PTT tarafından 2002'de düzenlenen "2023'e Cumhuriyetimizin 100. Yılına Mektup Kampanyası" kapsamında yazılan mektupların adreslere ulaştırılmasına başlandı. Mektupları teslim alan kişiler duygusal anlar yaşadı.
Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı PTT tarafından 21 yıl önce başlatılan kampanya kapsamında "2023'e Cumhuriyetimizin 100. Yılına Mektup Kampanyası" mektupları, sahiplerine ulaştırılması için dağıtıma çıktı.
10 YIL ÖNCE KAYBETTİĞİ EŞİNE YAZDIĞI MEKTUBU ALDI
Eşi Mustafa Doğanay'a mektup yazan Menekşe Doğanay, mektubu teslim aldı. Eşini 10 yıl önce kaybettiğini belirten Doğanay, mektubu aldığında duygusal anlar yaşadı. Ankara'da yaşayan Doğanay, o gün yazarken hissettiği duygulara ilişkin şunları söyledi: "Mektup benden eşime geldi. Mektupla Cumhuriyet'imizin 100. yılını, evliliğimizin de 30. yılını kutlayacaktık. Bu mektubu, kıymetli evrakı bana ulaştıran PTT'ye ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. Bu coğrafyada büyüyen herkes için sevgi, değerlerimiz ve aile olmak çok önemli. Bu mektup sevgi ve değerle yazıldı, o yüzden bunu aldığım için çok mutluyum. 'Görevini en iyi yapan vatanını en çok sevendir' diyen Atatürk'ün, sözünü şu an yaşıyorum. PTT'ye çok teşekkür ediyorum. Nasıl açacağımı bilemiyorum. Benim için çok kıymetli. Bu emeğe karşı bu mektubu açıp içindekileri sizinle paylaşmak istiyorum."
Doğanay'ın eşine yazdığı mektupta şu ifadeler yer aldı:
"2002'den sevgilerle. İnşallah her şey bugünkü gibi olur. Sevgiyle olabilmek ümidiyle. Az önce ne yazacağım diye düşünürken,' 2 satır ekleyebilir miyim' diye sordun, 'Bakalım yer kalacak mı' dedin. Dün evliliğimizin 9. yılını bitirdik. Ben seninle evli olduğum için çok memnun ve mutluyum. Çünkü tanıdığım en dürüst insansın. Seni sadece sevmiyorum, eşim olduğun için saygı duyuyorum. Ama sana hep söylüyorum ya eğer bir gün ölürsen senin dürüstlük heykelini dikeceğim."
EŞİNİN MEKTUBU DA AYNI ZARFTAN ÇIKTI
Doğanay, aynı zarfta eşinin de yazdığı mektubun olduğunu ifade ederek, onun mektubu aynı zarfa koyduğunu bilmediğini dile getirdi. Zarfı eşinin kapattığını anlatan Doğanay, mektubunun aynı zarftan çıkmasının kendisi için sürpriz olduğunu vurguladı.
Doğanay'ın eşinin yazdığı mektupta ise şu ifadeler yer aldı:
"Hayatımın anlamı sevgili karıcığım, 20 yıl geçtiğine göre artık ameliyat yapamıyorumdur, ellerim titriyordur. İnşallah, bu mesleği bırakıp, birbirimize daha fazla zaman ayırabiliriz. Canım seni gerçekten sevdim. Gecenin 2'si olmuş ben hala yazıyorum."
Eşinin doktor olduğunu dile getiren Doğanay, hastalığı sürecinde kendisine "Yaşayacakların için senden özür dilerim." dediğini paylaştı.
Bu coğrafyada aile olmanın en önemli değer olduğunun altını çizen Doğanay, şunları kaydetti:
"Kendi hayatından vazgeçip, 'Senden özür diliyorum' diyerek kapıdan girdi. Doktor olduğu için hastalığı sürecinde yaşanacakları biliyordu. O yüzden böyle söyledi. Kızım 16 aylıkken eşimi kaybettik. Bu yıl eşimin vefatının 10'uncu yıl dönümü. Bu mektup benim için çok kıymetli. Küçük ve büyük kızım için de çok kıymetli. Bu mektubu bize ileten, kıymetli evraklar olarak saklayan PTT'mize çok teşekkür ediyorum. Bu coğrafyada yaşadığım için çok şanslıyım. Değerlerimiz olduğu için de çok şanslıyım. Çok yoğun duygular içindeyim. Bu mektup da aslında Cumhuriyet gibi. Cumhuriyet bundan 100 yıl önce bize yazılmış bir mektup. Cumhuriyet nasıl kıymetliyse bu mektup da çok kıymetli. Yalnız bir anne ve kadın, iki kız çocuğu sahibi olarak, Cumhuriyet olan bu topraklarda yaşadığım için çok gururlu ve onurluyum. Cumhuriyet'imizin 100. yılı olması, bu mektubu o zamandan şimdiye yazmış olmamız çok önemli. Eşim olsa ne derdi? Atatürk'ü çok severdi. 'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.' Yaşasın Cumhuriyet. PTT, mektupla bizi ve küçük kızımı çok mutlu etti."
51 YILLIK EŞİNDEN MEKTUP ALDI
Ankara'da yaşayan Şükran Erciyas da eşi Cuma Erciyas'ın kendisine yazdığı mektubu görevlilerden teslim aldı.
Erciyas, "Eşimin böyle bir mektup yazdığını bilmiyordum. Duygulandım, çok mutlu oldum. Eşimle iyi günde, kötü günde, acıda, kederde hep beraber 51 yıl birlikteyiz. Eşim daha önce sadece askerken böyle duygulu mektuplar yazmıştı. Hep beraberdik, hiç ayrılmadık. Bu askerden sonra ikinci aldığım mektup ve ömrümün gittiği yere kadar saklarım. Hep beraberdik, hep beraber olacağız." dedi.
EVLENECEĞİ KİŞİ İÇİN 100'ÜNCÜ YILA ÖZEL YAZDIĞI MEKTUP, 21 YIL SONRA ELİNE ULAŞTI
Diyarbakır'da ileride evleneceği kişi için duygularını kaleme döken Derya Akkoç'un (44) mektubu da 21 yıl sonra eline ulaştı. Mektubu okurken duygulanan evli ve 2 çocuk annesi Akkoç, "Burada bu anı yaşamak çok özel bir şey, çok heyecanlandım. Bir kere bu mektubu alabilmiş olmanın huzuru ve mutluluğu beni çok mutlu etti. Çok şükür sevdiğim insanlarla, evlatlarımla birlikte bunu almak bana nasip oldu. 100'üncü yılımız zaten çok anlamlıydı, daha da anlamlı oldu" dedi.
Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü'nün, 2002'de düzenlediği '2023'e Cumhuriyetimizin 100'üncü Yılına Mektup' kampanyası kapsamında, Diyarbakır'da 174 kişi mektup yazdı. Derya Akkoç da Cumhuriyet'in 100'üncü yılında kendisine ulaştırılması için mektup yazmaya karar verdi. O dönem bekar olan Akkoç, evleneceği kişi için duygularına kağıda dökerek, mektubunu PTT şubesine teslim etti. 2006'da Azad Akkoç ile hayatını birleştiren Derya Akkoç'un 1'i erkek, diğeri kız, 2 çocuğu oldu. 21 yıl süreyle PTT'de bekleyen mektubu, kurumun başmüdürü Rıdvan Acar, Sur ilçesindeki evine götürüp Derya Akkoç'a teslim etti. Akkoç, mektubu açarak, yazdıklarını ailesine okudu. Akkoç'un mektubunda, "Şu an tek düşüncem evleneceğim insan hakkında, acaba nerede ve kiminle paylaşıyor gecesini. O insanı, eşimi çok merak ediyorum. Eşimle sadece ikimizin olacağı bir dünya yaratmak istiyorum ve onu tüm kalbimle sevmek istiyorum. Sanki bir kalbim yokmuş gibi hissediyorum. İstediğim tek şey, eşimin beni her şeyden ve herkesten çok daha fazla sevmesi. Eşime, hayatımda anlatacak o kadar çok şeyim olacak ki, gökten zembille ya da başka şekilde yanıma düşmesini bu gece çok isterdim" ifadeleri yer aldı.
Akkoç, "Evlilik değiştirilemeyen kader denir ya, insan hep kaderini merak eder. Burada bu anı yaşamak çok özel bir şey, çok heyecanlandım. Bir kere mektubumu alabilmiş olmanın huzuru beni çok mutlu etti. Çünkü yarınımızı bilemiyoruz. Ben aslında bir meçhule mektup yazmıştım. Belki ben alamayacaktım, varislerim alacaktı. Çok şükür sevdiğim insanlarla, evlatlarımla birlikte bunu almak bana nasip oldu. Emanetimize sahip çıkan PTT'ye çok teşekkür ederim. 100'üncü yılımız zaten çok anlamlıydı, şimdi daha da anlamlı, daha da heyecanlı oldu. Bu duyguları çocuklarımın yaşaması da beni çok mutlu etti. Eğer hayatta değilsem de 'Varislerim bu mektubu okuyordur' diye seslendim varislerime. Yazdıklarımın ağırlığıyla ya da duygularıyla mutsuz olmayın. 'Bilin ki bu dünyada bir Derya geçti ve mutlu öldü' dedim" diye konuştu.
Eşinin evliliklerinden 4 yıl önce mektubu yazmış olmasının kendisini duygulandırdığını belirten Azad Akkoç da "Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutladığımız bugünde bu mektup bize ikinci bir bayram havası yaşattı. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını tekrar kutluyorum" dedi.
Çiftin oğlu Çağlar Akkoç (12) da "Annem, daha biz yokken, bizim için böyle şeyler yazmış. Bu ana tanıklık ettiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Gelecekteki çocuklarıma anlatacak bir anım oldu" ifadelerini kullandı.
