Dolarda 1994 endişesi! Ünlü ekonomist korkutan açıklamayı yaptı: 1 dolar 40 TL!

Dolarda 1994 endişesi! Ünlü ekonomist korkutan açıklamayı yaptı: 1 dolar 40 TL!

Son dönemlerde yükselişe geçen döviz kuru ile ilgili uzmanlar korkutan açıklamalarına devam ediyor. Peki dolar 40 TL'ye mi yükselecek? Tüm detaylar haberimizde.

Dolar kurunun yükselişi devam ederken vatandaşın endişeli araştırmaları da hız kazandı. Peki doların 40 TL olma ihtimali var mı? Dolar ile ilgili neler yaşanıyor? Tüm detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz.

DOLAR İLE İLGİLİ ENDİŞELİ BEKLEYİŞ

Dolar kuru yükselmeye devam ederken ünlü ekonomist Selçuk Geçer konu ile ilgili korkutan açıklamalarda bulundu. Döviz kurunun düşüşünü sağlamak için yapılan kur korumalı TL vadeli mevduat hesapları da işe yaramadı. Hesaplarda para birikse bile döviz kuru yükselişi sürüyor. Döviz kurunda yaşanan artış endişe verici kadar yüksek olmasa da bankalardaki fark 2 TL'ye yükseldi. Bankalar vatandaştan döviz alırken resmi kuru baz alıyor ancak satış yaparken daha yüksek fiyata satıyor. Bir kamu bankası 19.40 TL'den aldığı doları 20.52 TL'ye satıyor ve bu durum bütün bankalarda yaşanıyor. Vatandaş da bu durumda serbest piyasaya yöneliyor. Vatandaş çoklu döviz fiyatıyla karşı karşıya kaldı ve alırken pahalıya satarken ucuza durumuyla karşılaşıyor. Dövizdeki bu artışın birçok farklı sebebi var. En büyük sebebi iktidarın vaatlerine inanılmaması ve Merkez Bankası kasasının boş olması. Merkez Bankası rezervleri uzun zamandır eksilerde. Döviz ihtiyacı karşılanmadığı için de tekerlekli kasalar Kapalıçarşı'da görünüyor. Selçuk Geçer dolar ile ilgili şu açıklamaları yaptı; 'Tahtakale'de döviz toplayanın Merkez Bankası değil BOTAŞ olduğu söylendi. Ekonomi politikalarında böyle ısrar edilirse döviz sıkıntısı iyice büyüyecek ve bunu uluslararası kurumlar da söylüyor. Seçim sonrası 15 Mayıs tarihine dikkat edilmesi gerekiyor. Eğer mevcut ekonomi politikasında ılımlı bir değişim yaşanırsa dolar kuru 30 TL olabilir. Seçimi kazanan kim olursa olsun mevcut ekonomi politikası bırakılır ve geleneksel politikaya dönülürse 24-25 TL seviyesinde kalır ve 26 TL'yle sene bitirilir. Birçok yabancı kurum konu ile ilgili benzer tahminleri yapıyor. Merkez Bankası da bunu biliyor. Döviz ile ilgili kısıtlama yapan BM bankalara dolar konusunda yazı gönderdi ve en düşük dolar kurunun 19.90 TL olarak belirtilmesini istedi. Ancak serbest piyasa ve bankalardaki frk 1.50 TL oldu. Maliyetler çok fazla yükseldi. Ülkenin hem risk primi arttı hem kredi puanı çok fazla düştü. Kısa vadeli borçlar her ay artmaya, rekor kırmaya başladı. 

Dolar İle İlgili Korkutan Beklentiler

Öbür yandan da dış ticaret ve cari açık kontrolden çıktı. Bu ödemeler dengesizliğe işaret. Gerçek enflasyon üzerinde değerlendirildiği zaman doların 25-40 TL olması gerekiyor. Maliyetler içindeki enflasyon düşünüldüğü zaman da dolar 40 TL üstünde olur. Şirketler açıklarını kapatabilmek için dövize saldırıyor, Merkez Bankası rezervlerini doldurmak için kapalı çarşıya yükleniyor, bir taraftan da vatandaş almaya çalışıyor. Endişemiz şu ki dolar kuru karaborsaya düşerse aradaki fark iyice yükselir. Önümüzdeki dönemde de makro ekonomik sorunlar ortaya çıkar ve devalüasyon yaşanır. İyi ihtimalle 35-40 TL olur, kötü ihtimalle kontrolden çıkar ve 5 Nisan 1994 tarihindeki gibi katlanarak artar.' Eski Banka ve Aracı Kurum Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken de döviz ve piyasa arasındaki farklarla ilgili hatalı ekonomi politikası yorumlarında bulundu. Eken konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı; 'Eğer enflasyon sebep faiz sonuç teorisine devam edilirse sermaye hareketleri serbest bırakılırsa döviz, faiz ve cari açık kontrol edilemez hale gelir. En fazla bundan biri ya da ikisi kontrol edilebilir. Hükümetin bu söylemi sebebiyle normalde bu üçlüden biri kontrol edilebilirken AKP hükümeti hiçbirini kontrol edemeyecek hale geldi. Durumlar böyleyken iktisadi bir yorum yapmanın da bir anlamı yok çünkü uygulanan politika ekonomi politikası değil. Absürt kararlar alınıyor. Bu uygulamalar olduğu sürece daha garip şeyler yaşanır. Sonuç olarak olacağı şu ki döviz ve faiz absürt uygulamalarla kontrol altına alınmak isterse bunun maliyeti vardır ve bu bedeller hep ödendi ve sürdürülemiyor. Merkez Bankası rezervleri tükenmiş hatta eksiye düşmüş, cari açık büyüyor, piyasada döviz farkı ortada, hükümet bunları yapmaya devam ederse bir iyileşme beklemiyorum.' Devaülasyon sabit kur sisteminde ödeme dengesinde açlık veren ülkenin uluslararası dış satın alma gücünün hükümet tarafından alınmış bir kararla düşürülmesi demektir. Bir diğer deyişle devletin resmi para biriminin diğer ülke paraları karşısında değer kaybettirilmesidir. Devalüasyon ilgili para ile ülke hükümeti ve merkez bankası tarafından kullanılan bir araç. Bunun en temel amacı ticaret açığının dengelenmesini sağlamak için paranın değerinin düşürülmesidir. Para değeri düşürüldüğü zaman ihracat daha ucuza gelir ve küresel ticarette daha avantajlı duruma gelinir. Bu durumda ise ithalat daha pahalı hale geliyor ve halkın ithal ürünlere olan talebi azalıyor ve yurt içindeki üreticinin de talepleri artıyor. Devalüasyon olumlu bir politika gibi bilinse de negatif etkileri de çok fazla. İthalatın daha pahalı olması ülke içindeki üretimin daha az efektif hale gelmesi ve ihracatın daha ucuz olmasıyla talep artarak enflasyon artışına sebep olabilir. 

Öne Çıkanlar
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN