18 Aralık 2025 Perşembe
Altın
5960.909
%0.02
BIST
11286.81
%0,55
Dolar
42.7242
%0.03
Euro
50.2556
%0.26
5°
İstanbul
Parçalı bulutlu
Güncel
Yazarlar
Dünya
Ekonomi
Kripto Para
Spor
Hayat
Karar Video
Görüşler
Resmi İlanlar
SON DAKİKA :
Yeni yargı paketinden ekmek ve simit sürprizi çıktı!
1 Ocak 2016 öncesi GSS borcu olanlara dev fırsat: Borçlar sıfırlanıyor!
Dünyanın en pahalı ikinci eseri! Satış rakamı insana aklını oynatır
Sayaç tamir ve ayar ücretlerine yeni düzenleme Resmi Gazete'de
Cumhurbaşkanlığı ve Çalışma Bakanlığının 2026 bütçesi kabul edildi
Ankara'ya kadar nasıl uçtu
TOKİ'nin 'ilk evim' projesinin mağdurları KARAR'a konuştu: 3 yıl sonra sözleşme 4 yıl sonra teslim
Fenomen Sercan Yaşar tahliye edildi
Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
Mutfak masrafı yarıya düşüyor! Tarım Kredide bu hafta hangi ürünler indirimde?
Anasayfa
Görüşler
Görüşler
Nihat Genç’in ardından
Ahmet Çiğdem
Zeki Velidi Togan ve Orta Asya’daki Türkler
Halil Turhanlı
Tarihi unutanlar için: Yahudilerin İran’a borcu büyük
Mehmet Emin Sular
Enflasyon yoluyla servet transferi
Hasan Köse
Ekolojik bir intiharın eşiği
Mustafa Yeneroğlu
İslam’ın resim yasağı neleri kapsar?
Prof. Dr. Yaşar Sarıkaya
Yoksulluk devlet yardımıyla biter mi?
Yavuz Saltık
Ülkenin içinde olduğu yoksulluğun en somut halini bize bizzat Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 Faaliyet Raporu sunuyor. Rapora göre ülkemizde milyonlarca kişi geçimini sosyal desteklerle sağlıyor. Bakanlığın raporuna göre geçtiğimiz yıl sosyal yardımlardan faydalanan hane sayısı 4,9 milyonu aştı.
Zor zamanda avukatlık
Abbas Bilgili
Bizim tarihimizdeki olağanüstü dönem yargılamalarında avukatlar benzer kaderi hep yaşamışlardır. Millî Mücadele yıllarında daha çok asker kaçaklarını yargılamak için faaliyete geçen İstiklâl Mahkemeleri Cumhuriyet kurulduktan sonraki faaliyetlerinde de muhalif düşüncede olanların peşine düşmüştü.
Çıplak devletler: Çatışmalarda ihmal edilen güç dinamikleri
Prof. Dr. Abdulrahman Helli
Her savaşın sonunda, tarafların kendi bakış açısına göre galipler ve mağluplar olacaktır. Ancak asıl kaybeden, çatışmanın doğrudan tarafı olmasa da, bu savaşlardan ders çıkarmayanlardır. Çünkü bu durumda daha sonra baş gösterecek çok daha yıkıcı çatışmalar karşısında da aynı acizliği yaşayacaklardır.
İran-İsrail savaşı ve Ortadoğu’nun geleceği
Mehmet Akif Koç
Gelinen aşamada, iki tarafın da aksi yöndeki tüm propagandist söylemine rağmen, İran da İsrail de savaşın kazananı değil. İki taraf da bölgedeki en önemli askeri güçlerin başında geldiklerini gösterdi, çok boyutlu kazanç elde etti ve kayıp verdi; İsrail hava üstünlüğü açısından, İran ise savunma ve caydırıcılık açısından kendi kapasitelerini ortaya koydu.
Tahran’ın iki boyutlu güvenlik felci
Cihat Arpacık
İran’ın bölgesel güvenlik stratejisi, vekil güçlerin caydırıcılığı ve istihbarat sistemi olmak üzere iki temel sütun üzerinde inşa edilmişti. İran yanlısı milis yapıların askerî kapasitesi ağır darbe alırken aynı süreçte Mossad, İran içindeki insan istihbaratı ağını derinleştiriyordu. İstihbarat zafiyeti içeriyi savunmayı imkânsız hâle getirdi.
Bilim, inanç ve epistemik yüzeysellik üzerine
Tarık Çelenk
Bilimsel köylülük dindar mahallede literalizm, metaforu öldürmüştür. Seküler mahallede ise rasyonellik, metafiziği ‘zırva’ saymış, ama spiritüel açlık başka mecralarda (örneğin New Age) kendini göstermiştir. Bu nedenle epistemik köylülük, hem seküler hem muhafazakâr mahallelerin ortak çıkmazıdır.
“Kadiri Akaid”i ve Meal-Tefsir toplatma yasası
Prof. Dr. İlhami Güler
Ortaçağlardaki Kilise yönetimi ile Abbasilerin “Sünni” ve Fatımilerin-Büveyhilerin “Şii” yönetimleri, “Teokrasi” olmaları bakımından aynıdır. Yöneticiler, kendilerini Tanrı’ya/Allah’a nispet ettikleri gibi; yönetimlerini de mutlak/kutsal dini hakikat olarak görüyorlardı.
Bir modern zamanlar dervişi: Atasoy Müftüoğlu
Mehmet Akif Koç
“Sitem dolu yalnızlık sözleriyle başlıyor ‘Atasoy Abi’ belgeseli. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Sefa Sarı’nın, metin yazarlığını Asuman Susam’ın yaptığı belgesel, 1 Haziran’da tıpkı Atasoy Bey’in bütün bir yolculuğu gibi sessiz sedasız şekilde, Eskişehir’de ilk gösterime girdi.”
Küresel mülteci krizi ve yol ayrımındaki Türkiye
Mustafa Yeneroğlu
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla KARAR’a yazdığı makalesinde çatışma ve şiddet nedeniyle zorla yerinden edilenlerin sayısının 123 milyonu aştığını söyledi.
Silah bırakmaya karşı kim, neden direniyor?
Adnan Boynukara
Silah bırakmaya yönelik ulusalcı, aşırı sağcı ve örgüt çevrelerinden kaynaklı karşı çıkışlar rasyonel değildir. Kimlik, hafıza ve siyasal çıkarlarla derinden ilişkilidir. Dolayısıyla olan ve olası dirençler, çözüm/silah bırakma çabaları kadar ciddiyetle ele alınmalıdır.
Mülakat, anlamsız ısrar ve kafesteki kuzu
Abdulbaki Değer
Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Abdulbaki Değer, KARAR’a kamuoyunda uzun zamandır tartışılan ve her yıl binlerce mağduriyete neden olan mülakat uygulamasını yazdı. Kamu alımlarında ‘torpil ve kayırmacı’ gölgesi düşürülen uygulamanın hata olduğunu genel seçimler öncesi kabul edilmesine rağmen ısrarla devam edilmesini 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in fıkrasıyla aktardı.
Ornette Coleman ve Jacques Derrida
Halil Turhanlı
Siyah Güç’ün militanlığından etkilenen özgür cazın gelişmesi, sivil haklar hareketinin yükseldiği altmışlı yılların başına denk gelir. Dönemin özellikleri ve koşullarının etkisiyle caz artık eğlence müziği olmaktan çıkmış ve radikal bir yaklaşım doğmuştu.
Helal etiketi mi, zararlı olanın tespiti mi?
Hasan Köse
Görevimiz, zanla değil bilgiyle hareket etmektir. “Bir sivil denetim mekanizması olarak yapılması gereken, insana ve tabiata zararlı bir iş, işlem veya katkı varsa bunu tespit edip yargıya teslim etmektir. O kadar.” Bu yaklaşım, İslam hukukunun şeffaf, adil ve sınır bilincine sahip yapısını yansıtır.
Trump gündemi değiştirmek için ‘eylemler sürsün’ istiyor
Ahmet Yavuz Uşaklıoğlu
Los Angeles’ta avukatlık yapan Yavuz Uşaklıoğlu, kentte başlayan ve ABD’nin pek çok şehrine yayılan göçmen protestolarını KARAR için yazdı. Kentin demografik yapısının eylemlerde önemli rol aldığını belirten Uşaklıoğlu, ABD Başkan adayı olmak isteyen Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ile gündemi değiştirmek isteyen Trump’ın eylemlerin sürmesinden yana olduğunu anlatıyor.
PKK’nın feshi ve İran’ın konumu
Oral Toğa
PKK’nın silahlı mücadeleyi sonlandırma ve kendini feshetme yönündeki açıklaması, görünürde Türkiye merkezli bir gelişme olmakla birlikte bölgesel etkileri bakımından İran’ı da yakından ilgilendirmektedir. PKK’nın tasfiyesi, İran perspektifinden hem bir fırsat hem de muhtemel riskler içeren bir gelişmedir.
Karanlık koridorda ruhun tahribatı
Abbas Bilgili
Silivri yolcularını Yassıada ya da Nazi Kampı yolcularına benzetmek ağır bulunabilir. Burada kişilerin suçlu ya da suçsuzluğu üzerinde durmuyoruz. Vurgulamak istediğimiz husus, suçsuzluğu kanıtlanmamış insanları polis koridoru altında suçlu gibi medyaya servis ederek, itibarsızlaştırmaktır. Onların ruhları üzerindeki tahribat açısından Yassıada veya Nazi Kampı sakinleri ile benzerliğine dikkat çekmek istiyoruz. Bu bir linçtir.
Ölüleri yıkarken nesilleri dirilten Milli Görüş’ün kadın gassalları
Sema Silkin Ün
“Kucaklarında dava sorumluğunu taşıyan Milli Görüş Kadınları için, hayat buldukları çevreye hayat vermek de dava sorumluluğuna dahildi. Her bir faaliyetlerine bu nazarla bakarak her türlü kötülükten arınmış bir toplum inşası için vazife almışlardı. O vazifelerin ifa edildiği duraklardan bir tanesi de yas evleriydi.”
Nasıl bir bayram?
Hakan Temiztürk
Bir bayram yazısı, bir bayram kutlaması Alvarlı Efe Hazretleri’nin “Bayram o bayram ola” şiiri olmadan olmaz! Şiir gerçekten derin manalar içeren çok değerli bir hazinedir. Bayramlara her zamankinden daha fazla muhtaç olduğumuz, daha fazla özlemini çektiğimiz şu son yıllarda bu şiirdeki dileklere katılarak, amin diyerek, içten/samimiyetle tekrarlayarak bayram kutlaması yapılırsa Allah’ın inayeti yetişir mazlumlara, mağdurlara, çaresizlere… Bu şiirdeki dualar samimiyetle dillendirilirse kötülük,
Aydın ve sorumluluğu üzerine düşünceler
Prof. Dr. Ahmet Özer
“'Kişi biliyor' ama müdahale etmiyor, o taktirde bu durumu nasıl değerlendireceğiz? Burada “aydın olmanın namusu” devreye girer. Aydın olmanın namusu bilmeyi yeterli görmez, müdahale etmeyi de görev sayar. Zira müdahale aydın için bir etik sorunudur. Bu yanıyla aydın, entelektüelden, uzmandan, bürokrattan ve akademisyenden ayrılır.”
Mealen söylersek: Dinde zorlama, vesayet ve tahakküm olamaz…
Prof. Dr. Mehmet Evkuran
Meallerde yapılan hataları, aşırı yorumları ve zorlamaları önlemenin yolu bilimsel eleştiri kanallarını açık tutmaktan geçmektedir. Dinî bilgi üretme çalışmalarını baskı altına almadan, kurumlar üzerinde vesayet kurmadan, dinî lobicilik arzularına alan açmadan bu sorunu çözmek mümkündür. Öncelikle meallerin denetlenmesi/yasaklanması sayesinde dinî düşüncede bir birlik oluşturulacağı düşüncesinin yanlışlığı fark edilmelidir.
Kadınların şahitliği ve hadis rivayetindeki yeri
Hasan Köse
“İslam hukuk sistemi, bilgi üretimi ve adaletin tesisi için şahitlik ve rivayet mekanizmalarına büyük önem atfeder. Bu iki alan, hem epistemolojik hem de toplumsal düzenin sağlanması açısından temel araçlardır. Özellikle kadınların bu alanlardaki rollerine dair tartışmalar, sadece hukukî değil, aynı zamanda kültürel ve sosyolojik boyutlar da taşır.”
Türkiye Ortadoğu’da AB düzeni kurabilir mi?
Tarık Çelenk
Bugün Avrupa Birliği’nin saygın bir para birimi ve merkez bankası var. Onu ayakta tutan ise artık sadece ekonomik çıkarlar değil, Kopenhag Kriterleri ile özdeşleşen hukuk ve demokrasi değerleridir. Yıllar önce biz de Ankara Kriterleri’nden söz etmiştik ama ne yazık ki bu gerçekleşmedi.
Modern toplumda İslam Miras Hukuku'nun yeniden değerlendirilmesi
Hasan Köse
"Kur'an-ı Kerim'de, miras paylaşımında erkeklerin kadınlara göre iki kat pay alması hükmü bulunuyor. Ancak günümüzdeki toplumsal ve ekonomik değişimler, bu hükümlerin yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor. Bu değişimler, miras paylaşımında kadınlara daha az pay verilmesinin adalet ilkesine uygunluğunu da sorgulatıyor."
Türkiye’de siyasetin kristalleşme formları
Prof. Dr. İlhami Güler
Türkiye’de uzun süreden beri siyaset ve iktisat alanlarında mafyöz ilişkilerin oluştuğu gözlemlenmektedir. Meşhur mafya grupları ve liderlerinin isimleri, kamuoyu tarafından bilinmektedir. Son dönemlerde hukuka olan güvenin azalmasına paralel olarak, çeteleşmelerde ve bireysel/kişisel sokak infazlarında artış gözlemlenmektedir.
Silah bırakma ve siyasetinin dönüşümü
Adnan Boynukara
“PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi, yalnızca bir örgütün sona ermesi değil, bir dönemin kapanması ve yenisinin açılmasıdır. Türkiye’nin yakın tarihinde ilk kez terörün gölgesi olmadan siyaset yapma ve toplumsal sözleşmeyi yeniden kurma şansı doğmaktadır. Bu, sadece bir ‘normalleşme’ değil, demokratikleşme eşiğidir.”
Yusuf Lateef: İslam ve caz
Halil Turhanlı
“Müzisyenin müziğinin, sesinin gelişmesinin karakterini geliştirmesine bağlı olduğunu düşünüyordu; İslam müzisyenin karakterinde ve müziğinde böyle bir gelişimi sağlıyordu. Kişiliği inancı ve sahip olduğu ses dokusu arasında kopmaz bir bağ vardı.”
Aydın konformizmi -tarihten günümüze bir analiz-
Dr. Hayati Bice
“Aydın konformizmi, düşünür ve entelektüellerin sorgulama ve eleştiriyi bir yana bırakıp egemen güçler, sosyal normlar veya ideolojik yapılanmaların etkisi altında kalıp, hatta güdümüne girerek kendi ‘öz rahat’larını düşünerek mevcut ilişkiler düzenini açıkça veya ima yolu ile onaylaması anlamına gelir.”
Önder’in ölümü siyasetin kötülüğü timsahın göz yaşları...
Hakan Temiztürk
“Önder’in amellerinde iyilik arayanlar iyilik buldu tabii. Gezi eylemleri sırasında sarf ettiği şu sözleri hatırlandı mesela: “‘Ben istediğim ağacı keserim, istediğim yere istediğim şeyi yaparım’ demek, Allah’a şirk koşmaktır. Eğer Müslümansanız, bu ağaçlar kıyamette bizden önce dirilecekler ve bizlere şahadet edecekler. Biz, bize şehadet edecek canlıların hakkını hukukunu koruyoruz...”
Çocukların lokmalarına gizlenen zehir: Pestisitler
Menekşe Tokyay
Greenpeace Türkiye’nin 28 Nisan günü yayımladığı “Pestisitler ve Çocuklar” başlıklı son raporu, sofralarımıza sızan, çocukların sağlığını tehdit eden görünmez bir tehlikeyi, pestisitleri gözler önüne seriyor. Ve bu tehlikenin büyüklüğü, anne-babaların, öğretmenlerin, karar alıcıların ve hepimizin uykularını kaçıracak türden.
Sofran açık olsun, alnın açık olsun, gönlün açık olsun…
Resul Emrah Şahan
“Misafire saklanan o salonların kapısı açıldı. Millet, tozlu koltukların üstündeki örtüleri kaldırıyor. Daha sofrayı kuracağız. Yemekleri yapacağız. Sonra o sofraya, bu toprakların kerem sahibi ‘Ekrem’ evlatlarıyla, ‘mert’ evlatlarıyla oturacağız. Mertçe konuşacağız. Samimi, gerçek, gönülden... Yeniden, hepimiz için yemeği aşı çeşitli olsa da sofrası bir olmanın hakikatini göstereceğiz.”
Sinemanın dervişi Ayşe Şasa
Mehmet Utku Şentürk
“Ayşe Şasa’nın sineması, sadece senaryolarıyla değil, düşünsel katkılarıyla da önemlidir. Türkiye sinemasında Yeşilçam’ın formül sinemasından, daha derin ve özgün bir sinema anlayışına geçiş arayışını temsil eder. Onun manevi dönüşümü, sanatta bireysel ve toplumsal değerlerin sorgulanması gerektiğine dair güçlü bir mesaj taşır.”
Neden hırsızız?
Prof. Dr. İlhami Güler
“Minareyi çalan, kılıfını uydurur” “Haydan gelen, Huya gider”
Hikmet Kıvılcımlı: Türk toplumunun geçmişi ve yapısı
Halil Turhanlı
“Hikmet Kıvılcımlı’nın kendine özgü dili hemen dikkat çeker; bu dil onun kimi çevrelerce anlaşılmasını zorlaştırmış, hatta imkânsızlaştırmıştır. Özğün bir kavramlaştırmaya başvurmuştur. Teori, tarih ile yaşadığı toplum arasında canlı bağlar kurmaya özen göstermiştir.”
PKK’sız Türkiye’ye hoş geldiniz
Vahap Coşkun
“Türkiye’nin iktisadi olarak belini düzeltememesinde, siyasi olarak otoriterleşmesinde, hukuki olarak hak ve özgürlük açığı vermesinde ve içtimai olarak da kutuplaşmasında en büyük rolü PKK’nın silahı oynadı. İttifaklar ve karşıtlıklar, silah üzerinden kurgulandı. Silahın ortadan kalkması, ülkede çok büyük bir değişimi beraberinde getirme potansiyeli taşıyor; bunu görmek ve takdir etmek gerekir. PKK’sız bir Türkiye artık hayal değil.”
Emek, mülkiyet ve ahlak üzerine Türkiye sendikacılığına eleştirel bir müdahale
Hasan Köse
“Sendikaların ‘amaç ve ilkeler’ bölümlerine odaklanıldığında, emeğin büyük ölçüde geçim araçsallığına indirgenmiş olduğu görülmektedir. Oysa çalışmanın yalnızca yaşamsal ihtiyaçlara cevap veren bir faaliyet olarak değil, aynı zamanda bireyin toplumsal haklarını kuran, mülk edinimini ahlaki kılan bir etkinlik olarak kavranması gerekir.”
Yoksulluk, statüko dostu arayışlar ve okul yemeği
Abdulbaki Değer
Açlık ve yoksulluk kıskacında süren hayatın derin bir yoksunluk üretmesi kaçınılmazdır. Sosyal, siyasal, kültürel vs. maliyeti etraflıca ele alınması gereken bu mesele; teknik, mekanik bir iktisat düzenlemesi olarak düşünülemez. Öğrencilerin açlık veya yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenememesi bu hususlarla bağlantılı önemli bir mevzudur. Hiçbir mesele kaynaklandığı yerle sınırlı kalmıyor çarpan etkisiyle hayatın diğer tüm alanlarını etkileyen bir hüviyet arz ediyor.
