“İstanbul seçimini kaybettiğimizde ağladım”

Artık şaşırmayacağım diyorum. Ve fakat yine yeniden şaşırıyorum duyduklarıma…

En son Bilal Erdoğan’ın, Türkiye Girişimci Buluşması Zirvesi’nde ekonomiyle ilgili yaptığı açıklamalarına şaşırdığım gibi…

Bu konuyla ilgili Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan’ın söyledikleri son dönemde yaşadıklarımızı da bir anlamda özetliyor…

“Ülkede bu konuyla ilgili konuşması gereken Hazine ve Maliye Bakanı ağzını dahi açmazken ekonomiyle ilgili yorumları Bilal Erdoğan’ın yapması en hafif tabirle enteresandır, ilginçtir.”

Öyle ya… İşin asıl sahipleri konuşmayınca, herkes ekonomist oluyor, herkes uzman oluyor. Herkes bir şey oluyor. Oluyor da oluyor…

Hele bir de hakiki uzmanlar köşe bucak saklanıyor ya… Fersah fersah uzak diyarlara göçtüler ya… Yıldılar, küstüler, kahrettiler ya…

Ne diyeyim? Enteresan bir ülke olduk.

***

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, kâğıt toplayıcılarla görüşmesini sosyal medyadan paylaşınca Urfa Siverekli kâğıt toplayıcı kardeşimizin söyledikleri geldi hemen aklıma…

Yaklaşık iki ay önceydi. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, kâğıt toplayıcıları ile bir araya gelmişti ve sıkıntılarını dinlemişti. O görüşmede Siverekli kardeşimiz şu cümleleri söylemişti:

“Biz ailemizi geçindirmeye çalışıyoruz. Biz çevre kirliliği değiliz. Bizler alın terimizle çalışıyoruz” demişti.

Ve o an bu cümleler üzerine bir kelam bile edememiştim.

Sanki o an dünya dönmemişti. Ay kapkaraydı, güneş de kıpkırmızıydı.

Siverekli kardeşimiz yoksulluğu, çaresizliği, kimsesizliği öyle bir suratıma çarpmıştı ki sormayın gitsin…

Ancak sonrasında kalem oynatabilmiştim.

*

Yaklaşık bir ay önce de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kâğıt toplayıcı kardeşlerimizle bir araya geldi ve sorunlarını dinledi.

Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri önemliydi:

“Endişe etmeyin, yanınızda olacağız. Gayet açık, gayet net söylüyorum. Hepiniz de şahit olun. Yanınızda olacağız. Hiç endişe etmeyin. O konuda bir tereddüdünüz olmasın.”

Ve bu görüşmeden sonra şimdi de İstanbul Valisi Ali Yerlikaya görüştü.

Tüm bu görüşmelerin hepsi güzel ama artık kardeşlerimizin sorunlarına çare bulunsun ve biz de çözüm geldi diye yazalım, çizelim.

Yüzleri güldü diyelim!

***

ÖZÜ DARDA OLANIN YÜZÜ NASIL GÜLSÜN?

Vurulan vurulana…

Aşka vurulan değil de… Paraya, şatafata dibine kadar vurulanlar

Savrulan savrulana…

Kaynakları çar çur edip devrile devrile, savrula savrula yalpalayanlar

Kararan kararana…

Saflığa, dürüstlüğe dair ne varsa bir kalemde karartanlar

Yanan yanana…

Yılmış, yorulmuş, kor düşmüş yürekleri içli içli yakanlar

Kaçan kaçana…

Yokluğun, yıkımın pençesinden ardına bile bakmadan kaçanlar

Ve 15 yaşındaki bir gencimizin 18 ayrı yerine aklar düşürenlere, alayını sevince, mutluluğa hasret bırakanlara sorasım var!

Özü darda olanın yüzü nasıl gülsün?

***

Katıldığı bir televizyon programında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2019 yerel seçimlerine ilişkin gelen bir soruya “Ben İstanbul seçimini kaybettiğimizde ağladım” diye belirtti.

Peki, soralım o zaman…

“Her gün ağlayan kimsesizler, işsizler, evleri başlarına yıkılan garibanlar, sabahı sabah edenler, gönlü viran olanlar ne yapsın? Dertlerini kimlere anlatsın?”

Öyle ya…

“Özü darda olanın yüzü nasıl gülsün?”

YORUMLAR (29)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
29 Yorum