İktidarın Molla Kasım'ı Hüda Par

Yunus Emre'nin Molla Kasım'ı, şekilciydi. Metafordan manaya geçemeyen, onun şiirini düz ve yüzeysel okuyup şeriata aykırı, diye de suya, ateşe atan kimseydi.

"Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme/ Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir" dizelerinde yerilen sansürcü tiplemesi bu. Sufi şiirinden anlamayan, tekke edebiyatına düşman, dar kafalı bir ham softa ve kaba yobaz.

Hüda Par Genel Başkanı Yapıcıoğlu da iktidar için bir çeşit Molla Kasım işlevi görüyor. Fakat tersinden.

İktidar ortaklarının sığ, birbirini çürüten, hamasi propagandaları için bir gerçeklik ve tutarlılık testi gibi.

Yapıcıoğlu, ittifaklarının gerçek durumunu yansıtmayan ucuz, tutarsız hamasi söylemleri bir çıkışta yırtıp çöpe atıyor. Eğip bükmeden, ikili konuşmadan.

Fikirlerine katılın katılmayın; takdiri hak eden ve siyasette nadir rastlanan bir dürüstlük bu.

Seçimden önce de örneğini görmüştük. Zekeriya Yapıcıoğlu, devlet ağzıyla konuşmayı reddetmişti. Devlet öyle istiyor, diye Hızbullah'ı ve PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamayacağını söylüyordu.

Bence ikisi de hâza terör örgütü. Fakat aksini düşünenin, bunu dürüstçe söylemesini tercih ederim. İkili oynamasından, rol yapmasından, inanmadığını konuşmasından bin kat iyidir.

Hüda Par lideri, bu kez Meclis'teki bütçe konuşmasıyla gündemde. Hamaset ezberini yine bozdu, mu dersiniz; ortaklarını terse yatırdı, açığa düşürdü mü? Ner derseniz artık.

Yapıcıoğlu aslında 'eyalet sistemi, özerklik ve federasyon gibi yönetim modelleri serbestçe tartışılsın' önerisinin sadece arkasında durdu. Parti programlarında var.

Ancak zamanlamasıyla istemeden, planlamadan bir maskeyi daha indirdi.

Yapıcıoğlu'nun iktidar ortakları, maazallah bunu bir CHP'li söylese kıyametler koparır, dünyayı başlarına yıkardı.

Baksanıza; PKK'ya bölücü terör örgütü deyip lanetledikleri, üniter devleti savundukları halde üç-beş oy için PKK'cılık ve bölücülük yapmakla suçlanıyor, şehit cenazesinde provokasyona uğruyorlar.

CHP lideri Özgür Özel'e bunu yapanlar, Cumhur İttifakına katılmamış olsa Yapıcıoğlu'na neler etmezdi! Neyse ki muhalefette değil. Yoksa yanmıştı. Dünya ona dar edilir, sokakta yürütülmezdi

MHP lideri Bahçeli; aklını başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecek, sözleriyle Özgür Özel'i niye uyardı? Suçu neydi?

Arkalarında hizalanmamış, kendileriyle ortak bildiriye katılmamış, şehitlerin yanında ama ayrı bildiriyle durmuş olması mı?

Hayır, değil. Öyle olsa teröre karşı her ortak bildiriye imza atarken de terör işbirlikçisi gibi gösterilmez, şehit cenazelerinde yine yuhalatılmaz, çelenklerine saldırtılmazdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; "teröristle aynı dili konuşan, terörist gibi muamele görmekten kaçamaz" dahi dedi.

Unutmayın; Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimine ve uğradığı PKK terör saldırısına karşı duruşu için Erdoğan'dan övgüyle teşekkür aldıktan 3 yıl sonra Çubuk'ta terörist, diye yakılmak istendi.

Özgür Özel'in suçu da aynı. Suçu, muhalefette ve CHP'nin başında olması. Dağda silahla terörist kovalasa değişmez.

Ve Yapıcıoğlu, bir Molla Kasım gibi çıktı, terörist olmayana da terörist muamelesi yapanların önüne şu soruyu bıraktı:

Hizbullah'a ve PKK'ya terörist, dememeyi hangi ağız sayıyorsunuz? Özerklik, eyalet ve federasyon modellerini tartışalım istemek, iktidar ağzı mı? Muhalefete de hak mı, onlar da bu ağzı kullanabilecek mi?

SEÇİMLERİ KALDIRSAK GAZZE KURTULACAK MI?

İsrail'le ticaretin kesilmemesinin, herhangi bir yaptırım uygulanmamasının, kahveci boykotu dışında Gazze için elden bir şey gelmemesinin sorumlusu, milletin çıkarcılığı ve seçim yapma mecburiyetiymiş.

Ah, bu seçimler olmasa ne kurtarırmışız meğer Gazze'yi!

Biri hep cübbeli biri bazen cübbesiz şu maganda ağızlı iki sözde vaaz hocasının ikisi de suçu, millete ve seçime yıkıyor. Tesadüf mü?

Cihat, devlet eliyle yapılırmış; Gazze'de katliamı aslında biz durdurabilirmişiz ama millet dünya nimetlerine dalıp gevşeyince iktidar ne yapsınmış, çok dinsiz donsuz varmış, ticareti kesersek ekonomi zarar görür ve milletin rahatı bozulur, iktidar da seçimi kaybedermiş.

Yani kısacası iktidar, seçimde kaybetmekten korktuğu için İsrail'e karşı hiçbir şey yapamıyormuş.

Hepsi seçimler yüzündense... Malezya'da da seçim var, onlar nasıl limanlarını İsrail'e mal taşıyan gemilere yasaklayabiliyor!

Hem bizim mangal yürekli kürsü mücahitleri, şehadet şerbeti içmeye can atıyor da belediye seçimleri mi ellerini kollarını bağlıyor? İktidarı korumaktan başka davaları, kutsalları yok mu?

Savunayım, derken iktidara da seçmenine de hakaret ettiklerinin ayırdında değil üstelik aymazlar.

Malezya kadar bile olamayan, seçimden korkan, aziz milletine güvenemeyen bir iktidardan bahsediyorlar. Ve hak veriyorlar, demek ki kendi seçmeni bile güvenilmezmiş, dinsiz donsuz çok ya, son söz millete bırakılamazmış.

Hesapta yüce bir gaye olarak şunu geveliyorlar: Millet, cihada ve açlığa hazır değil; demokrasiyi kaldırıp seçimden kurtulmadan, hilafeti geri getirmeden de iktidar, Gazze'yi kurtaramaz.

İktidara mazeret, millete dinsizlik, diktatörlük sevdasına da Gazze bahanesi uyduruyorlar. Kimse de ses etmiyor.

YORUMLAR (81)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
81 Yorum