Al götür bu kör düzeni Dağkapı!

Dün sızlandığımız ne varsa geldi mi yine başımıza?

Ya da hiç gitmedi de onca yıl gözlerimize kalın kalın perde mi indi?

Kazandığımızı sandığımız anda da hep mi yalnızdık?

Hani nerede kabuk bağlayan yaralar? Yoksa hep apaçık orda mıydı?

Zamanda da bir gittik diye sevinirken üçer, beşer geri gelmişiz ya…

***

Neye kahırlandıysak çıktı mı yine gün yüzüne?

Kalıpların dışına çıktık diye kandık da asıl içindeymişiz ya…

Yürekler paklandı, hafifledi derken dağların ağırlığı çöktü yine her yanımıza ya…

Söyleyin arifler, zamanında savundukları için sokaklarda dayak yiyenler, tenhada içerleyenler şimdi neye inansınlar?

Geldik mi yine başa?

***

Yana yana hiç olduk da gayrı tutmaz oldu kolumuz, kanadımız

Söyleyin erenler, bunca dert nasıl taşınır?

Al götür bu kör düzeni Dağkapı, al götür bu yükü Mardinkapı

Söyleyin kâmiller, Kop Dağı çare olur mu yüreklerdeki kopan fırtınaya?

Yoksa Çoruh ile Karasu arasında sıkışan garipler de görünmez mi oldu?

***

Serde kırık gönüller döner durur ki sormayın gitsin

Felek de zar eyledi, yazma artık der durur

İkizdere’de telef oldu, gayrı dokunma telimize diye figan eder

Bilemedim nasıl bir âlemdeyiz?

Yerde miyiz? Gökte miyiz? Bomboş dünyada mıyız?

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum