Arıtma suyu kullananlar bu tehlikeye dikkat! Önlem almazsanız sağlığınızdan olabilirsiniz

Arıtma suyu kullananlar bu tehlikeye dikkat! Önlem almazsanız sağlığınızdan olabilirsiniz

Neredeyse her evde kullanımı yaygınlaşan su arıtma cihazlarının bilinmeyen tehlikeli yönü ortaya çıktı. Daha ucuza su içmek için damacanadan vazgeçenlerin, arıtma sularında dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. İşte, su arıtma cihazlarındaki korkutan tehlike...

Su içmenin sağlığımız üzerindeki önemi herkes tarafından biliniyor. Öyle ki vücudumuz için günde 2 litre su içmemiz gerekiyor. Çünkü, daha sağlıklı ve dinç bir vücuda sahip olmanın yolu bol su tüketimine bağlı.

Aynı zamanda su içmek, böbrek sağlığına da iyi geliyor. Ancak, yeterli miktarda su içmek kadar suyu nasıl içtiğimiz de önemli. Sağlıklı su, sağlığımıza iyi gelirken sağlıksız su ise çeşitli olumsuzluklara neden olabiliyor. Bu doğrultuda birçok kişi daha sağlıksız olduğunu düşünerek damacana su içmeyi bıraktı. Öyle ki artık neredeyse birçok evde su arıtma sistemi kullanılmaya başlandı. Fakat, arıtma sularında da aslında birçoğumuzun bilmediği tehlikeler bulunuyor. İşte, uzmanların su arıtma cihazlarına dair yaptığı uyarı...

HİPERTANSİYON RİSKİNİ ARTIRIYOR

Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Erbaş, arıtma sistemlerindeki filtrelerin sodyum klorürle (tuz) yıkanmasının suyun tuzlanmasına neden olduğunu söyleyerek, "Özellikle sodyumlu hale gelen su, hipertansiyon riskini artıran nedenlerden biri" dedi.

Erbaş, açıklamasında insanların günlük mineral ihtiyacının yüzde 10'unu içme suyundan karşıladıklarını söylerken, hazır satılan suların mineral oranının yok denilecek kadar az olduğunu da aktardı. Ayrıca Erbaş, damacana su tüketen kişinin sudan alınacak günlük mineral ihtiyacının yüzde 1'ini dahi alamayacağının da altını çizdi.

Çeşme suyu kullanımının öneminin burada ortaya çıktığını fakat bu durumda da başka risklerin belirdiğini aktaran Erbaş, "İçme suyu olarak hazır sular içilebilir ama yemek ve çay hazırlama gibi ihtiyaçlarda çeşme suları tercih edilebilir" ifadelerine yer verdi.

ct-h-2-1.jpg

KİREÇLE BİRLİKTE MİNERALLERİ DE ATIYOR

Arıtma sistemlerinde bir takım sorunlar olduğunu söyleyen Erbaş, özellikle vücudun kalsiyum ve magnezyum ihtiyacının arıtma sistemlerinde bu minerallerin de tutulmasından dolayı karşılanamadığını söyledi.

Temelde iki ayrı arıtma sistemi olduğunu söyleyen Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biri reçinelerle diğeri ise ozmoz (Yalnızca su molekülünün geçebildiği) filtrelerle arıtma işlemini gerçekleştiriyor. Reçinelerde, aktif uçlar kalsiyumları tutuyor ve su minerallerinden arınıyor. Böylece içtiğimiz su kalsiyumdan ve başkaca bazı minerallerden arınmış olarak bardağımıza geliyor. Bununla ilgili başka bir risk de zamanla kalsiyum tutmaz hale gelen reçinelerin yıkanma aşaması. Arıtma sistemlerinin filtreleri sodyum klorür yani tuz ile yıkandığı için suyun tuzlanmasına sebep oluyor. Özellikle sodyumlu hale gelen su, hipertansiyon riskini artıran nedenlerden biri. Bunu bazen kullanan kişiler de suyun tadından ve kayganlığından fark edebilmektedir. Genellikle ilk temizlik işleminin ardından gelen ilk sularda tuz tadı hissedilebilmektedir."

ct-h-2-2.jpg

İŞLENDİKÇE RİSKİ ARTIYOR

Erbaş, yalnızca kalsiyumun değil, magnezyum gibi vücut için önemi yüksek olan birçok mineralin suda bulunduğunu ve arıtmadan dolayı bunlardan faydalanılamadığını söyleyerek, "Suya tekrar bu mineralleri yüklemek için filtrelerin arkasına çeşitli kayaçlar ekleniyor ancak bir gıda ne kadar işlenirse o kadar riskli hale geliyor. Aynı şey, su için de geçerli" dedi.

