Doldu taştı arsızlar!

Çamur içinde el, ayak

Ah, ne çare Urfa, Adıyaman

Sel vurdu gariplerin yüreklerini

Saramadı Fırat cümlesini

Sustu Harran

Ağıtlar sardı Halfeti, Hilvan’ı

Siverek’in bağları ıssız kaldı

Amman amman

Bir yanım gönlü kırık Antakya

Bitmez şu feleğin yükü

Geçit vermez Maraş’ın yolları

Yel savurdu düşleri

Bir başına Suruç geveni

Ah, akıl baştan gitti

Cendere Köprüsü nasıl feryat etmesin?

Bilinç ağlar durur yâd ellerde

Karanlık bastı mavileri

Çağırın erenleri

Kapatsın şu yaraları

******

Serde dertler pare pare

Zor imiş cahille yan yana

Niceleri yandı

Kimi kandı

Azı uyandı

Kumdan, taştan

Geride kalan

Hiç ille de boşluk

******

Olmaz olsun şu çaresizlik

Ne gardaşlık kaldı

Ne candan yürekler

Doldu taştı arsızlar

Bilinmez hak, hukuk

Anca dillerde hakikat

Kimse de sormaz

Bu nasıl düzen?

Buz oldu tenler

İçin için erir karşıki dağlar

Per perişan canlar

Yandı mazlumlar

Çiçekler bölük pörçük

Ne nefes ne can

Alabildiğine virane

Ah, nere gidem?

Başıma yıkıldı şu yalan dünya!

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum