Gitmez sanıyorduk, gitti

Gözümüzün önünde, senelerdir alıştığımız, hayatın bir parçası olarak, yerçekimi gibi, gündüz ve gece gibi, hani ne diyorlar, ‘ekosistem’ yani bir ‘biyolojik çevre’ olarak kabul ettiğimiz adına da ‘parlamenter demokratik sistem’ dediğimiz düzen güneşin gurup etmesi gibi gitti.

Demek ki, her şey gibi bu da faniymiş.

Gurubu ekranlardan seyrettik.

Gazeteciler, uzmanlar, aklı erenler ve ermeyenler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı kabinesini açıklamasına yakın bir takım yorumlar yaparken, ekranlardan, MGK Genel Sekreterliği, MİT, Diyanet ve daha bir çok yönetim birimi ile ilgili mevzuatın yürürlükten kaldırıldığına, yerine yenilerinin getirildiğine dair altyazılar geçiyordu.

Aynı anda, yeni bir sistemin tuluuna şahit olduk.

Tabii ki, beşeri işlerdi tanık olduğumuz şeyler, beşeri ölçekte cereyan ediyordu.

Yani, uçaktan aşağı baksanız, bir şey göremezsiniz.

Fakat, bizler, bakışı mahdut, cirmi küçük insanlarız.

Aşağıdan baktığımızda, sanki büyük bir tabiat olayını müşahede ediyoruz.

Koca bir sistem, gitti, yerine başka türlü bir sistem geldi.

Güney yarımküreden kuzey yarımküreye geçmek gibi bir şey. Ekvatorun bir tarafından öbür tarafına...

Diyeceğim, enteresan bir tanıklık. Unutulmaz.

Büyük bir dönüm noktası.

Koca bir ülke olarak, bir toplum olarak, cüssemizle, ağırlığımızla, keskin bir viraj aldık.

Virajı alırken, sarsılmadık, savrulmadık değil.

17-25 Aralıklar, 15 Temmuzlar, hep bu geçiş sürecinin sarsıntılarıydı.

Birbiri ardına gelen seçimler, referandumlar, alınan siyasi riskler, birer birer atlatıldı ve işte büyük değişim gününe geldik.

Topraklarımız değişmedi, sokaklarımız değişmedi, dağlarımız, ovalarımız değişmedi. Aynı memleketteyiz.

Fakat, ülke olarak, insanlar olarak uzun zamandır üzerimize giymekte olduğumuz ‘mevzuat elbisesi’ değişti.

Elbise değişince, oturuşumuz kalkışımız da değişebilir.

Bu, bir ‘transformasyon’dur. Yani bir ‘form’dan başka bir ‘form’a, bir ‘hal’den başka bir ‘hal’e geçmek.

Yeni ‘hal’in avantajları var, riskleri var, kolaylıkları var, zorlukları var.

Birer ‘vatandaş’ olarak, memleketimizin, risklerden ziyade avantajları, zorluklardan ziyade kolaylıkları tecrübe etmesini temenni etmemiz gerekiyor.

Kabine teşekkül etti.

Aman Allah’ım, ne listeler dolaştı sosyal medyada iki gün boyunca!

Demek bazı insanlar böyle tuhaf işleri yapmadan duramıyorlar.

Bazı ‘hevesliler’ o listelerde adını görünce, bazıları da görmeyince, heyecanlanmış olabilir.

Neyse, Cumhurbaşkanı Erdoğan listeyi okudu da, uydurma listeleri tartışmaktan kurtulduk.

Kabinenin ana karakteri değişmedi.

İçişleri Bakanı yine Süleyman Soylu. Dışişleri Bakanı, yine Mevlüt Çavuşoğlu. Adalet Bakanı yine Abdülhamit Gül.

Ekonomi yönetiminde önemli bir değişiklik var.

Eskiden birkaç bakanın yürüttüğü ekonomi işlerinin ana gövdesi Berat Albayrak’ın yönetimine verildi.

Devletin içinde, ekonomiye dair iki yaklaşım birbiriyle mücadele ediyordu.

Mücadelenin merkezinde ‘faiz’ vardı.

Kabaca söylersek, bir görüşe göre, faizi yükseltince dövizi ve enflasyonu dizginlemiş olursun.

Öteki görüşe göre, faizi yükseltince bütün maliyetleri yükseltirsin, bu arada enflasyonu da yükseltirsin.

Şimdi, bu iki yaklaşım arasındaki ‘mücadele’nin sona ereceğini düşünebilir miyiz?

Mücadele sona ererse daha iyi mi, daha kötü mü olur?

Eminim, herkesin bu konuda bir fikri vardır.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin önündeki birkaç büyük sorundan birisi ekonomi.

En önemli değişiklik de ekonomi yönetiminde.

Ve herkes, en çok ekonominin nasıl yönetileceğini merak ediyor.

İyi olur inşallah.

Sağlık Bakanlığı’na Medipol’ün sahibi Fahrettin Koca getirilmiş.

Hemen aklıma Şehir Hastaneleri geldi. Belki de bu modelin iyi kullanılması, iyi yürütülmesi için Fahrettin Koca tercih edildi.

Yeni Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ETS Tur’un ve bazı turizm şirketlerinin sahibiymiş.

Negatif düşünürsen, dersin ki, Fahrettin Koca kendi hastanelerini kayıracak, Mehmet Ersoy da kendi turizm şirketlerini.

Pozitif düşünürsen, kendi sektörlerindeki performanslarını sağlık ve turizm alanlarının geliştirilmesinde kullanmalarını ümit edersin.

Artık, herkes kendi eğilimine göre değerlendirsin.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum