18 Kasım 2025 Salı
Altın
5520.056
%0.76
BIST
10728.6
%0,28
Dolar
42.3359
%0.09
Euro
49.1681
%0.19
19°
İstanbul
Çok bulutlu
Güncel
Yazarlar
Dünya
Ekonomi
Kripto Para
Spor
Hayat
Karar Video
Görüşler
Resmi İlanlar
SON DAKİKA :
Böcek ailesinin ölümüyle ilgili Adli Tıp ön raporu çıktı
Şile'de şap karantinası: 21 mahalleye giriş çıkış yasağı getirildi
Beyoğlu'da kafede facia! Türk kahvesi içen genç mühendis yoğun bakıma kaldırıldı
Yasa dışı bahis operasyonunda skandal: 4 hakem gözaltında! 3.7 milyar TL'yi yurt dışına gönderdiler
Okulda gizli kamera skandalı! Öğretmen tutuklandı
Böcek ailesini hastaneye götüren taksici konuştu: Kız çocuğu sürekli kusuyordu, anne baygındı
Erdoğan: Hepimizi sıkıntıya sokan hayat pahalılığı meselesini mutlaka çözeceğiz
Tarım Kredi Markette fiyatlar dibine vurdu! 18-24 Kasım kataloğu yayınlandı: İşte kaçırılmayacak 50 ürün
İnternette küresel kriz: Cloudflare çöktü, dünyada milyonlarca siteye erişim kesildi
Erbakan’dan Bahçeli’ye cevap: Hayırlı yolculuklar diliyoruz
Anasayfa
Görüşler
Görüşler
Bize niye uğramıyor?
Hasan Köse
Bessie Smith: İmparatoriçenin trajik ölümü
Halil Turhanlı
Erdoğan-Trump görüşmesini nasıl değerlendirmeliyiz?
Ahmet Davutoğlu
Korku iklimi
Muhsin Altun
Yeni Suriye denklemi ve seçenekler
Adnan Boynukara
Türkiye-Rusya-Çin
Buğra Kavuncu
'BM harekete geçmezse çöküşle yüz yüze kalır'
Ahmet Davutoğlu
Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu Birleşmiş Milletler oturumu öncesi dünya liderlerine Gazze konusunda bir mektup yazdı. Liderleri ve BM’yi harekete geçmeye çağırdı.
Test kitabı masada ‘devlet kitabı’ rafta
Hakan Temiztürk
Yeni eğitim öğretiminin en önemli sorunlarından biri yardımcı kaynaklar. Veliler ellerine tutuşturulan kitap listeleri özellikle özel okullarda faturalarıyla korkutucu olabiliyor. Bakanlığın bu tabloyu görmezden gelip ‘Bizi ilgilendirmez!’ deme hakkı yok. Devlet yıllardır ders kitaplarını resmi-özel ayrımı yapmadan ücretsiz dağıtsa da fiiliyatta o kitaplar ne yazık ki çok işe yaramıyor.
‘Ayı beni yedi’ sendromu
Cumali Ünaldı
Korkmaları gereken Rabb’lerinden daha çok, onlardan korkuyorlar. Kabe'de, mazlum Müslümanlar için dua edenleri, görevliler, derdest edip tutukluyor. Neden? O ülkeyi yönetenler, o mazlumlara zulmedenlerden ve zalimin çevresinden korkuyorlar.
Belediye başkanlarının üç cisim problemi
Savaş Zafer Şahin
Yurttaşları pasif seçmen ya da hizmet tüketicisi olarak değil, kolektif aklın etkin unsurları olarak konumlandıran, açık veri, şeffaflık ve birlikte üretim araçlarını merkeze alan bir yerel yönetişim tasarımı, “gölgenin kısaldığı” dönemlerde dahi meşruiyet ve kapasiteyi yeniden üretebilir.
Yeni eğitim-öğretim yılı ve hayati soru(n)larımız
Abdulbaki Değer
Okul kaldıramayacağı bir yükün altında can çekişmektedir. Başarısızlık, şiddet, memnuniyetsizlik olarak kıyılarımızı vuran tüm sonuçlar can çekişen bu yapının ürettiği sistemik sarsıntılardır. Kültür merkezi, spor kompleksi, yeşil alan, beceri atölyeleri, kütüphaneler, sivil toplum yapılarının etkinlikleri gibi yerlerin hem varlığı hem de erişebilirliği en öncelikli gündem maddesi olmalı.
Eşitsizlikten adalete çıkış yolu
Yusuf Ziya Özcan
Türkiye’de gelir dağılımı göstergeleri hem OECD hem de Avrupa Birliği ortalamasına kıyasla oldukça yüksek düzeyde eşitsizliğe işaret etmektedir. Gini katsayısının 0,41’in üzerinde seyretmesi, gelirlerin üst dilimlerde yoğunlaştığını ve alt gelir gruplarının refahtan sınırlı pay aldığını ortaya koymaktadır.
Pound ve Antheil: Ortaçağdan modern zamanlara
Halil Turhanlı
Ezra Pound ile Amerikalı genç besteci George Antheil’ı Little Review dergisinin eski editörü Margaret Anderson’u tanıştırdı; onları çaya davet etti. Antheil anılarında “Margaret, Ezra’ya benim hakkımda epeyce nutuk atmıştı” der. Gerçekten, Anderson tanışmalarından önce ondan bir dahi olarak söz etmiş ve bu sözleri Pound’u çok etkilemişti.
Muhammed bin Selman’ın yeni ‘Suudluluk’ tahayyülü
Betül Doğan Akkaş
Suudi Arabistan bir dönüm noktasında. Yeni Suudluluk tahayyülü, hem vatandaşlarına hem dünyaya farklı bir İslami modernlik yansıtıyor. Ancak bu kimlik politikasının tamamen mekanlar, resmi söylem gibi elit politikası üzerinden başarıya ulaşması beklenemez. MbS’in idealize ettiği Suudluluğun başarısı, Suud halkının bu yeni tarih, miras ve yaşam tarzı anlatılarını nasıl benimseyeceklerine bağlı olacak.
Çocuklarımıza bırakacağımız dünya
Hasan Köse
Savaşların bile kuralları vardır. Ancak Gazze’de bu kurallar dahi yok sayılmış, doğrudan siviller hedef alınmıştır. Hayvanlar yalnızca yaşamak için saldırır; insan ise ihtirasın, öfkenin ve egemenlik hırsının körüklediği cinnetle kendi türünü yok etmektedir. Bu tablo, insanlığın hayvanların gerisine düştüğünü göstermektedir.
Çağdaş Nihilizm ve doğurduğu can-sıkıntısı
Prof. Dr. İlhami Güler
Kur’an, insanların bu kendine yabancılaşmış duruma düşmelerinin sebebini: “Tanrı’nın Unutulması” olarak koyar: “Allah’ı unuttuğu için, Allah’ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın.” (59/19). “Tanrı’yı hatırlamaktan yüz çeviren kişi, dar/sıkıntılı bir hayata mahkûm olur.” (20/124).
Sosyokültürel etkileşim ve kimlik dönüşümleri
Dr. Hayati Bice
Kültürlenme, kültürsüzleşme ve kültür bozulması kavramları, kültürlerin dinamik ve karmaşık doğasını anlamak için kritik öneme sahiptir. Kültürlenme, iki kültürün teması sonucunda meydana gelen değişimi ve olumlu adaptasyonu ifade ederken, kültürel çeşitlenmeye katkıda bulunabilir. Ancak bu süreç, aynı zamanda kimlik çatışmalarına veya kültürel kayba da yol açabilir.
Barış süreci: Kaygılar ve umutlar
Prof. Dr. Ahmet Özer
Demokrasi ile ekonomi arasında doğrudan bir koordinasyon vardır. Bugünkü ekonomik krizin yegane sebebi enflasyon değil aynı zamanda yapısal sorunlardır. Hukukun mevcut yapısıdır, eğitimin içine düştüğü durumudur, adalete olan güvensizliktir, kutuplaşmayla iç barışın zedelenmiş olmasıdır. Ekonomik kriz bir sonuçtur, sebepleri ortadan kalkmadan o da ortadan kalkmaz.
Türkiye’nin kalkınma çıkmazı
Yusuf Ziya Özcan
Özellikle son 22 yılda, kalkınma stratejisi uzun vadeli hedeflerden uzaklaştı. Kaynakların büyük kısmı altyapı ve inşaat yatırımlarına yöneldi. Kısa vadeli büyüme göstergeleriyle övünülürken yüksek teknoloji, sanayi dönüşümü ve eğitim ihmal edildi. Böylece Türkiye, orta gelir tuzağından çıkış fırsatını kaçırdı; genç nüfusunun dinamizmini üretken bir vizyonla bütünleştiremedi.
Filistin’de çocukluğun yok edilişi
Fatıma Tuba Yaylacı
Ne 7 Ekim 2023 öncesi ne de sonrasında, Siyonist yerleşimci sömürgeci devletin Filistinli çocukların gelişimi üzerindeki olumsuz zihinsel, sosyal ve fiziksel etkilerini inceleme ve belgelemede anaakım sağlık, eğitim ve bilim toplulukları üzerine düşeni yapamadı.
Trump’ın yeni dünya düzeni karşısında geri adım atmamak
Ahmet Davutoğlu
ABD Başkanı Donald Trump, dünyayı adeta özel bir şirket gibi yönetmeye kararlı görünüyor; kendini CEO konumuna koyarken diğer liderleri ast olarak görüyor ve yüzyıllardır süregelen diplomatik normları hiçe sayıyor. Avrupa ülkelerini küçük düşürerek ve Türkiye gibi önemli ortakları kenara iterek NATO’nun stratejik bütünlüğünü aşındırıyor.
Türkiye'de hukuk nerede duruyor?
Mustafa Yeneroğlu
Her yılın eylül başında yapılan adli yıl açılışları, hukuk devleti açısından sembolik olduğu kadar, devleti yönetenlerin vicdanını ve gerçekliğini yansıtan bir anlam da taşır. Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında cereyan eden bir mesele değildir; o, toplumsal barışın en sağlam harcı, ekonomik istikrarın yegane teminatı ve bireysel özgürlüklerin koruyucu kalkanıdır.
Toplu sözleşme, eski düzen ve kaderimize dönüşen hüsran
Abdulbaki Değer
Milyonlarca insanın telaffuz edilmesi bile aşağılama olan ücretlerle birtakım sözde destek mekanizmaları üzerinden bağımlılaştırıldığı, emeklilerin kahir ekseriyetinin açlık sınırına hatta bu sınırın altındaki rakamlara mahkûm edildiği, çalışanların önemli kesiminin hem birinci hem de ikincil bölüşüm süreçlerinde istismar edildiği, yoksulluğa sistematik şekilde sürüklendiği vahşet düzenini yaşıyoruz.
Eşitlik ilkesinin kayıp mirası ve barışın yol haritası
Hasan Köse
İslam’ın erken döneminde uygulanan evrensel eşitlik içkin hakka dayalı adalet ilkeleri görünmez hale geldi. En nihayetinde Müslüman toplumlar, modern çağda bu hak ve ilkeleri Batı’dan ithal etmek zorunda kaldılar. Oysa bu değerler İslam’ın özünde mevcuttu. İşte bu tarihsel kopuş, günümüz siyasal tartışmalarında hâlâ meşruiyet krizleri olarak devam ediyor.
John Coltrane: Cazın zirvesi
Halil Turhanlı
Ruhsal bir arayışı işaret eder. Aslında çalarken ilahi güçle etkileşim kurma halindedir; fiziksel dünyayla çok az ilişkisi varmiş gibidir. A Love Supreme‘in kapak notlarında Coltrane “Tanrı’nın lütfuyla manevi bir uyanış yaşadım. Beni manevi açıdan daha zengin, daha dolu, daha üretken bir hayata yönlendirmesi için dua ettim” der.
Sokakların kara masalı
Cihat Arpacık
Artık suç, sadece sokak köşelerinde değil TikTok’ta, Instagram’da, Snapchat filtrelerinde dolaşıyordu. Bir iddianame, yalnız suç isnatlarını değil; gençlerin kayboluşunu, sokakların el değiştirmesini de anlatıyor. Şehir, kendi çocuklarını suçun cazibesine teslim ederken, Daltonlar sokakların yeni efendileri olarak anılıyor.
Kutsallaştırılmış devletin teolojisi
Recep Karagöz
Kutsal olanla siyasal olan birbirine kaynaştırıldığında, eleştiri kolayca “günaha” dönüştürülür. Devlet kutsallaştırıldığında, iktidar da günahsızlaşır. Böylece somut yönetime dair her itiraz, “devlet düşmanlığı”, “fitnecilik” ya da “ihanet” etiketiyle damgalanır.
Duman adamların şehri: Esencılıs
Yavuz Saltık
Esenyurt’un bazı mahalleleri, Emile Zola’nın Germinal adlı romanındaki karanlık, sıkışık, yoksulluk içindeki işçi yerleşimlerini hatırlatır. Fransa’daki madenciler nasıl yaşamla ölüm, umutla çaresizlik arasında sıkışmışlarsa; bugün de binlerce insan Esenyurt’un penceresiz bodrum katlarında, havasız apartman dairelerinde yaşam mücadelesi vermektedir.
Bir savcının portresi
Abbas Bilgili
Victor Hugo’nun “pespaye”, Le-Bon’un “uğursuz”, Emile Zola’nın “budala”, Bahadır Dülger’in “sirk maymunu”, John Russel’ın “ahmak”, Samet Ağaoğlu’nun “korkunç”, Süreyya Ağaoğlu’nun “Neron” dediği savcılar aslında aynı tipler, aynı portrelerdir. Bu sebeple bunların sayısını dörtle sınırlamak isabetli olmaz. Siyasetin hukukun önüne geçtiği dönemlerde, muktedirlerin bir aparat olarak kullandığı savcıların tamamı aynı portredir.
“3Y ile gelip 4Y ile gidiş!”
Doç.Dr. Buğra Gökce
Zenginin çocuğu yüz yıl öncede askere gitmemiş. Hem kocasını hem oğlunu bu vatana şehit veren aile; bırakın baş üstünde tutulmayı kuru ekmek bulamamaktan 3 çocuğunu daha toprağa vermiş.
Türkiye’de barınma hakkı için yeni bir konut paradigması
Hasan Köse
Bugün Türkiye’de ikinci, üçüncü hatta onuncu evini alanlar çoğalırken; ilk evini almak isteyenler piyasada tutunamıyor. Konut üretimi ihtiyaca değil, yatırım beklentisine göre şekilleniyor. Bu eğilim, konutu barınma hakkı olmaktan çıkarıp sermaye aracına dönüştürüyor.
Eski hastalık, yeni biçimler: Türkiye’de yolsuzluk anatomisi
Yusuf Ziya Özcan
“Yolsuzluk, sessizce cüzdanımızdan para çalan görünmez bir vergi; adaletsizlik ise hepimizin gözü önünde kesilen görünür bir faturadır. Bu iki yük, sadece ekonomiyi değil, toplumsal dokuyu da kemirir. Yolsuzluk, yatırımı caydırır, girişimciliği törpüler; adaletsizlik ise liyakati yok eder, toplumun geleceğe olan güvenini kırar.
Latin Amerika’da eski müdahale biçimlerinin yeni yüzü
Enes Kılıç
Trump’ın Temmuz’da açıkladığı Brezilya’ya yönelik yüzde 50 oranındaki gümrük tarifesi tehdidi, ilk bakışta ekonomik bir hamle gibi görünse de, özünde siyasi ve dijital egemenlik alanına yönelik. Brezilya’nın eski başkanı Jair Bolsonaro’nun yargılanma süreciyle doğrudan bağlantılı olan bu adım, ABD’nin Latin Amerika’daki “arka bahçe” alışkanlıklarını, yeni bir dönemde ve yeni araçlarla sürdürmeye niyetli olduğuna işaret ediyor.
Entropi ve Türkiye: Çözülme, dönüşüm ve umut arasında
Prof. Dr. Ünal Çamdalı
Tıpkı bir yıldızın kararmadan önce yeni elementler yaratması gibi, Türkiye de kendi iç basıncıyla yeniden yapılanma sürecine girmiş gibidir. Fakat bu süreç kör gidişe bırakılırsa, entropi toplumu yutacaktır. Bu yüzden bilimle düşünmek, felsefeyle sorgulamak, inançla direnç kazanmak elzemdir, önemlidir.
ABD’nin ticaret yaptırımları ve Türkiye için doğan stratejik fırsatlar
Hasan Köse
ABD’nin Çin ve Rusya ile doğrudan ya da dolaylı ticaret yapan ülkelere ek vergi uygulaması, bu pazarlarla iş yapan üreticileri yeni tedarik merkezleri aramaya itecektir. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği içinde olması, gelişmiş sanayi altyapısı ve jeopolitik konumuyla bu arayışta öne çıkabilecek ülkelerden biridir.
Cumhur ittifakı tabanının sosyokültürel değişimi
Dr. Hayati Bice
Hatırat yazımı, demokratik katılım ve sivil denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi açısından da kritik bir öneme sahiptir. Ancak Türkiye’de devlet adamlarının ve kamu görevlilerinin anı yazma geleneği yeterince yaygınlaşmamıştır. Bu durum, maşerî belleğin oluşmasında önemli eksikliklere yol açmaktadır.
Emperyal dillerde yolsuzluk tanımı ve kapsayıcılık
Tarık Çelenk
Göçebelik ile emperyal karakter arasındaki ilişki, sanıldığının aksine çelişkili değildir. Göçebe diller sabit normlardan çok, bağlamsal ve ilişkisel mantıkla işler. Bu özellik, onları hegemonik değil, yayılmacı ve kapsayıcı kılar. Türkçe, anlam genişlemesine ve kavram ithaline açıklığı sayesinde başka kültürleri dönüştürmekten çok içselleştirerek “birleştirici” bir emperyal işlev görebilir.
Bildiğimiz havaların sonuna geldik
Yusuf Tosun
Son dönemde yaşanan yangınlar ve sel felaketleri, doğanın kendi içinde yıkıma doğru gittiğinin göstergesi. İklim değişikliğinin temel nedeni, insan eliyle artan sera gazları ve doğanın tahribidir. Çarpık kentleşme ve betonlaşma, şehirlerde ısı adalarının oluşmasına ve iklim dengesinin bozulmasına yol açıyor. Hava koşullarındaki olağanüstü değişiklikler, doğal değil, insan kaynaklıdır.
Washington’da atılan üç imza: Kafkasya’da yeni dengeler
Kazım Kazımov
Aliyev, Trump ve Paşinyan arasında imzalanan mutabakat, Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barış sürecinin en kritik adımlarından biri olarak öne çıktı. Anlaşmanın merkezinde, Nahçıvan’ı Azerbaycan’ın ana karasına bağlayacak ve 99 yıllığına ABD’nin işleteceği Zengezur Koridoru yer alıyor; karayolu, demiryolu, enerji hatları ve dijital altyapıyı kapsayan bu proje, taraflara önemli ekonomik ve stratejik kazanımlar sunuyor.
Türk-Kürt-Arap tasavvurunun esbabı mucibesi
Prof. Dr. Ahmet Özer
Türkiye Cumhuriyeti Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki Kürtler gibi Suriye’deki Kürtleri de dost ve kardeş olarak görmeli ve onlar da bir “abi devlet” olarak kucaklanmalıdır. Bu politika bölge barışına katkı yapacağı gibi Kürt sorununun çözümü başta olmak üzere iç barışa ve büyümeye de büyük katkı sağlayacaktır.
Avrupa merkezinde ‘radikal’ sağ
Recep Karagöz
Fransa’dan İsveç’e, Portekiz’den Hollanda’ya kadar birçok ülkede radikal sağ partilerin güç kazanması; yalnızca milliyetçi dalganın değil, liberal demokrasinin çözülmekte olan yapısal dengelerinin bir sonucudur.
Trump aradığı başarı hikayesini Kafkaslar’da buldu
Hasan Göğüş
1994 yılına kadar belirli aralıklarla toplanan Minsk Grubu’nda sorunun çözümü yönünde bir gelişme kaydedilemeyince daha hızlı karar alarak etkin bir çalışma yürütülebileceği gerekçe gösterilerek 1994 AGİT Budapeşte Zirvesi’nde tüm insiyatif eş başkanlığı üstlenen ABD, Fransa ve Rusya’ya bırakıldı.
Batı nedir? Batı’dan geriye ne kaldı?
Prof. Dr. Abdulrahman Helli
Batı’nın geçmişte ve bugün dünyada yürüttüğü “kirli işler” en azından ahlaki düzeyde Batı’nın kendi hakkındaki tasavvurunu belirleyecektir. Teknolojik gelişme, artık bir yönüyle, medyanın bugüne dek gizlediği ayıplarını açığa çıkaran bir ayna işlevi görmektedir. Küreselleşme ve serbest piyasa ise, Batı’nın tekelinde tuttuğu güç unsurlarını rakiplerinin eline geçirecek imkânların önünü açmıştır.
Sömürge mi soygun mu?
Hasan Köse
“Bugün sömürgeciliğin görünmez ama çok daha etkili bir versiyonuyla karşı karşıyayız. Adı: finansal sömürgecilik. 'Kalkınma' adı altında ülkeleri borç batağına sürükleyip ekonomik karar mekanizmalarını felç ediyor. Bu borçlar karşılığında ise ülkelerin ellerinden sağlık, eğitim, altyapı gibi en temel kamu hizmetleri alınıyor. Sonuç: özelleştirme, sosyal çöküş ve kuşaklar boyu sürecek borçlanma.”
Hayvanlar ve şeytanlar dinleyemez
Prof. Dr. İlhami Güler
Türkiye toplumu, son yıllarda giderek dinleme kapasitesini kaybetmiş; “Körler, sağırlar; birbirini ağırlar” deyiminin ima ettiği gibi, duymak istediğini dinleyen “Yankı odaları” oluşmuş; iletişim ortamı “Yer, demir; gök, bakır” dönüşmüştür.
'Saygın bir demokrasi olmak için büyük fırsat'
Prof. Dr. Ahmet Özer
Silah bırakma meselesi hem Türkiye hem de bölge barışı için yeni bir kapı aralamıştır. Bölgesel gelişmeler, Türkiye için tehlikeler içerdiği gibi Kürtlerle stratejik ortaklıkla bunu fırsata çevirmek ve ikinci yüzyılda Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırarak bölgenin en saygın demokrasilerinden biri olmak da mümkün.
İki madalya bir ülke ve bir soru
Menekşe Tokyay
Atlas ve Sidar’ın aldığı madalyalar, eğitim tartışmalarının ne kadar dar ve sığ bir zeminde yürütüldüğünü yüzümüze çarpıyor. Bu başarılar bir sistemin beklenen sonucu değil, sistemin eksiklerini bireysel çabayla aşan çocukların zaferi.
Toplumdan kopan birey topluma koşan insan
Yavuz Saltık
Bugün yalnızlığın ve bireyselliğin yüceltildiği bir çağda yaşıyoruz. Ancak bu çağ, toplumu tamamen geride bıraktığımız anlamına gelmiyor. Toplumsal hafıza hâlâ canlı.
1
2
3
4
5
6
YUKARI
Anasayfa
Son Dakika
Yazarlar
Foto Galeri
Web Tv
Hava Durumu
Güncel
Dünya
Ekonomi
Kripto Para
Spor
Hayat
Karar Video
Foto Galeri
Görüşler
Resmi İlanlar
Kültür Sanat
Şehir Haberleri
Yemek Tarifleri
Sağlık
Teknoloji
Karar Nedir
Karar Biyografi
Kurumsal
Künye
İletişim
Gizlilik İlkeleri
Çerez Politikası
Kullanım Şartları
© Copyright 2015 KARAR