MHP sopa mı gösterdi?

Yerel seçimde ittifak akıllıca bir iş miydi?

Soğukkanlılıkla düşünürsek, evet.

MHP İstanbul’da aday göstermeyince, kendi seçmenine bir tavsiyede bulunmuş oluyordu.

‘Gidin, oyunuzu AK Parti’nin adayına verin.’

MHP seçmeni dinleyecek miydi bu tavsiyeyi?

Hiç olmazsa bir kısmı dinleyecekti.

AK Parti’nin İstanbul’daki o oranı faraza yüzde 45 ise, MHP’den gelecek yüzde üç beş civarındaki oy AK Parti’nin İstanbul’u kazanmasını kolaylaştıracaktı.

Bu, bir avantajdı.

Ankara için de benzer şekilde fikir yürütülebilir.

MHP İstanbul’da zayıf olabilir, Ankara’da nispeten kuvvetli.

İki parti aynı adayda ittifak edince biraz fire verseler bile kazanırlar.

Fakat ittifakın sıkıntılı tarafları var.

Tamam, MHP bir miktar oy desteği sağlayacak ama, bundan kendi menfaati olmayacak mı?

İttifak mantığına göre, MHP’nin de bir menfaati olması gerekiyor.

AK Parti’nin bir şey vermesi lazım.

Ne verecek?

Bunu bir ara Devlet Bahçeli somutlaştırmaya çalıştı.

‘Tak, Tuk, Tuk’ dedi.

Nasıl tak, tuk, tuk?

Belediye başkanı AK Parti’den, yardımcısı MHP’den.

Veya tam tersi. Başkan MHP’den, yardımcısı AK Parti’den.

‘Tak, tuk, tuk’un münderecatı belki oy pusulalarında bir değişiklik yapılmasını gerektiriyordu.

Ya da bu hususlar mevzuatla değil de şifahi olarak, her seçim bölgesinde ayrı ayrı uzlaşmalarla belirlenecekti.

Nasıl?

Zor, karmakarışık bir iş.

Başkanın dediği mi olacak, yardımcısın dediği mi?

İkisinin de patronu var. MHP’li belediyeci de, AK Partili belediyeci de kendi patronunu dinlemek durumunda.

Sistem öyle kurulmuş. Dinlemeyenin veya dinlemekte yavaş davrananın başı derde giriyor. Yakın dönemde örneklerini gördük.

Hangisinin patronunun dediği olacak?

Bu bir sorun.

Başka sorunlar da var.

Diyelim, MHP Adana’yı isteyecek, Trabzon’u isteyecek, Niğde’yi, Balıkesir’i, Amasya’yı isteyecek.

Adana’daki, Trabzon’daki, Balıkesir’deki AK Partililer ne düşünecek?

Bu problemi ilçelere kadar indirebilirsiniz.

En ufak birime kadar, her yerde sorun çıkabilir.

‘Biz burayı MHP’siz de alırdık, niye MHP’ye verelim ki?’

Ardından, ülke sathına yayılmış bir sürü küskünlük vakası.

Bu küskünlükleri kontrol etmek, etkilerine mani olmak imkansız.

Benim anladığım, yerel seçimdeki ittifak AK Parti teşkilatlarının aklına yatmadı.

Arkasından, ‘andımız’ krizi patlak verdi.

Bir de ‘Bahçeli affı’ ile ilgili ihtilaflar.

Arka planda bir ihtilaf daha vardı.

Emeklilikte yaşa takılanlar.

MHP bu meseleyle ilgili bir kanun teklifi vermişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli arasındaki ‘Cumhur İttifakı’ görüşmesinde ağırlıklı olarak ittifaktan çok bu sorunun konuşulduğu rivayet ediliyor.

Ufak tefek bir mesele değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu düzenlemenin devlete maliyetinin 750 milyar lira olacağını söylüyor. Büyük para.

(Bu hesabın yanlış olduğunu söyleyenler de var.)

Bütün bu ihtilaf konuları üst üste gelince ittifak bozulmuş oldu.

İttifakın bozulduğu sübut bulduktan sonra Bahçeli, sadece yerel seçimdeki ittifakın gündemden kalktığını, Cumhur İttifakı’nın diğer konularda devam ettiğini açıklayarak AK Parti’yi rahatlattı.

Hal böyle iken, evvelsi gün, İyi Parti’nin emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili kanun teklifi görüşülürken, MHP grubu teklif lehine oy kullandı.

Bu bir kaza mıydı?

MHP grup başkanvekili Erhan Usta parti grubunu kendi inisiyatifiyle bir yanlışa mı sevk etmişti?

Hem de İyi Parti’nin teklifi lehine?

İnanmak zor ama olabilir.

Erhan Usta, ‘bizim de böyle bir teklifimiz vardı’ diyerek, gafletle, parti grubuna müspet oy verdirmiştir.

Olmayabilir de.

MHP, ‘biz olmadan Meclis’te işleri yürütmekte çok zorlanırsınız, bize muhtaçsınız’ demek istemiş de olabilir.

Buna ‘sopa göstermek’ deniyor.

Artık herkes kendi mizacına göre iki seçenekten birini tercih etsin.

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum