Milat olarak 28 Şubat

6 muhalefet partisi, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisi hazırlamıştı.

Hangi esaslar üzerinde uzlaştıklarını açıklamak için, 28 Şubat gibi sembolik bir tarihi bilmeden seçmiş olabilirler mi?

Demokrasi bayrağının yere düştüğü günlerdendi.

Ne anlama geleceğini bilmez olurlar mı!

28 Şubat, 1997’deki antidemokratik müdahalenin yıldönümü. Demokrasi tarihimizin kara günlerinden biri.

O gün başlayan 28 Şubat Süreci, Erbakan’ın başbakanlığındaki Refahyol Hükümeti’ni hedef alıyordu ve yıkılmasıyla sonuçlandı. O yüzden ‘postmodern darbe’ deniyor.

Düşünün ki 6 lider kafa kafaya verecek. Masada Refahyol’un iki kanadının da siyasi varisleri oturacak. Saadet lideri Karamollaoğlu da orada olacak; dönemin İçişleri Bakanı, bugünün İYİ Parti lideri Akşener de.

Fakat 28 Şubat’ın neye denk geldiği o an için gözlerinden kaçacak, mümkün mü!

28 Şubat müdahalesine direnişin siyasi kahramanları, onlarla da sınırlı değil.

O mağduriyetin iktidara taşıdığı AK Parti’den kopmuşlardı, Gelecek ile DEVA partileri de aynı hassasiyeti temsil ediyor.

Karamollaoğlu’yla Akşener’den kaçmaz da Davutoğlu’yla Babacan’dan mı kaçacak!

CHP, 28 Şubat’ta vesayete, yasaklara, ayrımcılıklara karşı özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren cephede yer almıyordu. Statükonun partisiydi, karşı taraftaydı.

Köprünün altından çok sular aktı. Ne AK Parti, eski AK Parti ne de CHP, eski CHP artık.

Bu değişimi vurgulamak için daha manidar bir gün herhalde seçilemezdi.

“Keyfi ve kuralsız” dedikleri sistemi nasıl değiştireceklerini; yerine nasıl bir sistem önerdiklerini bir 28 Şubat günü millete açıklayacaklar.

Zamanlama tesadüf gibi mi görünüyor!

Yani Kılıçdaroğlu da 28 Şubat’ı milat seçmenin, kendi başına güçlü bir mesaj içereceğini düşünmemiş olamaz.

Hukukun üstünlüğüne ve kurallı yönetime dayalı çoğulcu demokrasiyi inşa sürecinin miladı diye kayıtlara geçecek.

AK Parti’ye iktidar kapılarını açan demokratikleşme bayrağını, bütün vaatleriyle muhalefet devralacak...

Tarihi düzeltmek için değilse niye 6’lı mutabakatı, 28 Şubat’ta milletle paylaşsınlar!

En yakın, herkesin takvimine en uygun tarih diye o günün gündeme geldiği söyleniyor.

O kadar da değildir, altında bir siyasi sembolizm bilinci yatmıyor olamaz.

Demokrasi bayrağını düştüğü yerden kaldırma mesajı vermek istedikleri aşikar.

Bakalım, yeni sisteme geçişin yol haritasıyla milletin acil sorunlarını çözecek ortak eylem planlarını hangi tarihlerde açıklayacaklar?

Bundan sonra da sembolik anlam gözetecekleri beklentisi uyandırdılar sanki.

Neyi, hangi sırayla yapacaklarına dair somut planları kadar seçecekleri tarihler de merakla takip edilecek.

PAHALILIĞI MUHALEFET Mİ UYDURUYOR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, can yakan faturalarla ilgili şöyle konuşmuştu:

“Muhalefetin özellikle elektrik ve doğal gaz konusundaki spekülatif gayretlerini de boşa çıkarmak gerekiyor.

Muhalefetin anlattığı, yaygarasını kopardığı gibi bir durum söz konusu değil.

Televizyonlara baktığımızda; Batı’da şu anda elektrik, doğal gaz fiyatları nerelerde. Biz şu anda vatandaşımızı çok daha rahatlatabilmek için elimizden gelen her türlü gayreti yaptık. Her türlü indirimi uyguladık, uygulamaya da devam ediyoruz.

Biz vatandaşımızı dediğim gibi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz.”

Ne anlamalıyız, şunu mu:

Aslında elektrik ve doğal gaz sanıldığı gibi pahalı değil. Ucuza kullanıyoruz.

Ama muhalefet öyle inandırdığı için, millet de kanıp pahalı sanıyor. Sorun bu.

Doğrusu anlatılırsa millet, pahalılıktan şikayet etmeyecek. Muhalefetin yalan propagandası da boşa çıkmış olacak.

Yani millet ödediği faturaya, cebinden çıkan paraya filan bakmıyor, muhalefetin ne dediğine bakıyor.

Bay Kemal’in ikna gücü epey yüksek demek ki. Yaygarası etkili oluyor.

Faturalar gerçeği söylediği halde, muhalefetin yalanlarına kapılıyor demek millet.

Gerçek gösterilirse millet, muhalefetin uydurduğu pahalılık yalanlarının tesirinden kurtulacak. “Meğer iktidar, beni enflasyona ezdirmiyormuş” diyecek.

Sorun o, çözüm de buysa...Enflasyonla ve pahalılıkla mücadele, muhalefetin milleti kandırmasına izin vermeyerek kazanılacaksa yandık. Tek kelimeyle. Başka söze gerek yok.

YORUMLAR (72)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
72 Yorum
SON YAZILAR