Çözüm Korkusu
Taha Özhan
Taha Özhan, "Bahçeli’nin geçtiğimiz yıl sonundaki çıkışıyla başlayan yeni süreçte, birçok siyasi aktörün ürkek tutumu, çözüm korkusundan değil, alıştıkları “siyasetsizlik” konforunu kaybetme endişesinden kaynaklanmaktadır. PKK’nın olası feshi üzerine çıkan tartışmalar da çözümden çok çözümsüzlüğe olan psikolojik bağımlılığı yansıtmaktadır." yorumunda bulunuyor.
Modern siyasal rejimlerde bir çelişki
Tunay Şendal
Demokrasi, sadece seçimlerden ibaret değildir; aynı zamanda halkın devletle ilişkisini, bireysel özgürlükleri ve kamusal katılımı içeren bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçiminin rekabetçi otoriteryanizm gibi rejimler aracılığıyla yok edilmesi, halkın tüm toplumsal katmanlarını derinden etkilemekte ve insan hakları ile özgürlüklerin yok olmasına yol açmaktadır.
Trump’la nükleer silah kontrolü ne kadar mümkün?
Elif Karaalioğlu
İkinci döneminde olan ABD Başkanı Donald Trump göreve geldiğinden beri nükleer silahların yayılmasının engellenmesinde bir ilerleme olmadı. Öyle ki nükleer silahlar öncelik listesinin sonlarında kaldı. Tam bu konu gündemden çıkacak derken geçtiğimiz aylarda Trump açıklamasında ‘Rusya ve Çin ile nükleer silah kontrolü hakkındaki görüşmeleri tekrardan başlatmak istediğini ve üç devletin savunma bütçelerini yarıya indirme hususunda bir anlaşmaya varabileceklerini umduğunu’ belirtti.
Medya çağında bilim etiği nasıl korunur?
Prof. Dr. Sema Erder
“Bilime güvenin olmadığı bir toplumda geleceğe dönük, bazıları kehanet izlenimi veren farklı tahminlerin ve medyadaki reytingi yüksek tartışmaların, sadece bilime değil, aynı zamanda topluma etkilerini bu uzmanların önce kendi aralarında tartışmaları gerekir.”
Pazarlık mı olur adil dükkanda?
Dr. Ahmet Arif Ağlar
Sayın Cumhurbaşkanı, tarihin ve zamanın yönünü değiştirme kudretiniz yok. Benim bir vatandaşınız olarak sizden isteğim, Türkiyemize zaman ve enerji kaybı yaşatacak beyhude gayretlerden uzak durmanızdır. Yapacağınız en doğru hamle, başta muhalifler olmak üzere toplumla ve temsilcileriyle samimi bir kucaklaşma sağlayıp demokrasiyi ve hukuk devletini hiç olmadığı kadar faal kılmak olmalıdır.
İktisat, iklim ve siyaset
Muhsin Altun
“‘Ayağını yorganına göre uzat’ atasözü, tasarrufun ve ölçülü harcamanın erdemini vurgular. Harvard Üniversitesi’nden C. Reinhart ve K. Rogoff, devletin ayağını ne kadar uzatması gerektiğini belirleyen ‘Borç Zamanında Büyüme’ başlıklı bir çalışma yaptılar. Makale politika yapıcıları hemen harekete geçirdi. Hükümetler ‘mal bulmuş mağribi gibi’ R&R’nin bulgularını sahiplendi.”
1
2
3
4
5
6
7
YUKARI
Anasayfa
Son Dakika
Yazarlar
Foto Galeri
Web Tv
Hava Durumu
Güncel
Dünya
Ekonomi
Kripto Para
Spor
Hayat
Karar Video
Foto Galeri
Görüşler
Resmi İlanlar
Kültür Sanat
Şehir Haberleri
Yemek Tarifleri
Sağlık
Teknoloji
Karar Nedir
Karar Biyografi
Kurumsal
Künye
İletişim
Gizlilik İlkeleri
Çerez Politikası
Kullanım Şartları
© Copyright 2015 KARAR