Rant, beton, deprem?

Yine ardı ardına deprem haberleri ile sarsıldık, korktuk.

Yalnız sadece sarsılıyoruz, korkuyoruz. Depreme karşı gerçekten önlem paketi nerede derseniz, vatandaşların gördüğü bir düzelme ya da önlem paketi yok.

En basitinden toplanma alanları.

Güzelim İstanbul’a tamamıyla rant gözlüğüyle bakıldığı için toplanma alanı sayısı çok az. Alabildiğine inşaat, beton, koca koca binalar… Ne bir yeşil, ne bir nefes alacak yer kaldı.

Varsa yoksa inşaat, rant...

Bir de diyorlar ki 5 yıldır ne yapıldı? Bu soru sorulduğunda 25 yıldır ne yapıldı diye de sorulur?

O zaman bir de şöyle soralım… Toplanma alanlarını kim imara açtı? İmara açan yetkililer ile ilgili herhangi bir yasal işlem yapıldı mı? En önemlisi imar rantları vergilendirildi mi?

Neredeyse uçan kuştan vergi alınan bu dönemde bu imar rantlarını çıtır çıtır yiyenlerden vergi alındı mı?

Bir taraftan da AFAD’da toplantı... Şöyle yapılmalı, böyle yapılmalı…

Peki, bu zamana kadar niye yapılmadı? Ve hala niye yapılamıyor?

AFAD toplantısına bile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir yetkili çağrılmıyor. Böylesi önemli bir konuya bile siyasi gözlüklerle bakılıyor.

Canın söz konusu olduğu böylesi önemli bir meseleye bakış açısı bu.

Peki, vatandaşlar olarak bizler ne yapıyoruz?

Kaçabilen İstanbul’dan kaçmaya çalışıyor. Yazlığına, tanıdığının yanına vs.

Kaçamayan da korku içinde bekliyor.

Bir taraftan da korku içinde beklerken depremle ilgili Hocaları dinliyoruz. Daha doğrusu aralarındaki tartışmaları izliyoruz. Bu alanda bile bir karmaşa yaşanıyor.

Şu Hocayı dinleyin, yok bu Hoca daha iyi biliyor diyenler de az değil.

Maalesef durumumuz bu!

Oysaki en baştan yapılması gereken neydi?

En başından bu konuyla ilgili önlemlerin alınması gerekirdi. 25 yıl önce ya da 30 yıl önce…

Hangi belediyenin, hangi hükümetin görevde olduğu önemli değil.

Bu meseleye siyaset üstü bir mesele olarak bakılıp ona göre adımlar atılması gerekirdi.

Yani merkezi yönetim ya da yerel yönetim ayrımı yapılmadan kolların sıvanıp gerekenlerin yapılması gerekirdi.

Ve bu durum hükümetler, belediyeler değişse bile aynı şekilde devam etmeliydi.

Peki, şu anki vaziyet nedir?

1,5 milyon riskli konutun olduğu bir metropol ile karşı karşıyayız.

Ayrıca 1999’da 496 olan toplanma alanı sayısı aradan geçen 25 yılın ardından 77’ye indi.

Dolayısıyla çoğu alanda geç kalındığı görünüyor.

Ve en önemlisi merkezi yönetim ve yerel yönetim arasında bir eşgüdüm olmadığı aşikâr…

Şimdi ortaya çıkan böyle bir tablo sonucunda nasıl korkmayalım?

Bir taraftan da ekonominin daha iyi olduğu dönemlerde bu önlemleri yapabilmek daha kolaydı. O dönemlerde neden yapılmadı?

Ya da o dönemlerde AVM inşaatı yapmak daha mı karlıydı?

Şimdi bu önlemleri hayata geçirebilmek şu anki ekonomik koşullarda doğal olarak daha zor.

Öte yandan tüm bu karmaşanın içinde Kanal İstanbul hala konuşuluyor.

Pes diyorum!

Böylesi önemli bir konuda yıllar boyu yapılması gerekenler yapılmıyor. Bir de üstüne İstanbul’u hançerleyecek Kanal İstanbul dillerde.

Açık söyleyim… Burada ciddi anlamda bir yönetim sorunu mevcuttur.

Hatırlayalım, yönetim neydi?

“Yönetim; belirli bir takım amaçlara ulaşmak için başta insanlar olmak üzere parasal kaynakları, donanımı, demirbaşları, hammaddeleri, yardımcı malzemeleri ve zamanı birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek kararlar alma ve uygulama süreçlerinin toplamıdır.”

Bu konuda görüldüğü üzere eldeki kaynaklarla, birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin bir şekilde kararların alınmadığı ortada… Bırakın etkin, verimli bir şekilde kararlar almayı… Toplanma alanlarının imara açılması canımıza kastetmektir.

Yani ciddi anlamda bir yönetim sorunu ile karşı karşıyayız…

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
2 Yorum