Geçti Demirel'in soğan davası

Devletlerin gücü ve itibarı, o zamanlar vatandaşların alım gücüyle ölçülüyordu. Yöneticilerin makam araçlarıyla değil.

Kişi başına milli geliriniz şahlanmadıkça ülkeniz şaha kalkamazdı. Türkiye Yüzyılı da başlatamazdınız, borunuz ötmezdi. Öyleydi Demirel'li dünya.

Fötr şapkasıyla 6 defa gidip, 7 kere iktidara gelen rahmetlinin davası, halkın soğanıyla ekmeğiydi.

Geri gelmekte ısrar etmesi, "kendisi için bir şey istiyorsa namert olduğunu söyleyen adam, ne istiyor" soruları da sorduruyordu. Sordurmaz mı?

Tabii hazırcevaplığıyla altından kolayca kalkabileceği sorulardı.

Yine de verebileceği binlerce farklı cevap arasında, daha siyasi kariyerinin başlarındayken şu cevabı vermeyi tercih etmişti:

"Ben, halkın temel hakları ve refah davası halloluncaya kadar milletin emir ve hizmetindeyim..."

"Benim için şahıslar değil dava esastır" diye devam ediyordu.

Her seferinde geri gelme gerekçesi olduğu kadar gerektiğinde bırakıp gitme gerekçesi de buydu.

O zamanlar "boş tencerenin deviremeyeceği hükümet yok"tu.

Rahmetli Demirel; askeri darbe de görmüştü, boş tencere darbesi de. Ne geldikten sonra gitmek, dünyanın sonuydu onun için. Ne de iktidarda kalması, bir beka meselesi ve milletin ölüm-kalım mücadelesiydi.

6 defa gidip 7 defa geldi, siyasi kariyerini Cumhurbaşkanı olarak tamamladı.

Ve halkın ekmeğini, refahını büyütme davası hiç değişmedi. Soğanla patatesi herkesin alabilme davasıydı.

Ancak dünya, artık o dünya değil. Devir değişti.

Nereden mi anlıyoruz?

Türkiye'nin büyüklüğü ve itibarı, biz vatandaşların zenginliğiyle ölçülmüyor. Beştepe Külliyesi'nin büyüklüğüyle, yöneticilerimizin itibardan tasarruf etmemesiyle ölçülüyor.

İktidar siyasileri; "patates, soğan da neymiş" diye küçümsüyor Demirel'in davasını.

Boş tencere de neymiş!

İktidar, uzaya gidip Türkiye Yüzyılı başlatmaktan, TOGG ve İHA'larla dünyayı kıskandırmaktan bahsediyor; muhalefetse hâlâ ucuz patates, ucuz soğan diyormuş!

Eski Sovyetler davasına benzeten oluyor.

Oysa bu yerli, milli bir model.

İktidarın karşısında siyasi rakipler ve partiler yarışmıyor.

Terör örgütü Dev-Sol davasından mahkum olup hapis yatmış DSP'linin de yeni davası bu. Hizbullah'ı terör örgütü saymayan HÜDA PAR'lının da. AK Parti listesinden bir davaya baş koyuyorlar.

Dava, 14 Mayıs'ta sandıkta küffar tepeleme davası. Teröristleri gömme davası. Din ve devlet düşmanlarına ülkeyi seçimle teslim etmeme davası...

Bunu oylamak için sandık kuruluyor güya, kimin ülkeyi daha iyi yöneteceğini seçmek için değil.

Terör örgütü PKK'nın dağ kadrosundan 12 yıl hapis yatıp çıkmış emektar bile hain ve terörist avına çıkabiliyor bu davada. İmkanları geniş bir iktidar davası.

Soğan yüzyılı gibi değil, TOGG Yüzyılı'nda boş tencereyle hükümet devrilmiyor. Gıda darbecilerine de geçit yok.

Demokrasiyi fiilen rafa kaldırmak için askerî darbe gerektirmeyen bir yüzyılın başındayız.

Çünkü dava, gelince bir daha gitmeme davası.

Yersen, orucu da bozmuyor. O, patates yüzyılı ve soğan davasındaydı.

AK PARTİ'NİN CANAVAR PROPAGANDİSTLERİ

Canavar, sadece Frankeştayn'ın ipinden, kazığından kurtulan ucubeye denmiyor.

Kadına şiddeti önleme yasasını savunuyorlar diye AK Partili Özlem Zengin'le Derya Yanık'a saldıran hokkabazlar mesela...

CHP'ye oy vermeyi, cehennemlik günah ilan ettiklerinde hoşunuza giderse...

CHP'ye düşmanlığı, namaz ve oruçtan daha değerli amel ilan ettiklerinde mest olursanız...

İslam'ı, hâşâ bir parti dini gibi kullandıklarında... Eskisi gibi "dine de demokrasiye de suikasttır, haddinize mi siyaseti âhiretle yargılamak, ilahlık mı iddia ediyorsunuz" demeden tadını çıkarır, din bezirgânlıklarından yararlanırsanız...

Sırtını sıvazlayıp muhalefetin üstüne saldığınız ham softa ve kaba yobazlar da nerede duracaklarını bilmez. İplerini koparıverirler. Uyduruk hurafelerle dövülmüş din kılıçlarını, size de sallarlar bir gün.

Cübbelisi, "gavur musun, Müslüman mı" deyiverir sizden birine.

Cübbesizi, sizi de cehennemle tehdit etmeye kalkar.

Azdırdığınız, cüretlendirdiğiniz bu zebani bozuntuları, Özlem Zengin'in tabiriyle "kendini Allah zanneden" olmaya başlar. Siz de dizginleyemezsiniz artık.

YORUMLAR (49)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
49 Yorum