İyi ki varsınız…

Etrafımızdaki her şey gittikçe yavaşlıyor, gittikçe sadeleşiyor sanki…

Daha düne kadar kalabalık şehirlerin koşturması içindeyken şimdi ise, evlerimizde yeni döneme alışma gayreti içindeyiz. Zira telefon ve bilgisayar ekranlarımız sosyal mesafeli hayatlarımızın en merkezi oldu bile...

Bir anlamda, bugünlerde “hayat eve sığar” söylemini içselleştirmeye çalışıyoruz. Peki ya bugüne kadar “hayata sığdıramadıklarımız” ne olacak?

Aslında tüm bu sadeleşmenin, yavaşlamanın belki de küçülmenin içinde biraz kendimizi bulmadık mı ya da unuttuğumuz kendimizi görmeye başlamadık mı diye sormak isterim…

Sanki bu süreç heybelerde ne var ne yok ise, hepsini ortaya saçtı birdenbire… Derin bir muhasebe içine girmemize de vesile oldu bir anlamda… Farklı hikâyeler yaşadığımızı sandığımız hatta emin olduğumuz hayatların ne kadar birbirine benzediği ortaya çıktı belki de…

Hep bir tüketim için hep bir koşturma çabası... “Onu da alayım, o da benim olsun, ondaki ben de niye yok?” gibi söylemlerle geçen isimsiz ama bir o kadar da benzer hikâyeler…

Belki de bu yaşadıklarımız bazı şeyleri daha duru görmemize vesile olacak… Örneğin, bahçede güneşin ilk önce kiraz ağacından ışıklarını saçtığını yeni fark ettiğim gibi… Ya da rüzgârın kayısı ağacının yeni açan çiçeklerini bir bir düşürmesini şimdi gördüğüm gibi… Baharın geldiğini müjdeleyen hanımelinin çiçeklerinin açmaya yüz tutması ve daha birçok yeni fark ettiklerim, aslında fark ettiklerimiz…

Görünen o ki, bu zorlu günler bizi daha derinden düşünmeye sevk edecek… Belli ki düşünmek için de bol bol zamanımız olacak…

Hemen ilk aklıma gelen: “Dış dünyamız ile birlikte biraz da iç dünyamızı da zenginleştirmek için çaba sarf etsek nasıl olur diye düşünmeden edemedim doğrusu…”

BU DÖNEMDE LİDERLİK ÜZERİNE

Hiç kuşkusuz özellikle bugünlerde yaşanan belirsizlikler ya da beklenmedik gelişmeler örgüt liderlerinden ülke liderlerine kadar tüm yönetim kademesindeki kişilerin daha esnek ve öngörü sahibi olmalarını, daha çevik olmalarını ve daha birçok özelliğe sahip olmalarını gerekli kılmaktadır.

Bu bağlamda, literatürde VUCA olarak belirtilen bir kavrama dikkat çekmek isterim. VUCA, özellikle 2000’li yıllardan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Kaygan (volatility), kesin olmayan (uncertainty), karmaşık (complexity) ve muğlak (ambiquity) kavramlarının baş harflerinden oluşan VUCA dünyasının zorluklarının aşılması için ve özellikle son dönem yaşadıklarımızı da içine katacak olur isek, liderlerin eskisinden çok daha fazla özelliklere sahip olmasının gerekli olduğu görünmektedir.

Dolayısıyla, bugünlerde liderin sadece vizyoner olması değil aynı zamanda karizmatik, dönüşümcü, etkin, stratejik, etik, çevik ve daha birçok liderlik tarzını bünyesinde barındırmasının önemi ortaya çıkıyor. Zira liderlerden beklentinin de bir o kadar arttığı bir dönemin içinde olduğumuzu özellikle belirtmek isterim.

Her an krizlerle karşı karşıya kaldığımız tam da bu süreçte örgüt liderlerinin ya da siyasi liderlerin krizleri yönetebilecek esneklikte olması ve öngörü sahibi olması en başta gelen özelliği olarak belirtilebilir. Özellikle de bu zorlu dönemlerde başarıya ulaşmak için ekibi için ortak bir amaç belirleyen, proaktif olan, açık iletişim kuran, sorumluluk paylaşan çevik liderlere çok daha fazla ihtiyacımızın olduğu ortadadır.

Şöyle ki, bu süreçte genel olarak liderlerin performanslarının her zamankinden daha üst derecede olduğu söylenebilir. Tam da bu noktada, yaşadığımız bu kriz sürecinde, özellikle de bu belirsizlik ortamında Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun gecikmeden, zamanında süreci tanımlaması ve bir yol haritası ortaya koyması ve buna göre adımları bir bir ifade etmesi önemlidir. Diğer taraftan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın kriz sürecinde tüm paydaşlarla iş birliği ortamını geliştirmeye çalışması ve zamanında yaptığı icraatları da değerlidir.

İYİ Kİ VARSINIZ…

Kapsayıcı, özverili ve özellikle samimi tavrıyla Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya,

Gecesini gündüzüne katan tüm sağlık çalışanlarına,

Gönül diliyle konuşan ve yaptıklarıyla örnek olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a,
Uzaktan eğitime katkı sunan tüm öğretmenlerimize,
Yardımlaşma kampanyalarına katılan tüm kişi ve kurumlara,
Gündemi belirleyen muhalefete,

Bu zorlu döneme destek veren tüm kamu ve yerel yönetim çalışanlarına,
Ve özellikle de aralarında para toplayarak aldıkları oyuncak arabayı Rize’nin Ardeşen ilçesinde bir çocuğu sevindirmek için hediye eden polislerimize,
Bu dönemde sokak hayvanlarının yöneticiler tarafından unutulmamasına,

Market ve kargo şirket çalışanları başta olmak üzere şu an çalışan herkese,
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde seyir halindeyken şiddetli rüzgârda zor anlar yaşayan motosikletli bir kuryeye, dörtlüleri yakarak bir anlamda kalkan olan sürücüye,

Dayanışma kavramını içselleştiren Haluk Levent’e,

Teşekkür ederiz. İyi ki varsınız…


YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum