Erdoğan’ın enflasyonuyla Akşener’in market sepeti

Peynire bir günde 30 TL zam yapmışlar, 50 liradan 80'e çıkmış. Değişikliği kasada fark edip üç harfli markete polis çağıranı da gördük. Videosunu izlemişsinizdir.

Fiyat etiketlerine, zamlara savaş açıldı. Erdoğan, gerçek sebebi değiştirmeden sonucu değiştirmeye uğraşıyor diye eleştiriyor Akşener.

Oysa iktidar, sonuçlarla değil kendince sebeplerle mücadele ediyor.

Muhalefet, iktidarın bu başarısını da takdir edemiyor. Milletin iyiliğine hiçbir gelişmeye sevinemiyorlar.

Fiyat artışlarının iktidarca sebepleri neydi? Küresel enflasyon, bir. Yüksek MB faizi, iki. Bir de iktidarı devirmek isteyen boş tencere darbecileri var. Etti size üç.

Küresel enflasyonu düşürmek için, AB ve ABD merkez bankalarına bizimki gibi laf dinletmek gerekiyor. Faizi düşürmeye ikna olmadılar. Onlar artırmaya devam ederken bizde fiyatlar nasıl düşsün, onların enflasyonundan kaynaklanıyor. İktidar ne yapsın, suçu yok.

Bizle ilgili kısmıysa çözüldü. Faiz, artık tek hanede.

Fakat İYİ Parti lideri, yanlış sonuç çıkarıyor buradan. Diyor ki madem faiz sebep, enflasyon sonuçtu... E faiz düştü, enflasyon niye düşmedi?

Milletin dolduramadığı market sepeti, mutfağındaki yangın sanki Erdoğan'ın teorisini yalanlarmış gibi anlatıyor.

Oysa boş sepeti inkar eden kim!

Bakın; dezenformasyonla mücadele eden AK Partili Hüseyin Yayman da doğruluyor. "Üç harfli marketlerin milletimizi cendere altına alan zamları asla kabul edilemez, ne gerekiyorsa yapacağız" buyurdu evvelsi gün.

Milleti ezen bir şey var ama enflasyon değil, üç harfli marketler. Gıda darbecileri yani.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin de daha dün uyardı; "emekçileri enflasyona ezdirmeyeceğiz, enflasyonun tahribatı devam ediyor" diye.

'Tahribat yok, halk ezilmiyor' diyen nerede?

Ama sorumlusu, yüksek faiz değil artık. Kim derseniz, iktidardan başka herkes. Faili biraz meçhul.

Erdoğan'ın 'zincir marketlerde fahiş fiyat var' açıklamasına ucuzluk marketleri, kalkmış itiraz ediyor bir de.

Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Aykaç, kârlarını 5 yıldır artırmadıklarını, sadece maliyet artışlarının fiyata yansıdığını söylüyor. İktidarın külahına anlatsın!

Bu savunma, boş tencere darbecilerini kurtarır mı? Marketlere fiyat baskınlarını durdurur mu? Çok bekler daha, kimi kandırıyor?

Faiz bir yıldır sürekli düşüyor, enflasyonun da düşmeye başlaması gerekmez miymiş? Politika doğruysa sebep düşerken sonuç niye ha babam artıyormuş?

Akşener, grup konuşmasında düşük faizin, enflasyonu niye düşüremediğinden yola çıkarak Erdoğan'ın teorisini kendince çürütüyor.

Yaptığı sağlamaya bakın Allah aşkına:

"Sayın Erdoğan, her ne kadar faize karşı zafer kazanmış gibi nutuklar atsa da milletimizin yaşadığı gerçekler, maalesef değişmiyor.

Baz etkisiyle, hesap oyunlarıyla milletimize, enflasyon düştü masalları anlatmaya hazırlanıyorlar. Ama yemezler! Memleketimizi içine sürükledikleri yangın, artık makyajlı rakamlarla kapanamıyor. Süslü yalanlarla örtülemeyecek kadar açık bir şekilde sokaklarda, marketlerde, pazarlarda görülüyor."

Millet, hangisine inanacak? Erdoğan'ın enflasyonuna mı, Akşener'in boş market sepetine mi?

Sorunun cevabı, belki de Çavuşesku'nun Termometresi'nde.

Havalar ne kadar soğursa soğusun, resmi termometre sıcaklığı kaç derece gösteriyorsa doğrusu oydu. Sıcaklıklar, belli bir derecenin altına inmezdi hiç. Kaloriferler de ona göre, ya kısık yanar ya yanmazdı. Ve ahali soğuktan donsa bile termometre aslında donmadıklarını, yalanlarla buna inandırıldıklarını söyler dururdu.

TÜİK'in eksiği ne!

***

Batı kimle dans ettiğini bilmiyor

İktidar, ne yaptığını biliyor. TOGG'un fiyatını birkaç ay önceden planlayamayabiliyor ama yüzyıllık, binyıllık planlarla ülkeyi yönetiyor. Sadece Batı, kimle dans ettiğini hala bilmiyor.

Suud, Emirlikler, Mısır, İsrail ve Esad'ın Suriye'si derslerini aldı, akılları sonradan başlarına geldi, 10 yıl sonra yanlışlarını anladılar... Batı da yakında öğrenecektir kimle dans ettiğini.

Alman vekiller, parlamentoda titreyerek oturuyor mesela soğuktan. Isıtmayı 18 dereceye kadar açabiliyorlar, gazı idareli kullanmak için sınırlandırılmış.

Çavuşesku'nun Termometresi'ni de mi duymadılar? Meteorolojiye bir emirle; sıcaklıkları hep 18 derecenin üstünde tutabilirler. Böylece yakıt kıtlığında kaloriferleri yakmalarına da hiç gerek kalmaz. Üşümeden otururlar, tasarrufları da kâr kalır yanlarına.

Avrupalılar, hazırlıklarını güya uzun kışa göre yapıyorlarmış da kısa çıkarsa bahtlarına, düğün bayrammış.

Hava eksi kaç hissedilirse hissedilsin, resmi dereceyi 19'a sabitlerlerse hiç yakıt harcamazlar yahu! O da mı gelmiyor akıllarına?

Bunlara eğitim cidden şart.

YORUMLAR (28)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
28 Yorum