“Kararsızım çünkü güvenmiyorum”

Hani uçurumun ta kenarına kadar gelip de ayağınız kayacakken birden toparlanıp öteye kendinizi atarsınız ya…

Kurtulduğunuza da inanamazsınız ya… Hatta şoktan gözyaşlarına boğulursunuz ya…

En sevdiğinize sarılmak istersiniz ya… Belki de sevinç çığlıkları atmak istersiniz ya…

İşte içinde bulunduğumuz durum tam da budur!

Yoksa doların düşmesinin hemen ardındaki halay görüntüleri başka nasıl açıklanır?

Ağlamakla halay çekme arasında ince bir çizgide gidip gelmemiz başka nasıl izah edilir?

Ne diyeyim?

Duygularımız olmuş bir kara düğüm…

Çöz çözebilirsen!

***

Kalabalıkların kararsızlarda tutunmasının altında yatan sebepleri bir sonraki yazıda değerlendirmeye devam edeceğim dedim ama bugün sadece kararsız olduğunu söyleyen genç bir kızımızın söylediklerini belirtmek isterim.

KARARSIZIM ÇÜNKÜ GÜVENMİYORUM!

Dün Çekmeköy’de görüştüğüm 24 yaşındaki genç bir kızımızın söylediklerini aynen aktarıyorum:

“Ben oyumu Ak Parti’ye verdim. Kendime yakın hissettiğim için verdim. Zaten ailem de Ak Partili. Ama şimdi kararsızım, belki de oy kullanmayacağım. Çünkü son dönemde olanlara kızıyorum. Örneğin marketteki fiyatları görünce kızıyorum. Hadi bizim durumumuz çok da kötü değil, orta halli… Ama evine et alamayanlar, döne döne aynı şeyleri yiyenler ya da bir kuru ekmeğe muhtaç olanlar ne yapsın?

Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkıldığı için de kızgınım. Hele ki kadına şiddet haberlerini gördükçe üzülüyorum. O an izlediğim kanalı hemen değiştiriyorum.

Şunu söyleyebilirim, tüm olanları görüyoruz, izliyoruz, üzülüyoruz. Çoğul olarak söyledim çünkü etrafımda çoğu arkadaşımda böyle düşünüyor.

Ama bunun bir çözümü olmalı.

Önceden en basitinden bir pantolonu, bir ayakkabıyı rahatlıkla alabilirdim. Şimdi kırk defa düşünüyorum. Bu kadar dert varken kendimle ilgili bir konuyu söylemeye utanıyorum, ama durum bu.

En son seçimde oyumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdim. Çünkü halkın içindeydi. Açıkçası en çok da başörtüsü meselesi için verdim. Ben başörtülü değilim ama çoğu arkadaşım başörtülü. Ve arkadaşlarımın imam hatipte okudukları dönemde ne kadar üzüldüğüne bizzat şahit oldum. Şunu da ekleyim. Kız arkadaşlarımızla hep birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitingine gitmiştik. Orada Cumhurbaşkanı ‘Ah… Benim başörtülü kardeşlerim…’ diye cümlesine başladığında hepimiz çok duygulanmıştık.”

Şimdi burada bir parantez açmak isterim:

‘Ah… Benim başörtülü kardeşlerim…’ cümlesi söylendiğinde belli ki travmaların da kapıları açılıyor. Ve oradaki duygular da ortaya saçılıyor. Bir anlamda yaralarda gün yüzüne çıkıyor.

Açıkçası genç kızımızla konuşana kadar bu yaranın çoktan kabuk bağladığını düşünmüştüm ama görüyorum ki öyle değil…

Evet, ilk zamanlardaki gibi acımıyor belki ve hatta kabuk bağlamak üzere gibi… Ama bir türlü kabuk bağlamamış.

Tam da bu noktada Ağustos 2010’da Erdoğan’ın “Ah şu Diyarbakır Hapishanesi'nin dili olsa da konuşsa, ah şu Van Hapishanesi'nin dili olsa da konuşsa. Gençlere nasıl kan kusturuldu o duvarların dili olsa da anlatsa. Biz işte bugün 12 Eylül zihniyetiyle yüzleşiyoruz.” cümlesi geldi aklıma doğrusu…

Van Beşyol Meydanı'nda bu can yakan cümleyi duyan kalabalıkların da duyguları bir bir ortaya saçılmamış mıdır?

***

Genç kızımızın söylediklerine devam edelim…

“Bir de şunu da eklemek isterim. Her şort giyen CHP’li değil, her başörtülü de Ak Partili değil… Bir genç olarak bu algılardan da çok sıkıldım. Sosyal medyada bakıyorum, insanlar Mars’ı konuşuyor, teknolojiyi konuşuyor biz hala öyle mi böyle mi! Bir türlü aşamadık. Durumumuz bu!

Ekonomi başta olmak üzere birçok sebepten dolayı şu an kararsızım. Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halktan uzaklaştığını düşünüyorum. Ayrıca muhalefette de dikkatimi çeken Mansur Yavaş sanki… Sanki diyorum sadece kendime yakın hissettim gibi.

Şöyle söyleyebilirim, şu an kararsızım çünkü tam anlamıyla güvenip oy verebileceğim bir taraf bulamıyorum. Aslında güvenmiyorum.”

Anlaşılan o ki, genç kızımız sadece Ak Parti’yi izlemiyor, muhalefeti de takip ediyor. Hangi taraf kendisine güven verirse o yöne gidecek!

YORUMLAR (37)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
37 Yorum