Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu: Orta Doğu'da dışlanan bir Türkiye konumuna geldik

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Türkiye'nin son yıllarda Orta Doğu'da güç kaybettiğini dile getirirken, "Geçmişte Türkiye, Orta Doğu'nun en güven veren bölgesiydi. Türkiye Orta Doğu'da yaşanan sorunlarda ilk sorunu çözecek ülke olarak akıllara gelirdi. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye güven veren bir ülke olmaktan çıktı" dedi. Dışişleri'nin politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bizimkiler bağırıyorlar, "Biz gelip arabulucu olalım mı" diye ama bu duyulmuyor" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin son yıllarda sergilediği dış politika tavrını eleştirdi. Daha önce Türkiye'nin Orta Doğu'da saygın bir ülke olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Orta Doğu halkları bize imreniyor. Ama bizim ülkenin yöneticileri de Orta Doğu'nun kralları gibi olmak istiyor. Türkiye, geçmişte sorunları çözmeye talip olmazdı, davet edilirdi. Sözü dinlenen bir Türkiye'den Orta Doğu'da dışlanan bir Türkiye konumuna geldik" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Hepimiz çalışacağız. Güçlü bir şekilde çalışacağız. Güzel bir aileyiz. Birlikteyiz, elbette özgürce tartışacağız. Yüz yıllık birlikteliğimizi önümüzdeki yüz yıl da kimse engellemeyecektir. Yüz yıllık birlikteliğimiz var, yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi halkın sorunlarına iniyor ve çözü arıyor.

Dün Barış Terkoğlu, Cumhuriyette köşesinde yazmıştı. Diyor ki, "Hapishanede bile bu çeteler, Anadolu Adliyesi'nde hangi hakimin geleceğini bile biliyorlar. Düşünebiliyor musunuz, yargının içine düştüğü durumu.

Ben Yenikapı mitinginde demiştim, "Camiye, adliyeye, kışlaya siyaseti sokmayın." Başkan vekili arkadaşlarıma söyledim, erişim engeli getirilen konuşma metinlerini TBMM Genel Kurulu'nda okunacak ve meclisin tutanaklarına geçilecek. Bunlar zavallı adamlar. Sanıyorlar ki, "Biz erişim engeli getirdik, Kılıçdaroğlu bir şey yapamayacak. Sizin feriştahınız da gelse bizi susturamaz. Adaleti bu memlekete getireceğiz. Muhalefette olsak da getireceğiz bu memleketi.

'ADALETİ FİLİSTİN İÇİN DE İSTİYORUZ'

Adaleti sadece kendimiz için istemiyoruz. Bütün dünya için istiyoruz. Kendilerini uygar dünyanın bir parçası olarak ilan eden sözde yöneticiler Filistin için ne yapıyor. 2 bini aşkın çocuk katledildi. 5 bini aşkın insan hayatını kaybetti. Hastane bombalanır mı? Netanyahu için söylüyorum; onlar gider hastaneyi de bombalarlar.

Geçmişte Türkiye, Orta Doğu'nun en güven veren bölgesiydi. Türkiye Orta Doğu'da yaşanan sorunlarda ilk sorunu çözecek ülke olarak akıllara gelirdi. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye güven veren bir ülke olmaktan çıktı. Bir sorun çıktığı zaman Türkiye'nin kapısını çalarlardı. Son yıllarda Türkiye bu güveni kaybetti. Bizimkiler bağırıyorlar, "Biz gelip arabulucu olalım mı" diye. Kimse bu sesi duymuyor. Çünkü Türkiye artık güven veren bir millet olmaktan çıktı. Dışişleri Bakanlığı'nın attığı her adımın tartışılması lazım. İç ve dış politikayı bir arada tutmayın dedim. Onlar kalktılar, dış politikayı iç politika gibi kullanmaya başladılar. Kalktık ta Mısır ile kavga etti. Orta Doğu'nun yüzünü bize dönmesi demek kadın-erkek eşitliğine dönmesi demektir.

'ORTA DOĞU'DA DIŞLANAN BİR TÜRKİYE KONUMUNA GELDİK'

Orta Doğu halkları bize imreniyor. Ama bizim ülkenin yöneticileri de Orta Doğu'nun kralları gibi olmak istiyor. Türkiye, geçmişte sorunları çözmeye talip olmazdı, davet edilirdi. Sözü dinlenen bir Türkiye'den Orta Doğu'da dışlanan bir Türkiye konumuna geldik. Türkiye dış politikada güven veren ülke olmaktan çıktı. Dış politikanın milli olması lazım.

Amerika, iki uçak gemisi gönderdi. Erdoğan bağırıyor, 'ABD nere, Akdeniz nere.' Erdoğan'a sormaz mıyım? Senin damadının Amerikan gemisinde ne işi var? İkili oynamayacaksınız, dürüst ve namuslu olacaksınız. Evet, "Neden o gemi oraya gidiyor?" diyebilirsin ama damadına da bakacaksın.

