Çözüm bu kadar zor mu?
Ne zamandır yazılarda yönetim sorunundan bahsediyorum. Bugün artık çizgiyi çekmenin zamanı geldi de geçiyor düşüncesindeyim.
Gazetecilerde, yorumcularda neredeyse bir moda haline gelmiş bir durum söz konusu. Durumdan kastım şu:
Herhangi bir sorun yaşandığında bu durumun halka belirtilmesi elbette olması gereken. Hatta bunun yanında şunlar şunlar yapılmalıydı demek de doğal.
Yalnız iş öyle bir vaziyete geldi ki neredeyse yapılması gerekenler yorumcular, gazeteciler tarafından bir bir anlatılıyor. Bu gruba kendimi de dâhil ediyorum doğrusu.
Örneğin tarım konusunda uzmanlık konum olmamasına rağmen belli araştırmalar, görüşmeler yaparak sorunları ve bunun üzerine çözüm önerilerini yazmaya çalıştım.
Yazıya buradan ulaşabilirsiniz… (https://www.karar.com/yazarlar/semra-alkan/beka-meselesi-1599932 )
Buraya kadar bu durum normal görünebilir yalnız bir yönetim bilimci olarak bu durumun normal olmadığını belirtmek isterim.
Örneği Tarım ve Orman Bakanlığı üzerinden verdiğimiz için bu bakanlık üzerinden devam edelim…
Tarım Bakanlığının bünyesinde uzman yardımcıları, uzmanlar, daire başkanları, ilgili genel müdürlükler ve bu şekilde giden ciddi bir hiyerarşi mevcut.
Şimdi bu uzmanların doğal olarak bizim anlattıklarımızı bizden daha iyi bilmesi gerekir. Ülke genelinde tarım ve hayvancılık üzerine sorunları en derinlemesine araştırmış olmaları gerekir ve bunun üzerine de gerekenlerin yapılması beklenir.
Burada soru; gerekenler neden yeterli bir şekilde yapılmıyor?
Neden sürekli biz çiftçi dertli diye anlatıyoruz? Çözüm bu kadar zor mu?
Neden sürekli kapsamlı bir tarım stratejisine ihtiyaç var diyoruz?
Son dönemde çiftçi yana yana ‘suya ihtiyaç var’ diyor. Bu konuda yeni bir strateji ortaya kondu mu?
Çiftçiler borçlarını ödemekte zorlanıyor. Bu konuda malum müteahhitlere gösterilen imtiyazlar güzelim çiftçilerimize neden gösterilmiyor?
Bu sorular böyle uzar gider…
Gelinen bu noktada bu soruların Bakanlıktaki uzmanlar tarafından bilindiği düşüncesindeyim.
O zaman soru şu: Sorunlarla ilgili çözümler neden sıra sıra belirtilmiyor?
Öte yandan deprem konusu…
Yılların ihmalkârlığı var. Neden bu zamana kadar önlemler alınmadı?
Yapılması gereken nedir?
Kuralların, yapılacakların baştan belirlenmesi ve hangi hükümet ya da hangi partinin belediyesi gelirse gelsin gerekenleri harfiyen yapılmasıdır.
Bu işler yok şu kişinin sorumluluğunda ya da yok bu kişinin sorumluluğunda denmeyecek kadar önemli konulardır. Kişilerden ziyade bir sistemin ortaya konması gerekir. Kişiler gelir, gider. Önemli olan sağlam bir sistem çerçevesinde adımların atılmasıdır.
Ki bunu her profesyonel çalışanın bildiği düşüncesindeyim.
O zaman sorun nerede?
Sorun liyakatli olmayan çalışanlarda mı? Bunun içinde bir çözüm mevcut. Çalışanlar liyakatli değilse liyakatli ekipler ile hemen değiştirilebilir.
Yani tüm konuştuğumuz konularla ilgili istenirse çözüm bulunur. Yeter ki istensin.
Biz gazeteciler, yorumcular sorunları elbette belirtelim, yalnız asıl işin sahiplerinin sorunlarla ilgili çözümleri ortaya koyması gerekir.
Diğer türlü hep birlikte ‘havanda su dövmekten’ başka bir şey yapmamış oluruz.
Bir örnek daha verelim…
Bir dönem ne kadar çok ekonomi konuştuk. 128 milyar dolar yandı gitti dedik, faiz sebep enflasyon sonuçla olmaz dedik, nass hiç olmaz dedik. Ne oldu?
Dediğimizle kaldık. Şimdi de yaklaşık 50 milyar dolar yandı gitti.
Yani bizler elbette söyleyelim ve fakat asıl işin başındakilerin çözümleri ortaya koyması gerekir. Bu noktada sıkıntı varsa da gereğinin yapılması gerekir.
Öte yandan havanda su dövmeye yeni hükümet sisteminin de etkisi oldu sanırım…
Denetim neredeyse yok, herhangi bir eleştiri yapıyorsunuz önemseyen yok…
Açıkçası merak ediyorum bir “beka meselesi” olan İstanbul depremine hazırlık konusunda yılların eksiklikleri ile ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yorumlarını…














