Devlet Bey yine yaptı yapacağını
AK Parti’de, Cumhurbaşkanlığı seçiminin belediye seçimlerinden önce yapılması gerektiğini düşünen fakat erken seçim yapılmayacakmış gibi davranmakta fayda gören bir ‘iç ses’ vardı.
AK Parti, seçim hazırlıklarını aşağı yukarı tamamlamıştı.
Afrin’de de zafer kazanmıştık. Puanlarımız yükselmişti.
Bilhassa bu düşüncenin dolaştığı günlerde, iktidar muhalefet, herkesin ayrı bir sevgiyle sevdiği ‘Dolar’ akıntıya karşı yüzmeye başlamamıştı.
(Gerçekten, herkes, dolara sahip olmayı seviyor. Fakat bazılarımız düşmesine, bazılarımız yükselmesine aşığız.)
Seçim için avantajlı bir konjonktürdeydik.
Niye yapmayalım?
Üstelik, yapmazsak kontrol edemeyeceğimiz gelişmeler olabilir.
Mesela, muhalefet, yerel seçimde bir iki mevzi başarı kazanabilir ve bu başarı muhalefete bir ‘moral avantaj’ sağlayabilir.
Hatta Devlet Bey bazı küresel oyunlara da işaret ediyor.
Halbuki, şu anda muhalefet hazırlıksız. Dağınık.
Demek ki yapılması lazım.
Bu ‘iç ses’ ‘derin AK Parti’nin sesi miydi, yoksa konjonktürü dikkate alarak, şartlara göre değerlendirme yapan bir akıl mıydı, bilemeyiz.
***
Öte yandan, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bütün AK Parti kurmayları, bütün konuşmalarında seçmenlerini 2019’a hazırlıyordu.
Seçim randevusunu 2019’a veriyordu.
Erken seçimin 15 Temmuz’un yıldönümünde yapılacağını fısıldayanlara rastladık.
Ekim ayını telaffuz edenler de vardı.
Fakat, son haftalarda bu tahmini konuşmalar kesintiye uğramıştı.
Derken, dün, MHP lideri Bahçeli, seçimin memleketin bekası açısından aciliyet kesbettiğini söyledi ve 26 Ağustos 2018 tarihini telaffuz etti.
Şimdi Ankara, Bahçeli’nin çıkışının danışıklı olup olmadığını tartışıyor.
Yani, Devlet Bey, erken seçimi Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dahilinde mi dillendirdi, yoksa kendi başına, herkes için sürpriz olacak şekilde mi?
Eğer baskın seçim yapılacaksa, randevuyu 2019’a verip erken seçim talebini Cumhur İttifakı’nın ikinci ortağının lisanıyla ilan etmek mantıklı.
Sen, re’sen yapmış olmuyorsun, talep üzerine, ortağının hatırın için razı oluyorsun.
Evvela şunu söyleyeyim. Erken seçim ilanının danışıklı olup olmadığını asla bilemeyiz.
Bu, ancak, taraflardan biri açıklama lüzumu hissederse bilinebilir.
Fakat, benim hissim, Devlet Bey’in, kendi değerlendirmeleri sonucunda erken seçimin zaruri olduğuna kani olduğudur.
Kani oldu ve görüşünü herkesin duyacağı şekilde, birdenbire söyledi.
Hemen arkasından, AK Parti kurmayları yeni durumu değerlendirmek üzere toplandı.
H H H
Durum ciddi.
Cumhur İttifakı kıymetli bir ittifak.
İttifaka gölge düşmesine kimsenin gönlü razı olmaz.
Bu havada, seçimin erkene alınmasından başka çare yok gibi görünüyor.
Belki erken seçimin tarihi konusunda yeni bir uzlaşma ihtiyacı doğabilir.
Artık Ekim mi olur, Kasım mı olur...
Bir ihtimal. Ama zayıf ihtimal:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlam bir 2019 planı varsa... Bu plan, Bahçeli’nin endişelerini izale ederse...
Eski takvime dönülebilir.
Bu hikayenin içinde, ‘sürpriz’ diyemeyeceğimiz bir şey var.
Bir Devlet Bahçeli klasiğiyle karşı karşıyayız.
Devlet Bey, siyaset sahnesine girdi gireli, zaman zaman, devlet gemisinin seyrini etkileyecek çıkışlar yapıyor.
1999’da Anasol-M’ye katılarak yaptı bunu.
Sonra, 2002’de kendisi iktidar ortağı olduğu halde, Meclis’i erken seçime götürerek.
7 Haziran seçimleri sonrasında koalisyon kurmayarak.
2016’da Türkiye’yi referanduma götürerek.
Ve nihayet, geçen sene ‘Cumhur İttifakı’na önayak olarak.
Attığı bütün adımlar sonuç verdi.
Yani...
Devlet Bey yine yaptı yapacağını.
Bakalım devamı nasıl gelecek?