Türkiye, güven kaybetti doğru.

Dışişleri Bakanlığı sıradan bakanlık değildir, Türkiye'nin dış politikasını belirler. "Bu can bu bedende kaldıkça bu papazı teslim etmem" diyordu, tıpış tıpış teslim ettin. Sana kim güvenecek? Dış politikada güven kaybı çok önemli bir güven kaybıdır. Mavi Marmara'da milleti kışkırtacaksınız, arkasından "bana mı sordun giderken" diyeceksiniz. Güven kaybı çok temel bir kayıptır.

Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız.100. yaşını kutlayacağız. Biz cumhuriyeti kanla gözyaşıyla kurduk, ağır bedeller ödedik. Ülke işgal altındayken babalarımız dedelerimiz büyük mücadeleler verdiler. Gözüm Sakarya'da düşüncem istiklal yolunda. Milli Kurtuluş Savaşı sıradan bir savaş değil, ağır bedeller verilen bir savaş. Biz bu savaşı verdikten sonra başka ülkeler de örnek alarak kendi kurtuluş savaşını verdiler, onlar da cumhuriyete geçtiler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti önderlik eden bir ülkedir. 100. yılda iktidar ve onun destekçisi bir partinin kararıyla yabancı askerler geliyor.

'YABANCI ASKER POSTALI İSTEMİYORUZ'

Eğer iktidar kendi askerine ordusuna güvenmeyip başka askerleri çağırıyorsa o iktidarın bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Gittiğiniz her yerde anlatın cumhuriyetin 100. yılında yabancı askerleri bunlar Türkiye Cumhuriyeti devletine çağıracaklar. Neymiş terörle mücadeleymiş. Bu topraklarda yabancı asker postalı istemiyoruz. Cumhuriyetin 100.yılını büyük bir coşkuyla kutlamalıyız, koşmalı oynamalıyız. Toplumun her kesimi bu duyarlılığı paylaşmalı. Çiftçisinden barosuna, sanatçısına kadar. Sevincimizi paylaşmalıyız. 100 yıl önce kurduk, ikinci yüzyılımıza adım atıyoruz demeliyiz. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve bu yolda şehit olanlara Allahtan rahmet diliyoruz. Onlar Türkiye'yi var eden insanlardır.

Dışişleri Bakanlığının bulunduğu fecaati anlattım. Büyükelçi Cumhuriyeti kutlamayı ertelemiş, ama kendisi gitmiş düğüne. Fotoğrafa baktım bu elçi olamaz. İki eli önünde süt dökmüş kedi gibi duruyor. Vallahi bu büyükelçi olamaz dedim. Telefon ettim bu kim diye. Türkiye'de dışişleri bakanlığını bu hale getirirseniz saygınlığımıza gölge düşürmüş olursunuz.

Partili arkadaşlarımız, sanat dünyamız sık sık ifade eder. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız. Cumhuriyet bizim cumhuriyetimiz, bu cumhuriyeti birlikte kutlayacağız.

Cumhuriyet her şeyden önce bilimde ekonomide teknolojide güçlü olmak demektir. Çağdaş uygarlığı yakalamak ve onu aşmak demektir. Yurtta barış dünyada barış demektir. Savaşın acımasızlığını gören komutan dünyada barışın ne kadar önemli olduğunu söylüyor. Eğitimde tam eşitliktir. Eğitim aydınlanma demektir. Aydınlanmayı yakaladığımız zaman bizi zaten kimse tutamaz. Cumhuriyet aynı zamanda kadın erkek eşitliği demektir. İngiltere'den Yunanistan'dan önce kadın erkek eşitliğini getiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü kimsenin hiçbir kadının unutmaması gerekir. Savcı yazıyor adalet giderse devlet çöker diye. Cumhuriyet inançları siyasete malzeme etmemek demektir. Eğer düşüncelerinizi özgürce ifade edemiyorlarsa orada cumhuriyet yoktur. Cumhuriyet demokrasiyi inşa etmek demektir. Mustafa Kemal Atatürk "demokrasinin en belirgin şekli cumhuriyet demektir" diyor. Cumhuriyet rejimi demek demokrasi ile devlet şekli demektir. 10 yıl kurmuş cumhuriyeti kuralı, demokrasiyi getirmeliyiz diyor Atatürk. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir diyor Mustafa Kemal Atatürk.

'YAŞASIN 100. YILINI KUTLAYAN CUMHURİYET HALK PARTİSİ'

Bizim belediyelerimizin olduğu her yerde her yer bayrağımızın renginde kırmızı beyaz olacak ve Cumhuriyetin 100.yılı şenlik havasında turnuvalarla, konserlerle, yürüyüşlerle kutlanacak. Yani Cumhuriyet Halk Partisi 100. yılımızı coşkuyla halkımızla birlikte kutlayacak. Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, Yaşasın 100. yılını kutlayan Cumhuriyet Halk Partisi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN