05 Aralık 2025 Cuma
Altın
5744.498
%0.08
BIST
10918.51
%0,00
Dolar
42.4545
%0.10
Euro
49.4459
%0.15
9°
İstanbul
Çok bulutlu
Güncel
Yazarlar
Dünya
Ekonomi
Kripto Para
Spor
Hayat
Karar Video
Görüşler
Resmi İlanlar
SON DAKİKA :
Görüntüsü resmen aşık ediyor! Teknoloji ve gelenekleriyle büyüleyen ada
Eskişehir'de kan donduran olay! Boş arsada gözleri oyulmuş 8 kedi ölüsü bulundu
Doğanın içinde eşsiz bir sığınak! Denizaltında renkli dünya, üstünde doğallık: Burada ruhunuz yenilenecek
'Kitap okumak cahilliktir' cümlesi ortalığı karıştırmıştı: Sosyal medyayı sallayan sahafın paylaşımı skeç çıktı!
2026 yılında mutlaka görülmesi gereken yerler seçildi! Türkiye’de listede: İşte mutlaka görülmesi gereken 25 yer…
Trafikte kadın sürücüye saldıran şüpheli yakalandı: Bakan Yerlikaya “Gereği yapıldı” dedi
Grip şikayetiyle gitti, yanlış kan verildiği için öldü! Örtbas edilen olayı, vicdan azabı çeken çalışan ihbar etti
Yalnızca cesareti olan burada uyuyabiliyor! Dünyanın en tehlikeli yatağı
'Adalet'ten şikayet ekonomik krize yetişti
Özdağ: Milletin üç kuruşuna da göz diktiniz
Anasayfa
Görüşler
Görüşler
‘Hukuk tanımaz’lığımızın kaynağı
Prof. Dr. İlhami Güler
Proje okulları kadrolaşma ve bitmeyen imtiyaz arayışları
Abdulbaki Değer
İmamoğlu operasyonu ve Çözüm Süreci
Vahap Coşkun
Kruşçev, gerçeklik yitimi veya bir geleceğimiz olacak mı?
Abdulbaki Değer
İdris Küçükömer: Düşünce dünyamızda bir ‘uç beyi’
Halil Turhanlı
Ortadoğu-Türkiye savruluyor mu?
Kemal Kılıçdaroğlu
Kendi kaderini tayin hakkı
Mesut Yeğen
“19 Mart yargı eliyle siyasi mühendislik hamlesi sonrasında vaziyet şu: Erdoğan ve kurmayları başa dönmüş durumda. Durum 18 Mart’taki tabloyla neredeyse aynı. Hem de “yarışırsak kaybetmemiz mukadder” diye görülen İmamoğlu, en azından bugün itibarıyla ve formel olarak, oyundan düşürülmüş görünmesine rağmen.”
Siyasi çalkantılar ve entropi: Kaosun getirdiği dönüşüm
Prof. Dr. Ünal Çamdalı
“Siyasi entropi genellikle güç dengelerinin değişmesi, ekonomik dalgalanmalar, toplumsal huzursuzluklar ve yönetim mekanizmalarındaki kırılganlıklarla birlikte ortaya çıkmaktadır. Bir ülkede siyasi belirsizlik arttıkça, yönetim yapısında dağılmalar, ani değişimler ve krizleri gözlemek mümkündür.”
Avrupa,ABD ve NATO
Bekir Cebeci
“ABD olmadan AB ülkeleri kendi güvenliklerini sağlayabilecek mi? İşte can alıcı soru bu. ABD’nin şu anda Avrupa’da 100 binden fazla askeri bulunuyor. ABD bu askerlerini geri çekerse bu durum Avrupa için büyük bir kayıp olacaktır. AB liderleri yaptıkları son toplantıda AB’nin en geç beş yıl içinde 2030 yılında güvenilir bir savunma gücü kurmaya karar verdiler.”
Yapay zekânın vicdanından geriye düşenler
Emine Uçak Erdoğan
“Yapay zekâ yaygınlaştıkça bazı mesleklerin ortadan kalkacağı konuşuluyordu. 19 Mart’tan sonra yaşananlar daha vahim bir duruma işaret ediyor. Meslekler güncellenir, yenileri oluşur. Ancak yapay zekânın yaptığı akıl yürütmeyi bile kamusal alanda net yap(a)mayan insanlık halinin alarm verdiği açık. Yapay zekânın vicdanından geriye düşmekten daha vahim ne olabilir ki insanlık için?”
Dezenformasyon bir kitle büyüsü müdür?
Tarık Çelenk
“Bugünlerde Osmanlı-Cumhuriyet geleneğinin istikameti belli 200 yıllık Anayasal reform geleneğinden doğrultusal bir savrulmanın eşiğindeyiz. Bu savrulmanın sert bir hesaplaşma ile kırılmaya gitmeden makul bir uzlaşmayla toparlanarak 200 yıllık istikametine konulması hepimizin dileğidir.”
Gevşek yapılanma
Muhsin Altun
“Anadolu İrfanı, din ve gelenek arasındaki karmaşık etkileşimlerden ziyade halkın kendi toplumsal gerçekliklerinin ürünüdür. Ülkedeki halk irfanı, arzulanabilir şeyleri 'soğuk', arzu edilmeyenleri 'ılık' olarak nitelemişti.”
İslamcı siyaset veya dinle meşrulaştırılmış hile ve ganimet
Prof. Dr. İlhami Güler
“1950 sonrasında merkez sağ olarak Menderes, Demirel, Erbakan, siyaseti demokrasi kurallarına göre yapmaya çalıştılar. Oysa Fetullah Gülen ve ‘İslamcılık’, Demokrasiyi alet/araç; ekonomiyi ‘ganimet’; hukuku sopa; siyaseti de ‘Hile/Savaş’ mantığı ile yapıyorlar. Soru çalma ve mülakat, ganimet ve hile genetiğine dayanır.”
Silah bırakmamak için mazeretler, bırakmak için akıl ve sorumluluk gerekir
Adnan Boynukara
“Öcalan’ın çağrısının içeriği gayet açık. Neyin konuşulduğu ve yol haritası gayet net. Buna rağmen mazeret üreten yaklaşım sahiplerinin neye hizmet ettikleri onların sorunu. Bugünlerde sergilenen mazeretlerin ana kaynağını, motivasyonunu anlayabilmek için 28 Şubat 2015’ten sonra örgütün yaptığı açıklamaları hatırlamakta yarar var.”
Yeryüzünde kargaşa çıktı ancak işler yolunda değil!
Abdulbaki Değer
“Türkiye’de herhangi bir siyasetin zemin bulması için değil doğrudan iktidarın temini veya sürekliliği için kargaşa çıkarılması şeklinde bir yönetsel gelenek var. Bu gelenek zaman zaman tartışmaya konu edilse de Türkiye’nin parçalı yapısı maalesef geleneği yaşatmak için son derece elverişli bir ortam hazırlıyor.”
Tıbbiyede Türkçe mücadelesi (1860-1870)
Dr. Hayati Bice
14 Mart Türkiye’de tıp camiasının en önemli günüdür. 100 yılı aşkın süredir Tıp Bayramı olarak kutlanan 14 Mart tarihinin kökleri 1827 tarihine gider. Sultan II. Mahmud saltanatının yaşandığı 14 Mart 1827’de İstanbul’da batılı anlamda modern tıp eğitimi veren ilk tıp okulu olan “Tıbhâne-i Âmire” açılmıştır. Daha sonra ismi “Mekteb-ı Tıbbiye” olarak değişen okulun açılış günü olan 14 Mart, Türkiye’de tıp bayramı olarak kutlanmaktadır.
Zorunlu eğitimde sorun nedir veya sorun var mıdır?
Abdulbaki Değer
“Yıllar önce 4+4+4 sistemiyle zorunlu eğitimin süresi 12 yıla çıkarıldığında mevzunun süre olmadığını, zorunlu eğitimin kendine has bir yapısı bulunduğunu, bu yüzden yapılan düzenlemenin zorunlu niteliğiyle problem teşkil ettiğini ve bunu sorgulamanın kaçınılmaz olduğunu vurgulamaya çabalamıştık.”
İmamoğlu’nun diploması ve otoriter hukukçuluk
Abdullah Yargı
“İmamoğlu’nun diplomasını teknik ve hukuki açıdan tartışmak rejimin tuzağına düşmektir. 31 yıl önce alınmış diplomanın, yani ‘kazanılmış bir hakkın’, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olarak göstereceği kişiye ait olması, tartışmanın hukuki bir usulsüzlükle değil, gelecek seçimlerde güçlü bir rakibi hukuku kullanarak devre dışı bırakmakla ilgili olduğunu apaçık ortaya koymaktadır.”
Kemal Tahir ve ‘kerim devlet’
Halil Turhanlı
“Kemal Tahir batılılaşmanın Türkiye’de gerekli altyapısı olmadığında ısrar ediyordu. Onu farklı kılan, dönemin sosyalizm anlayışından ayıran yaşadığı topluma hazır çözümler önermemiş, şablonlara dayanmamış olmasıdır.”
Camide sosyal demokrasiyi anlatmak
Bekir Cebeci
"Sosyal demokrasi sosyal adaleti savunuyor. İslam da aynen adaleti savunuyor. İslam’da devletin dini adalettir. Sosyal demokratlar, hiç kimsenin aç ve açıkta kalmasını istemez. Sosyal devlet herkese iş ve aş vermelidir. Peki, İslam dinimiz bu konuda ne buyuruyor? ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir."
Dünya bir kez daha Uygurları yarı yolda bıraktı
Yalkun Uluyol
“On yılı aşkın bir süre önce, Çin’den kaçtıktan sonra zorla geri gönderilen Uygurların başına neler geldiğini kendi gözlerimle gördüm. 10 Ocak’ta bu adamlar tarafından yazılmış bir açık mektupta şöyle deniyordu: ‘Hapsedilebiliriz, hatta hayatımızı kaybedebiliriz. İnsan haklarıyla ilgilenen tüm uluslararası kuruluşlara ve devletlere acilen çağrıda bulunuyoruz: Bizi bu felaketten kurtarmak için iş işten geçmeden derhal harekete geçin.’”
Ahmet El Şara’nın Psiko-Biyografisi ve karar alma stili
Hasan Mesut Önder
“Muhammed Colani, 2006 yılında ABD tarafından yakalanarak Irak’ın Güneyinde yer alan ve cihatçı yetiştirme üssü olarak bilinen Buca hapishanesine konuldu. Burada Ebubekir El Bağdadi ile tanışıp güçlü bir ilişki kurdu. Colani, 2011 yılında bırakıldıktan sonra Bağdadi komutası altında faaliyetlerine devam etti.”
Suriye bölünebilir mi?
Taha Özhan
“1920’lerden beri bölünen Suriye’nin, bir kez daha bölünmesi yeniden projeksiyonların ana başlığına dönüştü. 1920’lerden itibaren Şam, Halep, Alevi, Dürzi ve Büyük Lübnan devletleri diye bölünmüş, sonra yirmi yılını doldurmadan -Lübnan hariç- tekrar birleşmiş bir ülkeye dair ‘bölünmeden’ bahsetmenin elbette dikkat çekici olduğunu düşünenler olabilir. Ancak biraz dikkatli bakılırsa, bu tarih, Suriye’nin bölünme tarihinden ziyade bölünememe tarihi olduğu da görülür.”
‘Harp, hiledir’ (Hadis) de; Siyaset, ‘Harp’ midir?
Prof. Dr. İlhami Güler
“Devrim, muhafazakârlarda bir travma yaratmıştı. Yetmişli yıllarda Türkiye’nin ‘Daru’l-Harp’ olduğunu söyleyen bazı katı muhafazakârlar, ‘Daru’l-Harp Fıkhı’ nın uygulanmasını savunurlardı. ‘Milli Görüş’, ‘Hizmet Hareketi’ ve Ak Parti, bu travmanın (N.F. Kısakürek) değişik kristalleşmeleridir.”
Günün tarihi üzerine: 9 Mart’ı bilir misiniz?
Ertuğrul Günay
“12 Mart 1971 Muhtırası, aslında 9 Mart’ta yapılması planlanan sözde ‘devrimci’ bir darbeyi önleyen ve kısa sürede planlayanların aleyhine çeviren bir karşı darbeydi”.
'Suriye’de işler iyi gitmiyor, acilen tedbirler alınması lazım!'
Görüşler
“Bugün geldiğimiz noktayı çarpıcı tek cümleyle ifade edeyim: Suriye’de işler iyi gitmiyor ve acilen tedbirler alınması gerekiyor! Bunu sadece bir analiz olarak değil alandan gelen doğrudan bilgiler ışığında vurguluyorum. Bu zor süreçte atılması gereken adımların gecikmeden atılması hem Türkiye’nin güvenliği ve stratejik geleceği için hem de Suriye halkının büyük acılardan sonra gerçek bir barış ve refah dönemine girebilmesi için olmazsa olmaz şarttır.”
Geçmişte Yargıtay’ın attığı iki olumlu adım
Prof. Dr. Sami Selçuk
"Yargıtay'ın tehdit suçuyla ilgili olan görüşü, içtihat düzeyine ulaşmıştı. Buna göre, tehdit suçu, eğer mağdurun yol açtığı kışkırtma sonucu öfkeyle işlenmişse, suçun kasıt öğesi ortadan kalkıyor, tehdit suçu oluşmuyor, dolayısıyla bu suçu işleyen kişiler de aklanıyorlardı."
Tüpten çıkan macun
Vahap Coşkun
“Öcalan, dayandığı ve üzerinde yükseldiği düşünsel ve toplumsal zeminin yok olduğundan hareketle PKK’nin defterini kapattı. PKK belli bir çağın şartlarının bir sonucu olarak hayat bulmuştu ve yine bir başka çağın değişen şartlarının bir sonucu olarak da nihayete ermesi lazımdı. Gerçekte bu, geç kalmış bir sondu. Nitekim PKK de çok geçmeden Öcalan’ın çağrısına uyacağını duyurdu ve ateşkes ilan etti.”
Gökalp yılının ardından
Dr. Hayati Bice
“Ziya Gökalp, Osmanlı Devleti’nin en zor döneminde, yetişmiş ve bu çalkantılı ortamda fikirleri şekillenmiştir. Bu dönemin birçok aydını, hızlanan çözülmeyi durdurmak için çeşitli yollar önerirken, Gökalp ise Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak bakış açısını savunmuştur.”
Unutmamalı o güzel çocukları
Menekşe Tokyay
“21 Ağustos’ta kaybolup 19 gün sonra cansız bedeni bir çuvalın içinde bulunan Narin Güran’ı, babasının adalet arayışı halen devam eden Rabia Naz’ı, evinin önünde asılı halde bulunan sekiz yaşındaki Şeyma’yı, annesinin evde kilitli bıraktığı ve çıkan yangında hayatını kaybeden o beş birbirinden güzel çocuğu, Yenidoğan Çetesi’nin elinde dünyaya gözlerini açamayan bebeleri unutamıyoruz. Çünkü çocuklar uyurken susulur, onlar öldürülürken değil..”
TÜSİAD hukuk devleti ve demokrasi
PROF. DR. İSHAK TORUN
“TÜSİAD yöneticileri acaba malum açıklamalarıyla siyasal iktidara meydan mı okudu, yoksa demokratik haklarını mı kullandı? Aynı soru siyasal iktidar için de formüle edilebilir: Siyasal iktidar TÜSİAD’ın açıklamalarını eski Türkiye’ye mahsus refleksle mi karşıladı, yoksa ekonomi aktörlerinin kullandığı demokratik hakları mı bastırdı?”
Gün ışığında demokrasinin çarpıcı iki örneği ve Türkiye’de yaşananlar
Prof. Dr. Sami Selçuk
Her gün birbirlerine söven siyasetçilere sesleniyorum: Kendinize istediğiniz özgürlüğü başkaları içinde isteyiniz ve de ülkenin yararı için görüşler sergileyenleri kaçacaklarmış gibi polislerin kollarında karakollara, savcılıklara sürükleyerek ‘hadler bildirme’ye kalkışmayınız. Kalkışmayınız ki, Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde hüküm üstüne hüküm giyme rekorlarını kırmasın.
Ayakkabı boyacıları, kendini gerçekleştiren kehanet veya eğitimimiz
Abdulbaki Değer
“Bernard Shaw’ın Amerikalı Beyazların Siyahlara ilişkin yaptıkları hayat tanziminin benzerini biz de kendi içimizde kendimizden birilerine yapmakta çok geri kalmış durumda değiliz. Bunu görmek için yürürlükte olana biraz mesafe koyabilmek yeterli gelecektir. Akışın içinde olduğumuz için çoğunlukla akan şeydeki açmazları göremez hale geliyoruz.”
Simone Weil: Kısa ama yoğun bir hayat
Halil Turhanlı
“Andre Gidé onun ‘koruyucu aziz’ olduğunu söylemişti. Albert Camus onu zamanının en büyük, en önemli beyinlerinden biri kabul etmiş, ‘tek büyük ruhu’ olarak tanımlamıştı. Siyasette kraliyetçi TS Eliot, anarşist ruhlu bu genç kadına duyduğu hayranlığın, beslediği derin saygının ifadesi olarak ölümünden sonra yayınlanan Kökler: İnsanın Ve Ruhun İhtiyaçı’nın İngilizce çevirisine yazdığı önsözde onun için ‘aziz olabilecek kişi’ ifadesini kullanmıştı.”
CHP demokratlaşabilir mi?
Bahadır Kurbanoğlu
“Elbette değişebilir; değişti de. Tek partili, kuvvetler birliğine dayalı otoriter yıllardan çeşitli sorgulamalar eşliğinde bugünlere ulaştı. Az buz bir gelişim göstermedi. Bunu çok mu isteyerek yaptı? Hiçbir güç/iktidar, değişimi gönüllü saiklerle kabullenmez; o imkânları “normlar” diye görülen argümanlar lehine kaybetmek istemez. Her değişim, iç-dış etkenlere, zorlamalara dayalıdır.”
Geçmiş değiştirilerek geleceğe gidilmez!
Hakan Paksoy
“Çete olup bayrama katılırken hep Maraş Harbi’nin kadın, erkek her yaştan yiğitleri, Dava’nın kahramanlarına benzemeye çalıştık. Kahramanlıklarına gıpta ettik. Çünkü onlar her yeni nesil için değişmeyen rol modeliydiler. Tarih şuuru bir millet için şarttır. Ama bu şart da bir şarta bağlıdır. Tarih, gerçeklerle ve değişmeyen geçmişle oluşur. Aksi hâlde gelecek tüyler ürpertici sonuçlara gebe kalacaktır.”
Anayasa Mahkemesi’nin savcılarla ilgili bir kararı ve çarpık bir mantık
Prof. Dr. Sami Selçuk
Bir savcının bakanın isteğiyle görev yerinin geçici olarak değiştirilebilir olması, onda güvenlik içinde olmadığı ve siyasal gücün etkisi altında bulunduğu kaygısını doğuracak; bu tedirginlik de, onun siyasal etki dışında işlem yapmasını engelleyebilecektir. Çareyi, Kızılderili atasözü söylemiş: “Yükün dürüst ise, gücün düşse bile, başın asla düşmez.”
Travmatik toplum ve hafıza çarpıklığı
Tarık Çelenk
“Çoğu sol-liberal aydın ya da psikiyatr, yeni mahalle kuşağının özellikle üst sınıf çocuklarının, 70’li yılların sol hareketlerinin burjuva çocukları gibi otoriteye başkaldırıp sorgulayanlar olabileceğini öngörmektedir. Ancak mahalleli genç kuşaktan bu sorgulamayı yapanlar oldukça azdır.”
Türkiye’de siyaset ve “Fırsatçılık” ilişkisi
Prof. Dr. İlhami Güler
“Fırsatçılık özü itibari ile hakkaniyete uygun olmayan, fahiş fiyat artışı, kurnazlık, ne pahasına olursa olsun başarı, acımasızlık, “Acırsan, acınacak duruma düşersin” anlayışıdır. Fakat kimse, bu davranışın, bu kadar yaygınlaşmasının kaynağını sorgulamadı. Ben, bunun, Türkiye’de yirmi küsur yıldır yapılan siyaset tarzının, halka sirayeti olarak görüyorum.”
1979 İran Devrimi başarılı oldu mu?
Arif Keskin
“1979 İran Devrimi, İslam ile özdeşleşen bir ideoloji çerçevesinde kurtuluş arayışını benimsemiştir. Ancak bu ideolojinin özgürlük, eşitlik ve adaleti tam anlamıyla gerçekleştiremediği, yönetimin kendisi tarafından bile kabul ediliyor. Bu durum, toplumu çeşitli çıkmazlara ve krizlere sürüklemiş, toplumsal dönüşüm için gerekli olan ütopik umudun yavaş yavaş kaybolmasına neden oldu.”
Gelenek ve Kanun
Muhsin Altun
“Gerici geleneklerin siyaset ve toplumdaki hâkimiyeti son bulmadıkça sömürgecilerin ‘Doğu için iyi’ klişesini doğrulamaya devam edeceğiz.”
Devrim ve darbe hukukundan iltisaka
Abbas Bilgili
Herkesi şüpheli göstermeye müsait iltisak kavramı çerçevesindeki hukuksuzluklar, darbe dönemi ürünleridir. Darbe ürünü arızalı hukuk cambazlıklarının normal dönemde de devam ediyor olması, demokrasimizin kalitesizliğini ve hukukun yerlerde süründüğünü gösteriyor. Bu durum, ülke insanını darbe dönemi atmosferine mahkum etmek anlamına gelir.
Dünya distopyalaşırken
Dr. Hayati Bice
“Berna Güzey eserinde kurguladığı Abus kentini gelecekte oluşmuş distopik dünyanın bir şehri olarak betimler: Dünya bildiğimiz âlem de değil artık. Bir zamanlar sekiz milyardan fazla insan yaşayan yeryüzünde nüfus yarıya inmiş. Sıcak savaşlar, ekonomik savaşlar, biyolojik savaşlar, açlık... Milyonlarca insanın kıyımına sebep olmuş.”
Filistinliler ne yapmaya çalışıyor?
Kadir Metin Akbaş
“Gazzeliler 7 Ekim 2023’de Filistin’i yeniden gündemimize dâhil ediverdiler. Bizi yeniden Filistin diye bir yer olduğuna, Filistin diye bir davamız olduğuna, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya, Gazze’ye inandırdılar. Bizi yeniden kendimize getirdiler.”
Erken seçim korkusu
Mesut Yeğen
“Kartalkaya faciasının sert biçimde geri çağırdığı ‘işlerin düzeleceği yok’ duygusuyla CHP’nin son hamlesinin canlandırabileceği ‘çaresi var’ duygusunun füzyonu giderek daha çok seçmende ‘2028’i beklemeyelim, bu cendereden erken bir seçim yoluyla çıkalım’ duygusunu güçlendirebilir ve bu duygu kaçınılmaz bir biçimde siyasi aktörlere geçebilir. Bu da erken seçimi siyasetin cari seçeneklerinden biri kılabilir.”
Savcılık kurumu ve savcılarımız
Prof. Dr. Sami Selçuk
“Savcılık bir karar makamı olmadığı halde bugün ülkemizde savcılar, ‘yetkisizlik kararı’ bile veriyorlar. Adalet Bakanlığı da, yükselme dönemlerinde yükselme sırasında gözetilmek üzere verilen yetkisizlik kararlarından da örnekler istiyor. Demek, ülkemizde, bırakınız başkalarını, Adalet Bakanlığı bile savcılık kavramını ve kurumunu iyi algılayamamıştır.”
HSYK kura töreni ve teğmenlerin ihracı
Damla Su Erbaş
Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doktora öğrencisi olan Damla Su Erbaş son günlerin yargı tartışmalarına hukuk felsefesi perspektifinden bir yaklaşım getiriyor.
Siyasetin hukuka müdahalesi devletin temelini çürütür
Ertuğrul Günay
“Hukuk devletin temelidir. Hukukun uygulanmasında siyasetin ayrımcı müdahaleleri devletin temelini çürütür; halkın devlete güveni, birlikte yaşama bilinci ve adalet duygusu zedelenir. Topluma ve devlete yapılabilecek en büyük kötülük budur.”
2
3
4
5
6
7
8
YUKARI
Anasayfa
Son Dakika
Yazarlar
Foto Galeri
Web Tv
Hava Durumu
Güncel
Dünya
Ekonomi
Kripto Para
Spor
Hayat
Karar Video
Foto Galeri
Görüşler
Resmi İlanlar
Kültür Sanat
Şehir Haberleri
Yemek Tarifleri
Sağlık
Teknoloji
Karar Nedir
Karar Biyografi
Kurumsal
Künye
İletişim
Gizlilik İlkeleri
Çerez Politikası
Kullanım Şartları
© Copyright 2015 KARAR