Hacılar kuşağını bırak ekonomiye bak

İktidara yardımcı medyada gökkuşağının ismine, rengine karşı bir savaş başlatıldı. Görüldüğü yerde ihbar ediliyor.

Sanki LGBTİ bayrağından önce yoktu, gökkuşağı yelpazesi bilinmiyordu...

Abdülhamid döneminde 'burun'dan bahsetmek bile bu kadar sakıncalı değildi. 'Çağrıştırmak suretiyle Sultan'a bir şey mi diyorsun' diye sansürlenirdiniz, giderdi.

Şimdiyse hafiye teşkilatı, gökkuşağı avında. Mutlaka bir subliminal mesaj aranıyor altında.

Hafiyelere yakalanmamak için başlıkta 'hacılar kuşağı' dedim. Siz isterseniz, 'alaimisema' ya da 'ebem kuşağı'nı da tercih edebilirsiniz. 'Alkım'la 'eleğimsağma' da seçenekler arasında.

Gökte açan yedi renkli, kemer biçimindeki yağmur kuşağının adını, aman rastgele ağzınıza almayın.

İktidarın karşısındaki herkes LGBTİ'ciymiş, cinsel sapkınlık projesiyle saldırıya geçmiş, cinsiyetimizi yok ederek kökümüzü kurutmak istiyormuş havaları estiriyorlar.

Olmayan, suni tehlikeleri varmış ve gerçekmiş gibi göstermek için yapmayacakları şey yok.

'Muhalefet, işi gücü bırakmış da LGBTİ propagandası yapıyor; erkekle erkeği, kadınla kadını evlendirmeyi savunuyor' sanılsın derdindeler.

Yeter ki asıl meseleyi konuşmaya sıra gelmesin. Millet, başını kaldırıp gerçek tehlikenin farkına varmasın.

Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, onlara bir kötü haberi var.

Azerbaycan dönüşü, uçak söyleşisinde "her ülkenin ilk işi, ekonomidir" dedi.

Yani iktidara yardımcı medya, gündemi boşa saptırmasın. Acil meselemiz belli, o da 'dış güçler bizi LGBTİ yapacak' fasaryası değilmiş.

Gökkuşağının yakasını bıraksınlar da milletin iki yakası niye bir araya gelmiyor, ona baksınlar bakalım.

Dini nassa dayalı faiz-enflasyon modelimiz güya haklı çıkmıştı, dünya da faizi düşürerek enflasyonu düşürme başarımızı artık görmeye başlamıştı, herkes bizim modele dönüyordu, bizi örnek alıyordu, yanıldıklarını kabul ediyorlardı...

Türkiye Yüzyılı bile başlamıştı, ekonomimiz şahlanıyordu, durduramamışlardı...

Öyleyse Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan, milletin ekonomik krizden kurtarılmayı beklediğini neden söylüyor?

Binali Yıldırım ne diye seçimin bittiğini, artık geçimi konuşacağımızı hatırlatıyor.

Ve niye Cumhurbaşkanı, Mehmet Şimşek'in atacağı adımları kabullenmekten söz ediyor? Hem de süratle ve rahatlıkla bu adımları atmasını kabullenmekten!

İfadesi şöyle:

"Tabii bazı arkadaşlar, 'Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor' gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankasıyla beraber atmasını kabullendik, 'hayırlı olsun' dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik."

Nas ne diyorsa o, söz verildiği şekilde faizleri indirerek enflasyonu düşürmeye aynen devam edilecek gibi mi?

Merkez Bankası, enflasyon yerine faizle mücadeleye giriştirilince ikisi birden patlamıştı.

Enflasyonu düşürmeden, faiz düşürülemiyormuş meğer. Onun da yolu, faizi başlarda yükseltmekten ve güven ortamı sağlamaktan geçiyormuş.

Uyarılar dinlense ekonomi bu durumda olmazmış demek.

Sapılan ana yola onca bedelden sonra geri dönülecekse şu kaç yıllık kayıplarının hesabını kimden sorsun millet, Bay Kemal'den mi! Yoksa üstüne bir bardak soğuk su mu içsin!

YORUMLAR (89)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
89 Yorum