İstismar neydi ne değildi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk dönem mottosuydu, şunu sık sık tekrarlardı:

"Fikrine güvenen fikir hürriyetinden, inancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz."

O dönem, medeniyetine güvenen de Medeniyetler İttifakı'ndan korkmadığı için Erdoğan, böyle bir girişimin eş başkanlığını üstlenmişti.

Hatay, çok dinli ve çok kültürlü medeniyetler bahçesi olarak tanımlanıyordu. Erdoğan'ın, burada Medeniyetler Buluşması'na katıldığı dönemdi.

AK Parti, bu özgüvenle siyaset yapıyor ve topluma da aynı özgüveni aşılamaya çalışıyordu.

Hatay'da büyük yıkım yaşandı. Fakat deprem yıkımından çok kilisenin yardım dağıtmasından kaygılanan, Müslüman halkın bir tas çorbayla Hristiyanlaştırılmasından korkanların yaygarasını görüyoruz. Bazılarında tutmamış demek aşı.

"Kilise aşevi açmış, insanlara çok mütevazı, güleryüzlü davranıyorlar. Her sabah çevre temizliği de yapıyorlar, Hristiyanlığı sevdirecekler" diye, milleti ürkütüyorlardı.

Şu maganda dilli türedi hocalardan biri de deprem bölgesinde bulunan bir misyoner kartvizitinden dolayı paniğe kapılmış gibi yapıyordu. Her fırsatta İslam kahramanlığı satacak ya...

Depremzede yardım, çadır, aş için kıvranırken şöhret budalalarının derdi, kendilerini empoze etmek. Bu uğurda gerekirse başkasına yardım ettirmeyecek, aş dağıtılmasını bile engelleyecekler.

Mesela bu gibi hırtlıklar, felâketin ve dinin istismarına girmedi.

Yardımın nerede kaldığını sormaksa siyasi şov ve istismar; yani felâketi kötüye kullanarak yararlanmak ve sömürmek sayılıyor.

Din hocası geçinen tipler, camiye destursuz siyaset soktular...

Şehit yavrunun hesabını sandıkta da sormaya çağıran siyasetçiler, şehit cenazesinde dahi iktidar-muhalefet ayrımı yapan provokatörler ve cami, okul, kışla ya da karakol demeden parti propagandasına devam eden propagandistler çıktı...

Güya terörle mücadeleyi partiler üstü tutmayı savunanlar, rahatsız olmadı. Kendilerinden yana yapıldığında, siyaseten istismara dahil etmediler.

Statlarda muhalefet yuhalandı, iktidara tezahürat yapıldı. Stada, spora siyaset karıştırılmış addedilmedi.

Ama afet yönetimini başarısız bulanlar, statta iktidara tepki gösterince en büyük istismar. Stadı ve sporu partizanlığa, muhalefete, zillete alet etmekle suçluyorlar. Depremzedelere ve kayıplarımıza saygısızlıkla...

Depremzedelerden bile seslerini kesmeleri isteniyor. Talepte bulunmaları ya da iktidarı protesto etmeleri, siyasi istismar ve sabotaj.

Yardımına güvenen, başkasının da yardıma koşmasından korkar mıydı?

Siyasetine güvenen, başkasının da milletin gönlünü kazanma yarışına katılmasından çekinir miydi?

Logosuna güvenen, çadırlarda başka logoların görünmesini engeller miydi?

Desteğine, taraftarına güvenen; başkalarına destek ve taraftarlığı yasaklar mıydı?

Demokrasiye inanan; öfkeyi iktidara yakıştırıp sabrı milletten, anlayışı depremzedelerden bekler miydi?

Velhasılı kendine, halkına güvenen; insani tutumu siyasi istismardan ayırmayı, Anadolu irfanına bırakmaz mıydı?

DEPREM KORKUSU DA DURDURMAZSA

"Ölüm bizi ayırana dek", bir evlilik yemini sözü.

Oysa deprem bile bizi birleştirmiyorsa nefret ve ayrıştırma siyasetini ne durduracak?

Deprem, yıkım ve ölüm korkusu da mı partiler üstü görülüp siyaseti birleştirmeyecek!

"Ahmak" davası ve "belediyelere teröristleri doldurdular" gibi kavgalar, ne kadar yapay ve sahteydiyse... İstanbul'u vuracak bir deprem de o kadar gerçek bir beka sorunu olarak karşımızda duruyor. Kapımıza da dayanmış durumda.

Dün İmamoğlu, İstanbul Deprem Seferberlik Planı'nı açıkladı.

İzlerken tekrar düşündüm; İBB'nin bundan daha acil ve hayati bir gündemi olabilir mi? İBB Başkanı, depreme hazırlıkla yatıp kalkmayacak da neyle yatıp kalkacak?

Destek vermeyenler, bari köstek olmasın.

İBB'nin dikkatini ve enerjisini dağıtacak; İmamoğlu'nu, gerçek beka sorununa yoğunlaşmaktan alıkoyacak yapay gündemlere hâlâ son verilmeyecek mi?

YORUMLAR (62)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
62 Yorum