SAĞLIĞIMIZI TEHLİKEYE ATIYOR

Temiz su elde etme amacı ile kullanılmakta olan su arıtma cihazlarının sağlık açısından sakıncalı olabileceğini belirten İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji Hidroklimatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zeki Karagülle, "Suyu temizlemekten ziyade sağlık için yararlı olan tüm mineral ve bileşenleri de yok ediyor" diyerek, araştırma sonuçlarında bağladığı önemli bilgileri aktardı:

Dünyanın pek çok noktasında musluktan akan su, rahatlıkla tüketilebiliyor. Biz neden musluktan akan suyu içemiyoruz ya da içilebilir olduğu halde uzak mı duruyoruz? Türkiye’de hangi illerde musluktan akan su rahatlıkla içilebilir?

Su tüketimi doğrudan gelir düzeyiyle bağlantılı. O yüzden tüm gelişmiş toplumlarda her insanın kolaylıkla ulaşabileceği şehir şebeke suyunun temiz, güvenilir ve sağlıklı olması gerekir. Tüm dünyada bu böyledir. Türkiye'de de şehir şebeke suyunu insanlara sağlamak belediyenin görevidir. Oysa şişelenmiş içme suyu tüketimleri ise insanların gelir düzeylerine, alışkanlıklarına ve tercihlerine bağlı. Belli başlı illerin içilebilir şebeke suları üzerine bilgiler zaman zaman kamuoyuyla paylaşılıyor. Ancak bu verilerin her zaman güncel ve ulaşılabilir olması sağlanmalı.

ct-h-2-3.jpg

EN GÜVENİLİRİ CAM AMBALAJDA SAKLAMAK

Ambalajlı sulara bakacak olursak biri diğerinden daha sağlıklıdır denilebilir mi? Özellikle polikarbonat plastikten korkanlar, cam damacanalara yöneliyorlar...

Ambalajlı suların uluslararası standartları var ve bu standartlar ülkemizde de geçerli. Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmeliklerde bunlar belirlenmiş durumda. En ideali, suyun cam ambalajda saklanmasıdır ancak diğer polikarbon ile pet ambalajlar, kullanım ve taşıma kolaylığı sağlar. Açılan pet şişe ise o gün içinde bitirilmeli. Ayrıca güneşte bırakılmamalı.

Vücudun birçok temel fizyolojik işlevi için gerekli olan kalsiyum, magnezyum, sodyum, klorür, bikarbonat ve sülfat gibi önemli bileşen ve minerallerin günlük beslenmede yeterli düzeylerde alınmasında gün boyu tüketilen doğal mineralli ve kaynak sularının yararlı olduğu artık bilimsel bir gerçek. Oysa mineralsiz arıtılmış suların içilmesinin orta ve uzun vadede sağlık problemleri yaratabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar var.

Vücudun elektrolit, sıvı, mineral ve pH dengesinde oluşan bozulmalar ise fizyolojik süreçleri olumsuz etkiliyor. Bu konuda yapılan çalışmalar arıtılmış su tüketiminin kalp, damar ve kemik sağlığı problemleri, hipertansiyon, okul çağındaki çocuklarda büyüme geriliği, diş çürükleri ve yetişkin nüfusta bazı kanser türlerine neden olabileceğini ortaya koyuyor.

PET ŞİŞELER AÇILDIĞI GÜN TÜKETİLMELİ

En sağlıklı tüketim için açılan pet şişe o gün içinde bitirilmeli. Ayrıca satış öncesi ve evlerde kullanım öncesi kirli ve kimyasal madde bulaşmış zeminlerde, depolarda bekletilmemeli, direkt güneş ışığına ve sıcağa maruz bırakılmamalı.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN