın yasağı konur, yok sayılır, görmezden gelinirdi?

Ama bir iktidar memuru, bir AK Parti görevlisi suç işledi diye çalıştığı kurumu sorumlu tutmak, karalamaya girer. İktidara leke sürmek için acının ve suçun istismarı olur. Öyle diyordu AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik.

Zaten ikiyüzlü ve riyakar Bay Kemal de fena yalanlandı. Çok yalan söylerseniz olacağı budur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar toplantısı sonrası ifşa etti ki:

“CHP’deki tartışmalar, başörtüsü konusunda yasakçı zihniyetin pusuda beklediğini gösterdi.”

Erdoğan haksız mı? ‘Kılıçdaroğlu yalan söylüyor, değişmedik, hala yasağı savunuyoruz, elimize imkan geçerse yine yasaklarız’ şeklindeki bağnaz tepkiler; Kılıçdaroğlu’nun yalancılığını ispatlıyor işte.
Mersin’deki saldırıda ‘öldü’ diye açıkladığı terörist, sağ ve başkası çıksa bundan büyük yalancı olmazdı herhalde. Değil mi?

FAKİRLEŞMEYİ SİSTEMDEN BİLİYORMUŞ MİLLET

Ankara Enstitüsü, halkın Cumhurbaşkanlığı sisteminden memnuniyetini araştırdı.

Halkımız ekmek derdindeyken karın doyururmuş gibi sistem değişikliği önerdiği, parlamenter sistem diye tutturduğu için muhalefeti eleştirenler, yanılıyormuş.

Ekonomik krizin nedeni olarak başkanlık sistemini işaret edenlerin oranı, yüzde 54. Yanlış okumadınız.

Halk, yeni sisteme geçtikten sonra daha çok yoksullaştığının farkında yani.

Yeni sistem şahlandırmadı, diğer sözlerini de tutmadı; millet görüyormuş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2015’te, kişi başı gelirde 15 bin dolar hedefini yakalayamayışımızdan sistemi sorumlu tutmuştu. Parlamenter sistemden kaynaklandığını, sistemin engellediğini söylüyordu.

Sistem değişti, ne yetki istendiyse millet verdi, 2018’den beri de uygulamada.

Üzerinden 4 yıl geçti. Fakat kişi başı milli gelir iyiye gitmedi, daha da kötüleşti.

2013’te, parlamenter sistemdeyken 12 bin 500 dolar seviyesine gelmişti. Bugün 2022’de, resmi rakam hala 10 bin doların altında.

Yeni sistem, halkın sofrasını zenginleştirmedi, fakirleştirdi. Ve görülüyor ki, halk da bunun gayet ayırdında.

Daha önce de sormuştum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki sorunları sisteme bağladığında inanan millet, aynı şeyi muhalefet söylediğinde niye inanmasın?

Millet inanıyor ki, sistem değişikliğine talep ve destek artıyor.

YORUMLAR (82)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
82 Yorum